2014 yılında yazdığım 2015 yılının başında “Felaketin Eşiğinde Umudu Düşledim” başlığı altında küçük hacimli bir kitap yazmaya çalışmıştım. Kitaptan daha çok yaşadığımız bunalımları dile getirmeye çalıştığım uzun bir makale desem daha doğru olur...

2014 yılında yazdığım 2015 yılının başında 'Felaketin Eşiğinde Umudu Düşledim' başlığı altında küçük hacimli bir kitap yazmaya çalışmıştım.

Kitaptan daha çok yaşadığımız bunalımları dile getirmeye çalıştığım uzun bir makale desem daha doğru olur.

Her ne kadar okuyanlar beğense de umut ettiğim gibi etki alanı oluşturmadı. Ben de kitabın içinde yer alan konulara makalelerimde yer vererek maksadın hasıl olması için gayret ediyorum.

Herkes kendi çapında misyonunun gereği mücadelenin içinde bir şekilde yer almak zorundadır.

Gerçekten felaketin eşiğindeyiz. Bu felaket ne corona veya diğer virüsler ne de tahrip gücü dünyayı yakıp yıkacak silahlar. Bu felaket Müslüman çocuklarının İslam'dan uzaklaşarak imansızlığa düşmesidir.

Bu nedenlerle kitabımın ön sözünün bir kısmını siz dostlarımda paylaşıyorum ki maksadımız anlaşılsın.

İnsanlık tarihinin en büyük felaketleri; insanların, Allah(cc)'a ve Peygamberlerine karşı isyanının neticesi ortaya çıkan sapkın davranışlarından sonra meydana gelmiştir.

Müslümanlar için felaketlerin en büyüğü; İslam'dan uzaklaştırılması ve imansızlığa düşürülmesidir.

Her Müslüman, insanımızın imansızlığa düşmemesi için sorumluluğu nispetinde üzerine düşeni yapmalı ve Müslümanın imanını kendisine dert edinmelidir.

İnsan, bir şeyi kendisine dert edinmişse mutlaka derdini seviyordur. Benim, derdimi sevdiğim gibi.

Benim derdim; dinimizin öğrenilmesi, öğretilmesi, yayılması ve yaşatılması; ülkemizin her alanda güçlenmesi, tüm insanlığın umudu olmasıdır.

Felaketin eşiğinde umudu düşlemekle birlikte bırakınız insanlığa umut olmayı kendi insanımızın geleceğinin umutsuzluğunu yaşamaktayım.

Bu umutsuz duruma kendiliğinden değil; İslam düşmanlarının planlı programlı çalışmaları neticesinde gelinmiştir.

Hepimiz; gerek devletin kurumları gerekse diğer kurum ve kuruluşlar hiç bir mazerete yer vermeksizin üzerine düşeni hiç bir etki altında kalmadan, sanal korkulardan uzak, acilen yapmak mecburiyetindedir.

-Tren kaçmak üzere!

Tren kaçarsa arkasından ağlamanın, sızlamanın faydasının olamayacağı bir dönemi yaşıyoruz.

Evet! Nesil elden gidiyor, hem de göz göre göre!..

İnsanımız, özellikle de gençliğimiz her geçen gün İslami değerlerden uzaklaşıyor. Bugünden tedbirler alınmaz yapılması gerekenler bir an evvel yapılmazsa birkaç nesil sonra namaz kılan, oruç tutan, örtünen insan sayısı düşündüğümüzün çok altında kalabilir.

Sorulduğu zaman Müslüman'ım diyen, İslam'ın emir ve yasaklarına uymayan bir topluluk ağırlık kazanabilir.

-Allah (cc) korusun!

Kendisi küçük mesajı büyük kitabımı yazmamın amacı; ülkemiz insanının içinde bulunduğu İslami yozlaşmaya; dünyada yaşanan bunalıma ve özellikle Müslümanların maruz kaldığı vahşetlere karşı feryadımı ortaya koymaktır. Dikkat çekme zamanı geçmiş feryat etme noktasına gelinmiştir.

Kitabın önsözünde yukarıdaki açıklamalara yer vermiştim. Yukarıda da ifade ettiğim gibi kitap okuyanlarca beğenilmesine rağmen ilgi görmedi. Bunun dağıtımdan tanıtıma kadar eksikleri olsa da hemen hemen tüm internet satış sitelerinde satışa sunuldu.

Burada esas olan ilgi görüp görmemesi değil, Allah(cc)'ın rızası için karınca kararınca bir gayretin içinde olmaktır.

Yaklaşık beş yıldır da yazılarımızla elimizden geldiğince ehli sünnet çizgimizi bozmadan devam ediyoruz. Allah(cc) istikametimizi bozmasın, yardımını üzerimizden esirgemesin.

Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, 'Felaketin Eşiğinde Umudu Düşledim' adlı kitabımı yazarken felaketin boyutlarının bu kadar büyük olduğunun inanın farkında değildim!

Mesela; Deizm, Ateizm ve ne ad altında olursa olsun her türlü inançsızlığın bu kadar yaygınlaştığını, sünnet inkarcılığının sapkınlık boyutuna vardığını bilmiyordum.

Ayrıca, sınırsız bir cehalet özellikle de okumuş kesimde hüküm sürmektedir.

Yani, felaketin sınırları tanımlanamaz boyutlara ulaşmıştır. Bir şeyler anlatmak istiyorsun anlamıyorlar; anlamadıkları gibi her türlü imkana rağmen araştırmıyorlar da.

-Ne diyeyim, derdimiz çok büyük!

Yüce Rabb'im her daim hepimizin yardımcısı olsun.