Eğitimde başarının arka planı

İnsanı yaratılmış varlıkların en değerlisi/eşref-i mahlukât olarak gören kadim medeniyet anlayışımız, doğru bilgi ve güzel davranışı öngören eğitim temellidir. Milletimizi asırlardır zinde kılan ve zirvede tutan medeniyet dünyamızın ana kaynağı Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, “insana bilmediklerini öğreten ilk öğretmenin Yüce Allah olduğu” belirtilmektedir. Aynı zamanda fert ve cemiyet hayatına öncülük eden peygamberlerin de inanç, ibadet, ahlak gibi yüksek değerlerin insanlara öğretilmesi için gönderildiği vurgulanmaktadır. Yürekten inandığımız bu hakikatler sebebiyle “öğretmenlik” görevi milletimiz tarafından “kutsal” kabul edilmektedir.

Türkiye’nin maarif davasına kendini adayan merhum mütefekkirimiz Nurettin Topçu’nun benzetmesiyle öğretmen/muallim, “insan olan varlığımıza sonsuzluk dünyası olan ruhi hayat istasyonlarında yol alacak kudretin ve değerlerin aşısını yapan doktor” misalidir. Medeniyet değerlerimize gönülden bağlı öğretmenlerimiz, engin bilgi ve becerileriyle bu değerlerimizi nesilden nesile aktararak ayakta tutmakla yükümlüdür. Tarih boyunca görülmüştür ki, içi boş taklitçilik kolaycılığına kapılarak sahip oldukları kimlik ve değerlerini koruyamayan milletler, egemen güçlere teslimiyetçiliği seçer.

Ulvi görev şuuruyla gönlümüzde taht kuran öğretmenlerimizin öncelikli hedefi, aileler tarafından güvenle kendilerine emanet edilen genç nesilleri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda geliştirerek hayata hazırlamak, onların iyi ve başarılı kimseler olmalarına katkı sağlamaktır. Anne babalar ile öğretmenler arasındaki işbirliği, öğrencileri daha iyi tanıyabilmek ve üst seviyede başarıya ulaşmak için büyük değer taşımaktadır.

Bilge gençliğin yetişmesinde öğretmenlerimiz bilgileri birbiri ardına sıralamaktan öte, onları kullanılır kılmak, üretime dönüştürmek ve yeni buluşlar oluşturmak için gerekli ortamı sağlamalıdır. Gerekli bilgileri planlı ve programlı şekilde öğretecek olan öğretmen, öğrencisinin karşısına hasım/düşman gibi değil, hısım/dost gibi çıkmalıdır. Seven ve sevdiren yaklaşımlarıyla içten ve samimi olmalı, onlara kalpten seslenmelidir. Yunus Emre’nin deyişiyle “bir gönüle girebilmeyi” başarmalıdır. Bilmelidir ki, gönlüne giremediği öğrencinin zihnine ve hayatına da giremez.

Öğretmenler ile öğrenciler arasındaki ilişkiler, etkin ve kalıcı öğrenmenin temelini oluşturur. Her öğrencinin kendine özgü bir öğrenme ve iletişim kurma biçiminin varlığı göz önünde tutularak her birine ulaşmanın yolu bulunmalıdır. Öğrencileriyle kurduğu iletişimde onların duygusal ve zihinsel olarak yaşadıkları olaylardan dersler almasına yardımcı olmalıdır. Öğretmenlerin umut ve güven veren sözleri, öğrencilerin moral, motivasyon ve başarıları üzerindeki olumlu etkiyi katbekat artıracaktır. Öğrencilerini can kulağıyla dinleyip onlara ilham kaynağı olabilen, akademik bilgisinin yanı sıra nezaket ve görgüsüyle hayran bırakan, sınıf yönetimini başaran, zamanı etkili kullanan, özüyle sözü bir olan, gayretli, hoşgörülü ve adaletli öğretmenler, gönlümüzdeki müstesna yerlerini her daim koruyacaklardır.

Eğitim öğretim çalışmalarında öğretmenlerimizin alan bilgisi ve öğretim yöntemleri açısından donanımlı/profesyonel olmaları çok önemlidir; ancak daha da önemlisi bu çalışmaları içten/amatör bir ruhla yapıyor olmalarıdır. İnsanın beşikten mezara tüm hayatına yön vermesiyle dünyanın en büyük sorumluluğunu üstlenen öğretmenin görev kutsallığına yakışan, bu konuda hesabi/parasal değil, hasbi/samimiyetle davranmak olacaktır.

Öğretmenlerimizin nitelik ve yeterlikleri, eğitim öğretim etkinliklerinin başarıya ulaşmasında en önemli faktördür. Bu etkinliklerde kullanılan teknolojik araç gereçler ne kadar gelişmiş olursa olsun, bunları kullanacak öğretmenler alanlarında iyi yetişmemişlerse istenilen verim elde edilemeyecektir. Öğrenmenin ana unsurları arasında yer alan soru-cevap örgüsünü her zaman önemsemek gerekir. Verilen cevaplar öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre kısa ve öz olmalıdır. Mevlana tarafından “her eksiği olgunluğa doğru çekip götüren faaliyet” olarak tanımlanan eğitimde başarılı sonuçlara bilge akıl, doğru bilgi, etkin deneyim, plan ve programlı ekip çalışmaları doğrultusunda ulaşırız ancak...