2022-2023 Sezonu resmen başladı. Fenerbahçeli futbolseverler Pazartesi gecesi Kadıköy’ü sarı laciverte boyadı. Tribünler heyecanlı, Kadıköy esnafı dahil herkesin yüzü gülüyordu.

2022-2023 Sezonu resmen başladı. Fenerbahçeli futbolseverler Pazartesi gecesi Kadıköy'ü sarı laciverte boyadı. Tribünler heyecanlı, Kadıköy esnafı dahil herkesin yüzü gülüyordu. Ta ki 90 dakika bitene kadar. Fenerbahçe şenlikle bitecek bir gecede sezona puan kaybıyla başladı.

Pazartesi günü akşamüzeri saatlerinden itibaren Kadıköy'de şenlik havası vardı. Fenerbahçeli on binlerce taraftar erken saatlerde Kadıköy sokaklarındaydı. Yemekler yenildi, sohbetler edildi saatler ilerledikçe heyecan arttı ve bol gollü sezon açılışı beklentileri oluştu herkesin aklına. Sokaklarda karşılaştığım, selamlaştığım ve sohbet etme şansı bulduğum tüm taraftarlarda bol gol ve şölen havasında geçecek bir 90 dakika beklentisi vardı. Öncelikle kadro tercihleri ve yerleşim incelendiğinde yerine oturmayan taşlar vardı. Kaleci Altay Bayındır'ın sakatlık dönüşü henüz tam hazır olmaması, defans hattındaki yeni oluşmuş ve birbirine henüz alışmamış durumda olan ve hatta henüz Ezgjan'ın da eklenmediği bir savunma, önlerinde Ümraniyespor orta sahası ile tek başına çarpışmaya çalışan ve ilk yarının ortalarından itibaren bu mücadeleyi kaybeden Arao, sezon kampı görmemiş olan Joshua King, inişli çıkışlı performansı her daim gündemde olan, attığı 2 gole rağmen kademe hataları ve yaptığı top kayıplarıyla, yanlış pas-şut tercihleri yapmasıyla saç baş yolduran ve maçın belirli bir süresinde ıslıklanan Valencia faktörü de eklendiğinde kaçınılmaz son yaşandı. Fenerbahçe yeni sezona 2 puan kaybıyla başladı.

Emre Mor, Ferdi Kadıoğlu ve Lincoln'ün çabaları her ne kadar tribünler tarafından takdir edilse de bu çaba maalesef sonucu Fenerbahçe lehinde değiştirmeye yetmedi.

Umut edenler ve Umudunu kaybedenler!

Maç esnasında ve maç sonrasında tribünlerdeki taraftarlarda 2 yönlü düşünce hakimdi. Bunlardan ilki; ''Henüz yeni transfer edilen ve kadroya monte edilmemiş durumda olan Ezgjan Alioski ve sakatlığı dolayısıyla olmayan Joao Pedro eklendiğinde, yapılacak olan santrafor transferi de geldiğinde bu takım olur.'' Şeklindeydi.

Diğer bir görüşe sahip olan taraftarlar ise; daha karamsar ve daha mutsuzdu. Kaleci Altay'ın yan top zaafı, uzaktan yediği gollerin sayısının her geçen gün artması, Gustavo Henrique'nin saç baş yolduran performansı, takımda skora isyan eden oyuncunun olmaması, santrafor transferinin hala yapılmaması gibi etkenler de göz önünde bulundurulduğunda dün akşam maç sona erdiğinde, çok uzun sürmese de tribünlerin %75'i sahada yaşananları ıslıkladı.

Yaşanan şey, kaybedilen 2 puanın üzüntüsü değildi. Lig çok uzun bir maraton ve puan kaybı telafi edilebilir ancak yaşanan duygu; hayal kırıklığıydı. Yine aynı şeyleri yaşıyoruz/yaşayacağız kaygısıydı. Şampiyon olunamayan 8 koca yılın getirdiği kırgınlıktı. Yıllardır yıprandı Fenerbahçe taraftarı. Mutlu olmayı, edilmeyi bu kadar hak edip, bu uğurda maddi manevi tarifi olmayan fedakarlıklar yapıp neticesinde bu denli mutsuz olmuş başka bir taraftar kitlesi en azından ben hatırlamıyorum. Birçok ülkede vardır böyle kulüpler; Daha sezon başlamadan şampiyon olmayacağına emindir ancak o yönde beklentisi de zaten yoktur. Fenerbahçe ise her yıla şampiyonluk ümidiyle başlar, haricindeki her sonuç başarısızlıktır. Bunu herkesin iyi anlaması ve tüm mesaisini bu doğrultuda, bu amaca ulaşmak için harcaması zorunluluktur. Geçen her gün, her dakika ve saniye Fenerbahçeli taraftarlar için şu an zul niteliğinde. Kadrodaki eksikliklerin ivedilikle tamamlanıp, taraftarları tekrar heyecanlandıracak, onlara ümit verecek gelişmeler olmalı. Şimdi Perşembe günü Slovacko rövanş mücadelesine çıkacak Fenerbahçe. Ülke puanı için olduğu kadar Fenerbahçe camiası için de önemli bir mücadele. Dilerim ki camiaya moral olacak bir sonucu olan maç olur ve Fenerbahçeliler bir gece mutlu uyur.