EVET Mİ HAYIR MI(4)

Hoş geldin Naci Bey, Vallahi gözlerim yollarda kaldı. Bir kayboldun pir kayboldun.

  • İzmir’deydim. Bizim Nazım çoktandır baba gel, diyordu. Eh ben de sıkılmıştım. Şöyle bir uzanıverdim.
  • Eh ne var ne yok oralarda? Yediğin içtiğin senin olsun da…
  • Derdini biliyorum. Söyle, söyle… İzmir’de durum ne de! Peşinen söyleyeyim İzmir başta olmak üzere Ege, gördüğüm kadarı ile Cumhurbaşkanlığı Sistemine hayır, diyor.
  • Canım İzmir’in hayırcı olduğu bilinen gerçek de… Yine de merak ettim.
  • Etme kardeşim! Merak etme! Devletin bütün imkânlarını arkanıza alsanız da sermaye mensuplarının bir şekilde kendi saflarınıza çekseniz de bu milleti köleleştiremezsiniz!
  • Dur yahu Naci Bey! Anlaşıldı yine heyheylerin üzerinde! İzmir seni hem bilemiş hem de hırçınlaştırmış. Biraz sakin ol! Bak kardeşim biz evet’i niçin istiyoruz. Devlet için, millet için, devletin bekası için, devlet gücünün tek elde toplanması için, çift başlılığın sona ermesi için, her kafadan bir ses çıkmaması için, kararlar daha çabuk alınması için, toplumu daha iyi yönetmek için, düzen için, istikrar için...
  • İyi de o zaman sormazlar mı adama, bugüne kadar güç, sizde değil miydi? Bu ülkeyi tek parti yönetmiyor muydu ki ülke içte ve dışta yangın yerine döndü.
  • Canım, elbette tek parti yönetiyordu da biz, daha iyi yönetilsin istiyoruz.
  • O nasıl olacak? Düşmanlılıkları çoğaltarak mı? Milleti bölerek, kamplara ayırarak mı? Referandumumda hayır oyu verenleri terörist ilan ederek mi? Yoksa TBMM’yi etkisizleştirerek mi? Yani, cumhurbaşkanının partili aynı zamanda bir partinin genel başkanı olması, yürütmenin başı olması… Bakanları meclis dışından olması, kurulacak hükümetin yaptığı icraatlardan dolayı milletin meclisine karşı sorumlu olmaması mı daha iyi yönetim? Yahu, denetleyemeyen, bütçe yapamayan bir meclisle mi daha iyi yöneteceksiniz bu ülkeyi?
  • İyi ya, meclis, asli görevine dönecek yani kanun yapacak.
  • Siz mi belirlediniz gazi meclisin asli görevini. Kanun yapacakmış. Onu da yapmasın! Bir müddet sonra ona bu yetkiyi de çok görürler. Meclis, yaptığı kanunla ayağımıza dolanıyor, derler.
  • Yok, yok vallahi sen ne söylediğinin farkında değilsin. Bak bir daha anlatayım: Türkiye karar alma noktasında daha hızlı hareket edecek. Ülkemizin önü açılacak, koalisyonlar devri kapanacak, gensoru engellemeleri, hükümeti düştü endişeleri son bulacak. Yürütme yetkisi en tepede, cumhurbaşkanında olacak ülke rahatlayacak. Mevcut sistem çatışmacı ve vesayetçiydi. Bakın bu güne kadar cumhurbaşkanları ile başbakanlar hep ters düşmüştür. Yeni sistemde bakanlar meclis dışında atandığı için meclise karşı sorumlu olmayacaklar, dolayısı ile işler tıkır tıkır yürüyecek.
  • Hangi işler tıkır tıkır yürüyecek?
  • Yahu fesatlığı bırak! Ben ne diyorum sen ne düşünüyorsun.
  • Fesatlık sizin ruhunuzda... Türkiye, içte ve dışta sebep olduğunuz bu kadar ağır sorunlar yaşarken siz, kuvvetler ayrılığına son vermenin tek adam yaratmanın peşine düştünüz. Yaptığınız kişiye özel “Banayasa” ile devletin bütün yetkilerini tek bir adama vereceksiniz; o insanın kendisinin, ailesinin, çevresinin, atadığı bakanlarının denetlenmesini neredeyse imkânsız hale getireceksiniz. Bunu da demokrasi diyeceksiniz. Bırak Allah’ını seversen, bu söylediğine kargalar dahi güler. Bak, Hüsamettin Efendi, çocuklarım endişeli! Geçen gün Elif, Başbakan’ın adı ve imzası ile gençlere gönderdiği mektubun 2. paragrafında yazılı olan “Cumhurbaşkanı ile hükümeti siz seçeceksiniz” cümlesini göstererek; “baba, bak burada hükümeti de siz seçeceksiniz” deniyor; bu doğru mu”, dedi. Yok, öyle bir şey, dedim. Partili cumhurbaşkanı aynı zamanda hükümetin de başı olacak, hükümeti de TBMM’nin dışında kendisi kuracak”, dedim. Tolga da; “baba, cumhurbaşkanı isterse Youtube, Twitter, Facebook ve benzeri sosyal iletişim ağlarını kapatabilir mi?”, dedi. Ne diyeyim? “Vallahi tek başına meclisi fes ederek seçime götürme kararı verebilme gücüne sahip biri, yarın kendisine dokunan bir durum olursa bunlar, gençler için zararlı der, bu tip iletişim ağlarını da kapatabilir.
  • Bak, bak! Neler de düşünüyorsun. Tekrar ediyorum seninki düpedüz fesatlık…
  • Fesatlık; vatandaşı, susturmak, sindirmek, başıma bir şey gelir; işimden aşımdan olursam, çocuklarımın başına bir şey gelirse korkutarak oy devşirmektir. Fesatlık, gerçeği gizleyerek vatandaşını kandırmaktır.

Hadi Önal/ 10 Nisan 2017 / ELAZIĞ

([email protected])