15 Temmuz Darbe gecesi Sayın Cumhurbaşkanımız meydanlara inin çağrısı ile birlikte, yüzbinler sokağa çıktı.

15 Temmuz Darbe gecesi Sayın Cumhurbaşkanımız meydanlara inin çağrısı ile birlikte, yüzbinler sokağa çıktı. İnsanların birçoğu seçilmiş hükümetin devrilmesine karşı çıktıkları için değil, Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip ERDOĞAN’ın devrilmesine karşı çıktığı için meydan inmiş ve darbeye karşı durmuştu. Çünkü o gece insanları çoğunluğu demokrasi elden gidiyor, seçilmiş hükümet silah zoru ile yıkılır mı? Konusunu tartışmıyordu. Sokağa çıkanların birçoğu, Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip ERDOĞAN’ın Müslüman kimliği ile dünyadaki ve İslam coğrafyasındaki zulümlere karşı çıkması nedeni ile devrildiği konusunu dile getiriliyordu. Darbe gecesi sokağa çıkan insanları sokağa döken, demokrasi sevgisi değil, Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip ERDOĞAN sevgisi ve/veya onun temsil ettiği İslam coğrafyasındaki zulümlere karşı duruşuna ve/veya İslamcı kimliğine verilen destek ve sahip çıkma duygusu idi.

Bu tespiti birkaç soruyu kendime ve çevremdekilere sorarak yaptım. Eğer iktidarda, Müslüman ülkelerdeki zulümlerini onaylayan, ABD’nin ve AB’nin hiç sözünden çıkmayan, imam hatiplere üniversite yollarını kapatan, başörtüsünü yasaklayan, Müslümanları hor gören bir solcu bir parti olsa idi; ve bu durumu içine sindiremeyen, İslam’ı kendisine referans alan Ordu içindeki bir cunta 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi darbe yapmaya kalkışsa idi; yine de 15 Temmuz gecesi sokağa çıkanların hepsi, aynen hiç eksilmeden, sokağa çıkarlar mıydı? Bence sayıda mutlaka azalma olurdu. Çünkü darbenin ilk gecesi toplanan kalabalıktaki konuşmalardan benim anladığım, orada insanları sokağa çıkma iten ilk duygu Tayyip ERDOĞAN sevgisi ve/veya onun temsil ettiği İslam coğrafyasındaki zulümlere karşı duruşuna ve/veya İslamcı kimliğine verilen destek ve sahip çıkma duygusu idi.

15 Temmuz darbe gecesinden sonra, meydanlara toplanan insanlar ise daha çok demokrasi taraftarı olanlar ve darbe karşıtı olanlardır. Yani ilk darbe gecesi sokağa çıkanların çoğunluğu sevgiyle hareket ederken, daha sonraki gecelerde sokağa çıkanların çoğunluğu ise demokrasi fikri ve darbe karşıtlığı fikri ile hareket etti. Daha bir başka anlatım ile ilk gece sokağa çıkanların çoğunluğu kalpleri ile karar verdiler ve hareket ettiler, daha sonraki geceler ise insanların çoğunluğu akılları ile karar verdiler ve hareket ettiler. Bizim gibi avamların büyük kısmı (sıradan insanlar, hiçbir unvanı olmayan normal insanlar) kalpleri ile ilk gece harekete geçerken, toplumun önünde olanların (havas, elit tabaka veya ünvanlılar) büyük kısmı akılları ile ilk darbe gecesinden sonra ki günlerde akılları ile harekete geçtiler. Tabi elit olup da ilk gece kendini soka atan insanlar da vardı. Bu inkâr edilemez. İki kısma ayırıp yarıştırmakta doğru değil.

Bence iki kesim de değerli bir duruş sergilediler. Yani ilk gece kalpleri ile hareket edenler ve sonraki geceler akılları ile hareket edenler darbe karşı duruş sergilemeleri çok alkışlanacak bir eylemdir.

İslam tarihinde böyle bir durum ile karşılaşılmıştır . Mekke’nin fethine kadar, Medine’ye göç edenler, muhacirlik sevabı almıştır, ancak Mekke’nin fethedilmesinden sonra Medine’ye göç edenler sevap alsalar da aynı sevabı alamamışladır. Mekke’nin fethinden önce hicret edenler çoğunluğu kalbi, sonra hicret edenler ise çoğunluğu akli davranmışlardır.

Allah için darbenin ilk gecesi sokağa çıkan yaralanan ve şehit olanlar, yapmış olduğu eylemin karşılığını Allah’tan beklemelidirler ve bekliyorlar. Ancak daha sonra ki günlerde bize niçin sonra ortaya çıkanlar kadar iltifatta bulunulmuyor gibi bir düşünceye kapılırsanız, beklediğimiz övgüyü niçin alamıyoruz derseniz, işte o zaman sevabınız azalır veya tamamen yok olur. Allah ihlâsımızı bozmasın. Amin…