EĞİTİMDE BÜTÜNLEŞME YOLU

Mesleğimin 40.yılında bir cuma sabahı, saat 7.30. Nasıl bütünleşme yolunu buluruz eğitimde diye düşünüp duruyorum. Tv. açık, ekranda ünlü gazeteci Ismail Küçükkaya. Bu iktidarın başarılı olduğu alanlar da var ama eğitim ve tarımda çok kötüyüz diyor. Katılmamak mümkün değil tabi. Zaten Cumhurbaşkanı da özeleştiri yapmıştı Birlik Vakfı konuşmasında. Sürekli bakan- bürokrat ve onlara bağlı tutmayan icraat değişiklikleri, iktidarın bir arayış içine düştüğünün göstergesi değil miydi? Şimdi ise geçmişte bu iktidarın Bakanıyla ters düşüp TTK Başkanlığından istifa etmiş eğitim işinin uzmanı bir önemli şahsiyet iş başına getirildi.

Ziya Selçuk, eğitim bilimcisi ve ülkedeki alan uzmanları da özel okul sahipleri de öğretmenler de tanıyor onu. İstifa ettiği günden beri gerek aydınlatıcı yazılarıyla gerekse kurduğu okullarda ortaya koyduğu farklılıkla dikkat çekti. Cumhurbaşkanının onu ataması, kamuoyunun sesini duyduğunu ve bu alanda gerçek bir başarı istediğini göstermez mi? Ismail Bey, bunu vurgulasa ve motive edici, birlik sağlayıcı konuşsaydı iyiydi. Bu zamana kadar bir milyon öğretmen bir milyon görüş sloganı ortaya atan oldu mu? Var mı öğretmenler arasında bir ayrım? Bu bütünleşme yoluna çıkma çabası değil mi?

Bundan sonra uyarıcı eleştiri ve öneriler getire getire epeyce bir zaman tanımak gerek Ziya Hoca’ya. Hatasız kul olmaz diye topluma mal olmuş bir Orhan Gencebay şarkısı var. Hatalı uygulamalar da yapabilir Hoca. Hemen yüklenmeyelim. Özellikle ana muhalefet, iktidara oy kaybettirmek uğruna bu hataları büyütmemeli. Hiç değilse eğitim konusunda bir bardak suda fırtına koparma alışkanlığından geçmeli.

Ziya Hoca, kendini tam anlamıyla kaptırdı eğitim sistemimizi düzeltme aşkına. Sakın ha kırmayalım şivgalarını, yapmamız gereken sorunlardan fışkıran çözüm tomurcukları sunmak ona ki coşsun, heyecanı artsın daha da. Onu kaybedersek başka eğitim bilimi ekibi de bulamayız. Kimse görev üstlenmeye cesaret edemez çünkü. Bilim insanlarının ruhunda, politikacılar gibi başarısız duruma düşmeyi hazmetme gücü yoktur. Öyle olsaydı bilim bu kadar ilerleyebilir miydi?

Eğitim sistemimizi sınava odaklı olmaktan kurtarıp işe odaklamak için ilk yapılması gereken gereksiz yığın bilgilerden arındırılmış müfredatı düzeltmek. Ziya Hoca’nın kurduğu Gazi Ü. Özel Okulları Yayın Organı Mavi Kuş dergisi vasıtasıyla on yıl süreyle dinlediğim binlerce meslektaşımın derdi müfredat! Soruldu ya meslektaşlarım öğrenciye ulaşmak için müfredatla boğuştuklarını söyleyeceklerdir çoğunlukla. Onlar, yöre kültürlerine göre gözleme dayalı deneylerle ders etkinlikleri düzenlediler. Sonra bunları model kitap yaptılar. Ama yönetimlerine ulaşamadılar. Niye? Ders kitabı yönetmeliğimizin formatçı anlayışı değişmiyor bir türlü. Eğitime kaynak olarak kanunlarımızca suç sayılacak içerik taşımayan bilgi ve kültür kitapları bol olmalı okullarda. Yalnızca yönetmelikle formatlanmış ders kitaplarıyla düşünen ve üreten beyinler yetiştiremiyoruz.

Özgür olsun öğretmen! Başarıdan da sorumlu tutulsun. Şimdiki TTK Başkanına bir model kitap götürdüm. Bunu sizin ders kitabı yönetmeliğiniz kabul etmez ama hodri meydan! 970 ilçemiz var. Her ilçeden bir temsilci gelsin şura salonuna. Sunumunu yapayım, sonra ben çıkayım. Öğretmenlere oylatın. Oradaki ortak irade size gerçeği gösterecektir. Bakarız inşallah dedi ama bunu yapabileceğini hiç düşünmedim. Ziya Hoca, bilgiyi kullanmaya dayalı bu tür öğretmen araştırması model kaynakları özgür bırakmalı.

Ders kitapları yönetmeliğinin kaldırılması önerimdir. Niye? Ziya Hoca, TTK Başkanıyken ders kitabına ek kılavuz ve etkinlik kitapları da getirmişti iyi niyetle. Ankara Üniversiteli bir eğitim bilimci dedi ki Öğretmen hazırcılığa alışıyor, bırakın sınıftan sınıfa değişen öğrenci kültürünü araştırsın, ona göre hazırlasın dersini. Bu fikrin doğruluğunu kendi uygulamalarımda da gördüm. Belli bilgileri kullandırma amacıyla bir sınıfta sunduğum şiir veya metnin içeriği diğer sınıfın ilgisini çekmedi, sıkıldı çocuklar. Araştırılsın, ders çabuk bitsin de gideyim demeyen, işini severek yapan her öğretmen bunu doğrular.

Arz ettiğim deneylerle öğrenilmiş bu önerimin benzerleriyle donatmak gerek Ziya Hoca Yönetimini. Kendisi de bunu istiyor. Milletçe kim neyin uygulamada sorun çıkardığını gördüyse söylesin. İnancım odur ki Hoca’nın yönetimi ciddiye alacak, dinleyecek ve gereğini yapmaya çalışacaktır. İşte bütünleşme yolu bu. Haydi el ele!