Kur’ân-ı Kerîm’de “Zilzâl” isimli bir Sûre var... Zilzâl, yàni zelzele, deprem, sarsıntı, arzın hareketi... Ne zaman bir yerde bir deprem olsa aklıma önce bu Sûre, sonra da A’râf Sûresi’nin 155’inci âyeti gelir...

Cenab-ı Allah, arzı (yerküreyi) canlı yaratmış. Baksanıza durmadan kımıldıyor... Hikmetinden sual olunmaz...

Kur'an-ı Kerîm'de 'Zilzal' isimli bir Sûre var... Zilzal, yàni zelzele, deprem, sarsıntı, arzın hareketi... Ne zaman bir yerde bir deprem olsa aklıma önce bu Sûre, sonra da A'raf Sûresi'nin 155'inci ayeti gelir...

Zilzal Sûresi'nin (tamamı mealen) şöyledir:

Yer, kendisine aid şiddetli bir sarsıntı ile zelzeleye uğratıldığı zaman, Yer, (bütün) ağırlıklarını (dışarıya fırlatıb) çıkardığı, İnsan «Buna ne oluyor?» dediği (zaman), O gün (yer) bütün haberlerini anlatacakdır. Çünkü Rabbi kendisine (o vech ile) vahyetmişdir. O gün insanlar, amelleri(nin karşılığı) kendilerine gösterilmek için, dağınık dönecek(ler)dir! İşte kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyor (idiy)se onu(n sevabını) görecek, Kim de zerre ağırlığınca şer yapıyor (idiy)se onu(n cezasını) görecek.

A'raf Sûresi'nin 155'inci ayet meali ise şöyledir:

'Musa, ta'yin etdiğimiz vakıtda (tevbe için beraberinde götürmek üzere) kavminden yetmiş adam ayırdı. Vaktaki onları müdhiş bir sarsıntı tuttu, dedi ki: «Ya Rab, eğer dileseydin onları da, beni de daha evvel helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin? Zaten o da Senin imtihaanından başka (bir şey) değildi. Sen onunla kimi dilersen sapıklığa götürür, yine onunla kimi dilersen (bunu da) doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. O halde bizi yarlığa, bizi esirge. Sen yarlığayıcıların en hayırlısısın».

Dikkat ediniz... Musa (a.s) bir peygamber (a.s), yàni masum, günahsız, Allah'ın Resûl olarak seçtiği bir zat... Fakat dehşet içinde yalvarıyor...

Çünkü Allah'ın insanı iki cihanda da çarpacak gazabından korkuyor ve '......içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin?' diyor! Güzelce tefekkür etmeliyiz bunu...

Cuma'yı Cumartesiye bağlayan gece (24/25 Ocak gecesi, saat 21:17'de) Elazığ/Malatya illerimizde kuzeyde Trabzon ilimize, güneyde ta Israil'e kadar yaklaşık 100 milyon insanın hissettiği 6,8 şiddetinde bir zelzele meydana geldi.

Enkazlarda kurtarma çalışmaları hála devam ediyor. Belli ki hafta boyunca da devam edecek. Tá ki enkazların altında herhangi bir canlıdan ümit kalmayıncaya, bütün merhumlar kabirlere konuluncaya kadar...

Yazıyı kaleme aldığım sularda, AFAD Elazığ'da 21, Malatya'da dört toplam 25 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Bu saatten sonra ah vah olmaz... Acilen riski büyük (başta İstanbul gibi metropoller olmak üzere) tüm ülkede tedbirler alınması ve yanıbaşında balkonu bile yıkılmamış binalar varken hak ile yeksan (yerle, toprakla bir seviye) olmuş binaları yapan mütahitleri sigaya çekmektir...

Ve mağdur depremzede kardeşlerimize Allah için en iyi yardımı en acil şekilde yapabilmektir marifet...

Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) 'Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu muzdarip (hasta, rahatsız) olduğunda, diğer uzuvlar da muzdarip olur, acısını çekerler (çekmelidirler)' buyurmuştu... (Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)

Haydi Türkiye Allah için acil bir yardım seferberliği başlatalım. Adeta dünya rekoru olsun... Dünya yardım rekoru...

Peygamberimiz (salat'u selam olsun ona), ümmetine 'hayırlarda yarışın' buyurmuşlardı... Yàni? Yànisi şu: Hayırlarda yarışanlar Ümmet-i Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem).