Eyvah, öğretmenlere “Andımız” geliyormuş!

Her mesleğe başlanırken bir yemin metni okunması âdet olmuş. Doktorların Hipokrat yemini meşhurdur. (Bir Müslüman niye İyonyalı bir hekimin yeminini eder, o da ayrı mesele) Askerler, polisler, hâkimler, öğretmenler… İllâ bir yemin metni okuyacaklar.

Bu yemin metinlerinde mesleğe girenlerin en küçük bir dahli yoktur. Onlara para veren gücün onlardan beklediklerini ihtivâ eden bir metin.

Yemin metinleri büyük ölçüde ideolojiktir. Tamâmen Batı zihin ve kültür dâiresine sokulduğumuz doksan yıllık mâzîmizdeki yemin metinlerini incelerseniz bu zihniyet inkılâbının izlerini apaçık görebilirsiniz. Meselâ içinde “Atatürk ilke ve inkılaplarına, laik Türkiye Cumhuriyetine bağlı kalacağıma” ibâresi geçmeyen yemin metni hemen hemen yoktur. Bu ibârenin meslekle alâkası varmış yokmuş kimse düşünmez; namazda Fâtiha gibi bu ibâre yemin metinlerinde olmazsa olmaz. Herkesi tek tipleştiren, farklı inanç ve görüşlere göz açtırmayan, sevgileri bile kişinin kendine bırakmayan bir zihniyetin metinleridir bunlar. Her sabah okullarda okutulan ANDIMIZ fecaati de bu cümleden bir yemin metnidir. Hükûmetimizin on beş yıl içinde yaptığı en müspet icraatlardan biri bu metni kaldırması olmuştur.

Yemin metinlerinin hedefi bir mesleğe girecek olanları ta baştan o mesleğin prensiplerine bağlamak, mesleği dürüst bir şekilde icrâ ettirmek olabilir. Fakat bu yemini edenlerin mutlak olarak yemine uyacaklarını beklemek de safdilliktir. Nitekim her yemin metninde bulunan mesleğin ahlâkî yönünün yemini edenlerin birçoğu tarafından ihlâl edildiğini çok görürüz. Zâten öyle olmasaydı cemiyet hayatımızın büyük dertlerinden birçoğu ortaya bile çıkmazdı.

Yemin metinlerinin bağlayıcılığı yemini edenlerin inanç dünyâsı ile irtibâtı nispetindedir. Bir yemin metni yemini edenlerin îman, kültür ve geleneklerinden neş’et etmişse yemine sadâkat artacaktır. Aksi hâlde yemin metni daha okunurken ölü bir metin sayılır. Artık yemin sadece lâf olsun torba dolsun cinsinden bir ritüelden ibârettir. Merâsim bittiği anda yemin metninin yeri çöp sepetidir.

Meselâ bizim Ahî teşkilatlarımızda çıraklık, kalfalık merhalelerini geçip usta olmuşlar için bir kuşak kuşandırma merâsimi yapılır. Bu merâsim tamâmen dînî-tasavvufî bir merâsimdir. Duâlar edilir, salavatlar getirilir ve Ahî şeyhi veya temsilcisi ustalık hil’ati olan kuşağı kuşandırır. Mesleğin düsturları ve ahlâkî ciheti hatırlatılır. Bu şekilde mesleğe adım atan ustanın üzerinde bu merâsim ömür boyu têsir icrâ eder. En küçük bir sapmasında Ahî ocağı, dükkânına kilidi asar. Bir kısım esnafta hâlâ bu îman ve kültürün esintilerini hissedersiniz.

Haber aldık ki muallimler için yeni bir yemin metni geliyormuş.

https://www.istiklal.com.tr/haber/bir-meslege-daha-yemin-geliyor/323007

Duyar duymaz yüreğim ağzıma geldi. “Eyvah!” dedim, “Yine iliklerine kadar kemalizm işlemiş bir metin tepemize inecek!” Öyle mi olacak bilmiyoruz ama doksan yılın korkusu ile yaşayan bizim nesil ister istemez ürperiyoruz. Atatürk’ün evliliğinin, içkisinin, sigarasının… bile CHP’li-solcu-kemalist medya korkusundan rahatça konuşulamadığı bir vasatta yazılacak bir öğretmen yemin metnine kemalizmin sızmamasını pek mümkün görmüyoruz. MEB, büyük ihtimâlle bu çevreler ne der diye bir ürküntüyle ve onlardan gelecek saldırıları baştan karşılamak endîşesiyle bir metin teşkil edecek. Böyle yazılan bir metin de yeni bir ANDIMIZ sancısından başka bir şey olmayacaktır.

Biz de ANAP iktidarda olsa bile Kenan Evren’in cumhurbaşkanı, 12 Eylül darbesinin dimdik ayakta olduğu 1985 yılında bir salon dolusu resmî zevâtın karşısında asker yemini eder gibi topluca bütün gücümüzle bağırarak bol laiklik, ilke, inkılâp ve bağlılık ihtiva eden bir yemin metni okumuştuk. Artık böyle bir merâsim yapılmıyor gâlibâ. Ne güzel…

Millî eğitim bakanımıza çağrıda bulunuyorum: Kemalistlerin baskısından en küçük bir çekinmeniz varsa bırakınız, böyle bir yemin metni ortaya atmayınız. Sizi âhirette bile takip edecek bir vebâle girmeyiniz. Haberde şöyle bir cümle var: “Öğretmen yemininde, 'öğrencinin üstün menfaatini korumak' için ant içilecek.” Eğer dert buysa bunu bir yemin metni ile yapmaya gerek yok. Genelgeyle, okulun her yerine bu cümle yazılarak daha iyi netice alınır. Her sene başında öğretmen toplantısında sadece bu cümleyi yemin olarak söylemek de mümkündür. “Öğrencinin üstün menfaatini koruyacağıma…” Bu kadar, içine başka şeyler boca etmeden… (Bu cümleye niçin gerek görüldü, o da ayrı bir bahis)

İstiklâl Marşı baştan sona bir yemin metni olarak da okutulabilir. Hem kimsenin lâf etmeye mecâli de olmaz, hem içinde lâzım olan her şey var.

İllâ bir yemin metni yazılacaksa uzatmadan, “Mesleğimi vatanıma, milletime, millî ve mânevî değerlerime, ahlâkî düsturlara bağlı kalarak ciddiyet ve dürüstlük içinde yapacağıma and içerim.” şeklinde yazılması iyi olacaktır. “Çocukların âlî menfaati” de bu cümlenin bir yerine derc edilebilir.