Felak Suresi’nin sırları ve Big Bang büyük patlama

1940'lı yıllarda Fred Hoyle Big Bang teorisine karşı çıkmış ve evren gerçekten tek bir noktadan başladı ise "Bana Big Bang Fosili" bulun itirazını yapmış ve bilim adamları George Gamov ve Ralp Adler, Hoyle'nin sözünü dinleyerek Big Bang'ın fosili yani izleri olması gerektiği sonucuna varmışlardı.

Gamos ve Adler, Big Bang yani büyük patlamadan sonra evrenin her yöne doğru genişlediğinden yola çıkarak ortaya çıkan kozmik fon radyasyonunun izlerine rastlayabileceklerini düşündüler.

Gamov ve Adler'in açtığı bu yol 1960 yılında New Jersey'de Pirnceton niversitesinde bir grup bilim adamının kozmik fon radyasyonunu hassas bir şekilde tespit etmeleri ile evrende ki büyük patlama ilk defa kanıtlanmış oldu. Ancak onlarla aynı anda çalışma sürdüren Arno Penzias ve Robert Wilson evrenin dört bir yanından yayılan Radyasyon'u tespit etmişler ve bu sayede de Nobel ödülünü kazanmışlardır.

Daha sonra ise COBE uydusundan alınan veriler gösterdi ki evrende kozmik fon radyasyonu mevcuttur ve daha sonra bir çok bilimsel kanıt evrenin tek bir noktadan başladığını açıkça ortaya koydu. İşte ilginçlik de tam burada başlıyordu, bilim dünyası 1930'lu yıllarda araştırılmaya başlanıp, ilk bulgularına 1940'lı yıllarda rastlanan, 1927'yılında Lemaitre ile devam eden süreçte kesinlik kazanan Big Bang yani büyük patlamayı yeni yeni keşfederken Kur'an bu büyük patlamanın izlerini asırlar önce ortaya koymuştu.

Bilim adamları tayf ölçerler sayesinde Evren'imizin tahmini olarak %73 hidrojen ve %25 hemyum ve karışık miktarlarlarda da diğer elementleri içerdiğini hesapladılar. Fakat bura da çelişkili bir durum vardı çünkü yıldızların ürettikleri hidrojen ve helyum tespit edilen kadar elementi yaymış olamazdı. Bilim adamlarının vardığı şaşırtıcı sonuca göre %40 civarında Helyum ve ve Hidrojen'in yıldızların oluşumundan önce evrene yayılmış olabileceği sonucuna varmışlardı.

Büyük Patlama ile tüm evrene gaz ve toz bulutlarının yayıldığını bilim adamları delilleri ile birlikte ispatlamıştı. Asırlar önce Kur'an acaba bu toz ve gaz bulutları hakkında ne diyordu dersiniz ?

Ayete bakalım;

"Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yere: "İsteyerek ve istemeyerek buyruğuma uyun" dedi. İkisi de: "İsteyerek girdik" dediler."

Ayette geçen "Duhan" kelimesi Arap dilinden tercüme ile bugün ki karşılığına bakacak olursak bize "Nebula" bulutsularını da anımsatmaktadır.

Bu sonuç büyük patlama sonrası evrene yayılan Helyum ve Hidrojen miktarına da eşitti ve bu da Big Bang'ı kanıtlayan delillerden biri olarak sayılabilirdi. Günümüzde ise İsviçre'de gerçekleştirilen çok yüksek maliyetli Cern deneylerinde Big Bang teorisi hakkında pek çok delil bulunmuştur. Cern deneyinin lider kadrosunda yer alan Astro Fizikçi Prof. Peter Dornan, Cern deneylerini Big Bang teorisi için en büyük kanıt olduğunu söylüyordu.

Evren'in bir başlangıcı olması gerektiğini bilim açıkça ortaya koyuyordu, bu gerçekliği ise Kur'an asırlar önce bildirmiş ve evrenin sonsuzluk döngüsü içinde olmadığını bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu ayetleriyle açıklıyordu.

Her ne kadar inanmayanların maddenin sonsuzdan beri var olduğu ve canlı - cansız varolanların bütünün tesadüfen oluştuğu fikrini savunuyor olsalar da bugün bilim evrenin sonsuzdan var olmadığını büyük kanıtlar ile ortaya koymuştur.

Enbiya suresu 30. Ayette inanmayanlar için "İnkar edenler bilmezler mi ki göklerle yer bitişik idi. Biz onları ayırdık." sözü de inanmayanların olacağının en güzel kanıtıdır.

Büyük patlama konusunda Kur'an'da pek çok işari ayetler bulunsa da bir sure var ki bu surenin içerisinde ki bir kelime bambaşka bir bakış açısı sunmaktadır bizlere.

Felak!!!!

Günümüz Türkçesinde kullandığımız bir kelime vardır "İnfilak" kelimesi... Bu kelime ani bir patlamayı ifade eder Arapça da ise günün doğmasına "Felak'üs Subh" denir ki bu da köken açısından yırtmak, yarmak, ani yayılmak anlamlarına gelir.

Kur'an'ı Kerim'de de malumunuz üzere "Felak" suresi vardır. Burada ki Felak kelimesini İnfilak kelimesinden hareket ile ve Arapça'da ki kökeninden yola çıkarak harmanlayacak olur isek karşımıza Felak = Patlama sonucu çıkacaktır.

Yani ani bir patlamadan sonra ortaya çıkan anlamına gelmektedir ki ayette de arapların kullanmış olduğu felak'üs Subh anlamında yani "o sabahın rabbine sığınırım" kelimesi içerisinde kullanıldığı Türkçe meallerde söylenmiştir.

İbn'i Sina, Muhyiddin Arabi gibi İslam alimleri Felak suresinde ki bu kelimeyi "yeni bir doğuş" olarak tanımlamış İbn'i Sina ise anne rahminde ki çocuğun birden ortaya çıkışına yormuştur ve "ilk yaratılış" anlamına geldiğini dile getirmiştir.

Felak kelimesi ise bize evrenin ilk yaratılış aşaması olan Big Bang'ı hatırlattı. Tüm evrenleri tek bir noktadan büyük patlama yani Felak ile yaratan Allah'ın ayette söylediği gibi "Gul eguzu bi rabbil felak" yani Felak'ın rabbine sığınırım...

Peki ayeti şöyle değerlendirsek?

Felak'ın yani büyük patlamanın rabbine sığınırım...

Neden büyük patlama? Çünkü bugün gerek Kur'an gerekse bilimin ortak noktada buluştuğu büyük patlamadan sonra bir düzen evrenine geçildiği ve canlı yaşamının başladığı bir gerçektir.

Yani kısaca Felak, Büyük Patlama, Allah'ın evrensel düzenini temsil etmektedir.

Ayette Felak'ın rabbine sığınırım sözünün açılımı "Büyük Patlama'dan sonra ki düzeni Kur'an Allah'a sığınırım" anlamına gelmiyor mu sizce ?

Yazımızda hatalar var ise nefsimizdendir, isabet ve tesir ederse Rabbimin lütfudur...

Saygılarımla