En agresif seçim...

Cuma’nız mübarek olsun…

24 Haziran seçim sath-ı mailinin son günü yarın...

Ve şüphesiz ki bu seçim, “Türkiye Demokrasisinin bugüne dek geçirdiği en agresif seçim” olarak tarihteki yerine alacak...

İki taraf da saldırgan... Abi “İki taraf..” dedin de, ortada tamı tamına altı (rakamla 6) aday var...

Sayıya takılmayın, aslında ortada yalnızca iki cephe var... Başka deyişle, “İki taraf...”

Malûm, tarafların birinde “5’i bir arada” lâkin altun değil de adî boncuklar gibi dizilmiş Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu ve Doğu Perinçek; öbür tarafta ise, tek başına “milletin adamı” Recep Tayyip Erdoğan var...

Liderler agresif de takımları pek mi mülayim? Ne gezer, burası Türkiye... Bizde imam yellenirse cemaat malûm şeyi yapar...

O nedenle de liderlerin ortamı germemeye haddinden fazla dikkat etmeleri gerekir... Buna katılmamak mümkün değil.

Bendeniz de siyasetin vasıflı, düzgün, seviyeli hale getirilmesini istiyorum lâkin bu iş öyle dışardan görüldüğü kadar kolay değil...

Geçen sene aldığım bir dâvet üzerine katıldığım parti ilçe toplantısında ancak onbeş kadika dayanabilmiştim... Sonra istifra etmemek için kaçar gibi çıkmıştım... Namazı eda edip döndüğümde hálâ “başkanım, şeyinizi yiyeyim” muhabbeti vardı... Yeniden kaçtım...

Ben ki iki defa bizzatihi parti kurmuş, siyasetin aday olarak da defalarca içinde bulunmuşum, ben bile bu vıcık vıcıklığa dayanamamıştım...

Eygi üstad geçen gün; “...Tıp etiği gibi bir «Politika Etiği Talimatnamesi» yazılsa. Aralarında derin görüş ayrılıkları olan vasıflı politikacıların, birbirlerine, ‘Beyefendi… İstirham ediyorum… Müsaade buyurunuz arz edeyim… Estağfirullah...’ üslûbu ile tartışacakları günleri hayâl ediyorum” diye yazmışlardı... (M. Ş. Eygi, 20 Haziran 2018)

Malûm-u âlîleri, bu mesele de dönüp dolaşıp “Nasılsanız öyle idare olunursunuz…” hadîs-i şerîf’inde noktalanır... Yoksa yüzlerce kez sukut-ı hayâle uğramış olsam da, bu niyaza “amin, inşa’allah” diyorum...

İç siyasette yalanların bini bir para... Muhalefet “Erdoğan gitsin, ko devlet batsın” diyor! İfira, karalama, pespayelik gırla...

Bunlar «devlet ayrı, iç siyaset (politika) ayrı» gerçeğini bilmezler mi?

“Erdoğan Habur'da PKK’lıları davulla zurnayla..." martavalı meselâ.. O sınırı (devletin müsaadesiyle) geçenler sulhü istismar ettiklerinde tek tek gebertilmedi mi? Dayıları Barzani’ye de önce dost eli uzattık, anlamayınca referandumunu başına geçirmedik mi?

FETO’ya “vatana dön" dedik, oralı bile olmadı. Anlaşıldı ki, ABD’nin CIA Türkiye sorumlusu herif... Yakalarsa bak nasıl kellesini alacak devlet!..

Neticeye bakacaksın... PKK, DEAŞ, FETÖ kuyruğu titretti mi? Evet... ABD"nin terör koridoru ve BOP’u kursaklarında kaldı mı? Evet...

#HARBİDEN: O hâlde yalancı ve yıkıcı muhalefet neyi murad ediyor? Aziz milletimizin güçlü bir Türkiye için Erdoğan tarafını tutması gerekmez mi? Evet, Erdoğan da bir taraf ama “devlet tarafı...” 22.06.2018