FETÖ’den davaları engelleme gayretleri

İstanbul'da yürütülen soruşturmada da örgüt hâkim ve savcıları şikâyet ederek üzerlerinde baskı oluşturmuştur.

Bütün soruşturma aşamaları, günlerce yanlı olarak örgütün basın yayın araçlarıyla yayınlanmıştır.

HSYK üzerinden hâkim ve savcılarla ilgili inceleme izinleri alınmış, basına servis edilerek baskı oluşturulmuştur. Bu yolla örgütlenme soruşturmaları devletin soruşturması olmaktan çıkarıp şahsileştirmek amacı gütmüştür.

Eğer hâkim ve savcı örgütten tehdit suçundan şikâyetçi olsa bu defa arada husumet oluştuğu, artık soruşturmayı o hâkim savcının yapamayacağı gerekçesini ileri sürecektir.

Örgüt, soruşturmaları engellemek için kamu görevlilerine karşı her türlü hile, yalan, tehdit ve hakaret yöntemlerine başvurmuştur.

Bu fiilleriyle de dini bir cemaat olmadığını, bütün terör örgütlerinden daha tehlikeli bir yapı olduğunu ortaya koymuştur.

Fetullahçı (Paralel Devlet Yapılanması) Terör Örgütü, ayrıca, bazı siyasetçilere yapılan soruşturma işlemleriyle ilgili açıklamalar yaptırıp karşı kamuoyu oluşturmuştur.

Soruşturmalarda yazılan bazı müzekkere ve talimatları kamu kurumları içindeki kadrolarından elde eden örgüt, toplumda masum algısı oluşturmak için ayarladığı siyasetçi, akademisyen, gazeteci, yazar görüşlerine başvurmuş, kendi basın yayın organlarında bazı yazar ve gazetecilere kasıtlı, doğru olamayan ve yanlı haber ve yorumlar yaptırıp yazdırmıştır.

Devleti düşman gören bu yapı dış ülkelere özellikle ABD ve AB'de kendilerine yakın grupların içinden seçtikleri bazı kimselerin açıklamasıdır diye yazılar yorumlar da yaptırmıştır.

FETÖ, çeşitli lobilere para verip soruşturmaları değersizleştirmek ve Türkiye aleyhine kamuoyu algısı oluşturmak için faaliyetler yürütmüştür.

Soruşturmanın yürütülmesi için yazılan her müzekkere gazete manşetlerine haber yapılıp televizyon kanallarında her haber bülteninde gerekmediği halde baskı oluşturmak için haksız ve hukuksuz olduğu ileri sürülerek tekrar edilmiştir.

FETÖ karşı yürütülen soruşturmada özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve soruşturmayı zorlaştıran mevzuat düzenlemeleri de büyük bir engel oluşturmuştur. Terör ve örgütlü suçlulukla mücadele mevzuat etkili ve yeterli bir soruşturma yürütebilmek için çok önemlidir.

Örgüt aleyhine delilleri kısa sürede ortadan kaldırmıştır. Örgütün kadroları tarafından TİB ve Emniyet İstihbarat Dairesinin Log kayıtlarının silinmesi, dershane, okul ve yurt kayıtlarının imhası ve bilgisayar hard disklerinin değiştirilmesi gibi bir dizi örgütlü ve sistematik delil karartma olayı yaşanmıştır.

Örgüte karşı yürütülecek soruşturmayı engellemek için FETÖ, bir yandan da kripto elemanlarına hükümet eliyle mevzuat değişikliği yaptırılması için görev vermiş, soruşturmayı güçleştiren her türlü hukuki tedbir el altından alınmıştır.

Dosyaların her avukat tarafından görülebilmesi, suret alınması, tutuklama, el koyma ve dinleme gibi delil elde etme yöntemlerinin hiç yapılamaz şekilde zorlaştırılması gibi birçok mevzuat değişikliği yaptırılmıştır.

