Yaklaşık 100 küsûr yıllık bir süreden bu tarafa doğru, bu ülkede; kendisini çağdaş, ilerici,  batıcı, laik, atatürkçü vb sıfat ve vasıflarla(!) ifâde eden kişilerin çok büyük bir kısmı;[ insanımızın çoğunun yapmaya çalıştığı üzere] hayatını dinine göre yaşamaya çalışan Dindar insanlara, faiz/kredi almayanlara, İslâmî tesettürün icâbı örtünenlere vb vs değer yargılarına göre yaşamaya çalışanlara; gerici, çağdışı, yobaz ve benzeri cümlelerle, kendilerince aşağılamaya çalıştılar!..

Yaklaşık 100 küsûr yıllık bir süreden bu tarafa doğru, bu ülkede; kendisini çağdaş, ilerici, batıcı, laik, atatürkçü vb sıfat ve vasıflarla(!) ifade eden kişilerin çok büyük bir kısmı;[ insanımızın çoğunun yapmaya çalıştığı üzere] hayatını dinine göre yaşamaya çalışan Dindar insanlara, faiz/kredi almayanlara, İslamî tesettürün icabı örtünenlere vb vs değer yargılarına göre yaşamaya çalışanlara; gerici, çağdışı, yobaz ve benzeri cümlelerle, kendilerince aşağılamaya çalıştılar!..

Suçladılar, dışladılar ve bazı yerlerde de, yasakladılar..!

Şimdilerde ise; onlar, ayaklarını biraz gazdan çekmiş vaziyetteler..

Zira; Artık.! adı demokratik İslam(!) olan yeni bir din icad edildi ve bu demokrat din mensupları, zaman zaman o çağdaşlardan da daha kindar olan dindarlar(!) oldular.

Bu modern-çağdaş ve demokrat süslü'man müslümanımsılara göre;

İSLÂMİ TESETTÜR ile örtünen mü'mine hanımefendiler (haşa) bağnaz, yobaz, bu asra uygun olmayan, İslam'ı anlamayan ve kötü görüntü veren kimseler oldular..! Bunu alenen, kavlen ve fiilen ifade ediyorlar..

Ama, kendilerinin "çıplak örtünen- giyinik çıplak" Pes'ettür kıyafetleri ise, Tesettür(!) oldu.. ama islam olamadı, gayri müslim icadı bişey.. ama çok acib şey..?!

Onlara göre [haşa.. sümme haşa..!] Allah (cc.cş) bu asrı görememiş ve bilememişti.

Bundan dolayıda bu asra uygun bir hüküm veremediğinden (haşa!), islam Dinini, ahkamını ve ahlakını {kendileri} asra uygunlaştırdılar ve uygunlaştırmaya da, devam ediyorlar..!

Eeeee.! İnandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başlardın diye bir kaide-i külliye var daaa...

Allah'ımız, bunları Kur'anda şöyle tarif eder:

'Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.' (S.En'am:159)

Maide Suresinin 44. Ayetinde: 'Benim ayetlerimi az bir fiyata satmayın..!"

Bakara Sûresi 174 cü Ayet: "Allah'ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir dünyalık menfaat karşılığında değiştirenler/ satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak!.. Onlar için elem verici bir azap vardır!"

175 ci Ayet: "Onlar, doğru yol karşılığında sapkınlığı, mağfiret karşılığında azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklılarmış!.."

Pekala; FATİHA SURESİ'ni RABBİMİZ NEDEN, HERGÜN OKUTTURUYOR BİZE..!?

Evet.! Fatiha sûresi haber veriyor; Dinlerini; *menfaatlerine, ticaretlerine, zevklerine, midelerine, şehvetlerine, ideolojilerine, düşüncelerine, fikirlerine, gruplarına, siyasetlerine, makamlarına, keyiflerine göre eğip büken.. ekleme-çıkarma yapan; hocaları, bilginleri, liderleri, öncüleri, kanat önderlerini bildiriyor veee bunlara gönül hoşnutluğuyla uyanları da ve dahi [[ bu gidişatın yanlış olduğunu, hak yoldan sapmak olduğunu ve *

Allah'ın gazabına sebep olduğunu söyleyen uyarıcılara;]] hakaretler, eziyetler, baskılar, sindirmeler, sürgünler, mağduriyetler yaşatanların,

Ğadaba uğrayan DÂLALET ehli olduklarını da bildiriyor!..

Öyle olmamaya hassasiyet göstermek, öyle olmaktan korkmak, öylelerinden olmamaya {kalbi,kavli,fiili} dua ve niyazda bulunmayı emrederken, öyle olanların, ğadab-ı ilahiye uğrayacaklarının haberi veriliyor.. Fatiha'nın son ayetlerinde..!

Buna karşılık taaa baştan

Nefse ve şeytana değil; Allah'a kulluk, O'na ibadet, O'na güvenip, O'ndan istemek, ehemmiyetle hatırlatılıyor ve Hidayet istikamet üzere bulunan mü'minler övülüyor.. Allah'ın razı olduğu ve hususi nimetlerine nail kullarının yolunda ve onlardan ve onlarla olmaya; kalbi, kavli, fiili dua ile sevk, teşvik, emir, ikaz , nasihat ve yol gösteriliyor..!

Bu yol gösterme ve ikazların yanısıra bir çok ayette de;

*"Hala akıllanmayacakmısınız.. hala korkmayacakmısınız..

hala düşünmeyecekmisiniz..??"* Hitab-ı izzetle de;

Dünya ve ahiretimizin hüsrana uğramaması, "hebaen mansur" olmaması için, uyarıları peş peşe sıralıyor.. Yüce Rabbimiz!..

O'nun (cc) mülkünde yeyip, içip O'nun dinini; keyfine göre tahrif eden, değiştiren, eğip bükenlere bu kadar sabırla; ikaz, merhamet, uyarı, tehdit ve nasihatlerle birlikteeee,

salih amellerle de, Cennet teşvik edilmesine rağmen; azgınlığını ve hadsizliğini devam ettiren.! insanlara, süslümanlara, menfaatçile ve "keyfe ma'yeşae" felsefe yapanlara da; çok ama çok, elim azapların olacağını da haber veriyor ÂLLÂH-U ZÜLCELLÂL ve MUTAKADDES

Hazretleri..

Biz, önce kendimize ve neslimize.. sonra da; "MÜSLÜMANIM!.." diyen herkese hatırlatmakla mes'ûlüz..!

Tevfik, İnayet ve Hidayet ancak Allah'tandır!

"Vesselamû ala menittebe'al Hüda ve ala Şeri'ati Musdafaviyye..!"

[[ Not: Dinin mutlak itikad ve hukukuna/fıkhına uygun olmayan örf ve adetleri din gibi algılayıp sunmaları ardından da onlar üzerinden tenkid yapmaları kendilerinin cehalet ve kötü niyetindendir, toplumun ise ilmi olarak eğitilmemiş ve bilgilendirmemiş olmaklığındandır.]]