Okula sadece bir şeyler öğrenmek için değil itaat etmeyi öğrenmek için de gideriz. Bu, çocukları köleleştirmek olarak değil onlara kendilerini sınırlamayı öğretmek olarak anlaşılmalıdır.

Okula sadece bir şeyler öğrenmek için değil itaat etmeyi öğrenmek için de gideriz. Bu, çocukları köleleştirmek olarak değil onlara kendilerini sınırlamayı öğretmek olarak anlaşılmalıdır. Arzularını sınırlamayıp aklın buyruğuna uymayanlar kuralsızlık ve kanunsuzluk içinde kaybolup giderler.

Talim ve terbiye eğitim ve öğretimden daha önemlidir. Eğitim ve öğretimin telafisi her zaman ve yaşta mümkündür. Ama talim ve terbiye hatası hiçbir zaman telafi edilemez. Talim ve terbiyeden kasıt değerler ve insan hayatını disipline eden akla uygun davranışlardır.

İnsanın hayvandan farkı eğitime ihtiyaç duymasıdır. Allah hayvanlara ihtiyaç duydukları çoğu bilgileri doğuştan verirken insana ise tüm bilgileri hemen vermeyip kendini geliştirme becerisi vermiştir. Ve Allah'ın insandan biricik isteği de budur. Yani bu beceri ile kendini eğitmesidir.

Dünyada en zor iki sanat insanları eğitmek ve yönetmektir. Bu iki sanatın sırrı henüz çözülememiştir. Eğitim insanın kendisini denetim altına alması olarak değerlendirilirse, demek ki kendimizi olduğu gibi başkalarını denetim altına almak da aynı derecede zor olacaktır.

Eğitimde deneme yanılma yöntemi önemli olmakla beraber prensipler daha kilit önemdedir. Temel prensipleriniz ve ilkeleriniz olmazsa eğitimde başarı şansa ve tesadüfe bağlı olur. İnsanın özü iyidir. Kötülük insanın kendisini denetim altına alamaması durumudur.

Sadece eğitim görmüş olanlar eğitim görevini üstlenmelidir. Okulları ise uzmanlar yönetmelidir. Aksi halde eskilerin yaptığını da yerle bir etmiş oluruz. Çocuklarımızı sadece içinde bulunduğumuz zamana göre değil gelecek zamanın şartlarına göre eğitmeliyiz.

İnsanları eğitmenin temel amaçlarından birisi de daha iyi bir dünya kurmaktır. Çocuklarımız bizden daha iyi olmalıdırlar. Onlar sadece kendilerini, ailelerini, devletlerini düşünmenin ötesinde bütün bir dünya için endişe sahibi olabilmeli ve harekete geçebilmeliler.

Eğitimde öğrenciye dört şeyi kazandırmak hayati öneme sahiptir. Bunlardan birincisi disiplin ikincisi kültür üçüncüsü anlayış (basiret) dördüncüsü ise ahlaktır. Eğitimde amaç öğrenciyi alıştırmak, uysallaştırmak, disipline etmek ve düşündürmek yoluyla aydınlatmak olmalıdır.

Eğitim sadece bir şeyler öğretmek değildir. Öğrenciyi yönlendirmek de ona bilgi vermek kadar önemlidir. Çünkü eğitim ve öğretim sadece okulu kapsar. Rehberlik ise hayatın tamamını içine alabilen kapsayıcı bir süreçtir ve uzun vadede daha etkili ve kalıcı bir yöntemdir.

Eğer öğretmen otoritesi ile aile otoritesi arasına kalınırsa aile tüm yetkilerini öğretmene ve okula devretmelidir. Bu durum bizim kültürümüzdeki 'eti senin kemiği benim' anlayışı gibidir. Anne babaların eğitimsiz öğretmenlerin ise uzman ve iyi niyetli oldukları durumlarda oldukça işe yarardır.

Çocuk 16 yaşına kadar tamamen aile ve öğretmen kontrolünde eğitilmelidir. Bu yaştan sonra ise iyi ve kötüyü kendisi ayırt edebiliyor olmalıdır. 16 yaşından önceki kısıtlama mekanik bir kısıtlamadır. 16 yaşından sonraki kısıtlama ise ahlaki bir kısıtlamadır.

Çocuk kısıtlanmadan eğitilemez. Ama çocuğa neden kısıtlandığı da açıklanmalıdır. O, bu kısıtlama ve kuralların onun gelecekte aklını özgürce ve başkalarının yardımına ihtiyaç duymadan kullanmasını sağlamak için var olduğu noktasında ikna edilmiş olmalıdır.

Eğitim ancak belli metotlarla yapılır. Metodu olmayan eğitimciye de güven olmaz. Fakat aynı anda pek çok yöntem kullanmak doğru değildir. Az sayıda metot çocukların kendi kendilerine öğrenmeleri için de alan bırakır.

Çocuklar rahatlarına düşkün olarak yetiştirilmemelidir. Yemek seçmelerine hoşgörü ile yaklaşılmamalıdır. Asla utandırılmamalıdırlar. Bunun tek istisnası yalan söylemeleridir. Sadece bilerek ve isteyerek yalan söylediklerinde azarlanıp ayıplanabilirler ve utandırılabilirler.