Bu kanuni engeller soruşturmanın seyrini etkilemiş ve delil elde etmek imkânsız hale getirilmiştir. Paralel yapıya karşı kamu idareleri mücadele vermek yerine bu örgütün varlığını bilerek gizleme yoluna gitmişlerdir.

Kamu idarelerinin çok önemli bir kısmı, soruşturmanın ilerlemesi için gerekli bilgi ve belgeleri kasten gizlemiş devleti ele geçirmek azmindeki örgüt o kurumda hiç yokmuş gibi davranmıştır.

Kamu kurumlarında örgütün imamları ve kadroları, kozmik ve kripto üyeleri, sempatizanları etkili ve hala önemli makam ve mevkileri işgal altında tutmaktadır.

Mesela şüpheli Kazım Avcı, tutuklandığı sırada bile hala TBMM’de müşavir olarak çalışmaktadır. Şüpheli yönetici imamlardan Osman Karakuş, on parmağında on marifet her kamu kurumunda bir kurulda üst düzeyde görev almıştır.

Soruşturmayı zorlaştıran bir diğer sorun ise kişilerin her şeyi paralel yapıya havale ederek bundan "yarar sağlama beklentileri" olmuştur.

Alakası olsun olmasın her olayı paralel yapının işlediği iddia edilerek başvurular yapılmış ve sonuçta soruşturmada gerçekten paralel yapının faaliyeti ile ona atfedilen olayları ayırmak için uzun süren çaba gerektirmiştir. İşlediği suçun sorumluluğundan kurtulmak isteyen cezaevindeki hükümlü ve tutuklulardan birçok gereksiz dilekçe gelmiştir. Mesela 2001 yılında ırza geçmeye teşebbüsten mahkûm olan bile bunu paralel yaptırdı diyerek dilekçe göndermiştir.

Soruşturmada bir diğer engel ise bu örgütün faaliyeti nedeniyle zarar görenler, mağdurlar, sonradan "Stockholm Sendromu" yaşayarak FETÖ ile iyi ilişkiler kurarak sanki kendilerine karşı hiç suç işlenmemiş ve suçtan kazanç sağlamış gibi davranmalarıdır. Mağdur edilen kimseler, örgüt tarafından algı yönetiminde kullanılmışladır ve bu durum anlaşılır gibi değildir.

Örgütün işlediği suç karşısında ezilenlerin sonradan yıllardır bu cemaatten biri gibi hareket etmeleri akılla mantıkla izah edilememektedir.

Örgütün hükümete karşı bir darbe teşebbüsünde bulunduğu aşikâr olmasına rağmen resmi hiçbir şikâyet başvurusu yapmamıştır.

Örgütün varlığı, terör örgütü olduğu kabul edilmesine rağmen kamu kurumları aktif bir faaliyet içinde de olmamışlardır.

Kamu idarelerindeki kamu görevlileri, örgüt geri geldiği zaman zulmünden çekindiklerini, örgütün karşısında yer almamak için böyle davranmak zorunda olduklarını açıklıkla ifade etmişlerdir.

Toplum üzerinde olduğu gibi kamu görevlileri üzerinde de örgütün kurduğu baskı ve tehdidin boyutu oldukça vahimdir. Yalnızca bu durum bile yapının niteliğini izhar etmektedir. Yargı içinde örgütün önemli bir militarist kadrosu varlığını sürdürmektedir.

Örgüt istediğinde her türlü hukuksuz kararı verecek ve yargı eliyle devletin kamu gücünü örgüt menfaatine kullanacak binlerce hâkim savcıya sahiptir.

Yargının içinde bulunduğu bu durum sebebiyle örgüte karşı karar alıp uygulamada da sorunlar sıkıntılar yaşanmıştır.

FETÖ’de benzer diğer terör örgütleri gibi hâkim savcıları, tanıkları, mağdurları, bilirkişileri korkutup tehdit ederek soruşturmayı engellemeye çalışmıştır.

Bütün bu fiili engeller ve örgütün engelleme gayretlerine rağmen devletin düzeninin ve bekasının temini için bu soruşturma mevcut şartlar altında güçlükle devam ettirilip sonuçlandırılmıştır.