EDEPSİZE BAK !

Bizim ülkemizde bazı ilahiyatçıların İslam’ı mihraptan yıkmaya yeminli olduğunu biliyoruz. Tarih boyunca müsteşriklerin İslamiyet’e verdikleri tahribat, günümüzde “İlahiyatçı-yazar” kisvesi altında bir kısım çevrelerce fazlasıyla yapmaktadırlar.

Bu “ilahiyatçı-yazar” bir kısım çevreler doğrudan Kur’an’a saldıramayınca peygamberimize taarruz ediyorlar. Milletimizin peygamberimize olan sarsılmaz sevgisi ve bağlılığı karşısında da “dolanarak” saldırma tekniği tatbik ediyorlar.

Özellikle İran menşeli bazı İlahiyatçılar sevgili peygamberimize “dolanarak” saldırmayı taktik olarak benimsemiş görünüyorlar.

Eshab-ı Kirama’a saldıran mezhepsizler veya Ehl-i sünnet dışı bazı ilahiyatçılara dikkat etmek gerekir.

Sevgili peygamberimizin temiz zevcelerine (Ezvac-ı tahirat) maksadını aşan, terbiyeden uzak ve üslup bakımından son derece bayağı bir tarzı benimseyen bir kısım İlahiyatçı-yazarlar dikkatlerden kaçmıyor.

Son 15-20 yıldan beri Ehl-i sünnet dışı bir kısım İlahiyatçıların dikkat çekici şekilde öne çıkmaları ve desteklenmeleri “manidardır”.

Bunlardan biri Hz. Hatice validemizle ilgili sarf edilen sözlerin sahibi “ilahiyatçı-yazardır”.

Bu İlahiyatçı-yazar, Hz. Hatice annemizle ilgili olarak “İki kocadan arta kalmış” gibi seviyesiz, tahkir edici ve laubali bir tavır ortaya koymuştur.

Bu ve benzeri ilahiyatçıları şiddetle tel’in ediyoruz.

Şu sözlere bakınız; “Biraz kendini ciddiye alan genç bir erkek” ifadesiyle sevgili peygamberimizi kast ediyor.

Güya sevgili peygamberimizi müdafaa ediyor.

Ne demektir, “Biraz kendini ciddiye alan genç bir erkek?”.

Sevgili peygamberimiz hakkında “kendini ciddiye alan bir erkek” gibi bir laubali ifade kabul edilemez.

Sevgili peygamberimiz bütün İslam âleminin müşterek değeridir.

“Kendini ciddiye alan” türünde seviyesiz bir ifadeyi kullanılması kabul edilemez.

Devam ediyor ilahiyatçı-yazar: “Gider de üç çocuklu iki kocadan arta kalmış 40 yaşında bir dulu alır mı”.

Sevgili peygamberimizden söz edilirken her hangi bir kişiden bahseder gibi “gider de” şeklinde basite indirgenmiş gibi bir üslup kullanılamaz.

Zira sevgili peygamberimizin her davranışı “nefsinden” değildir. Biz biliyoruz ki, O, “hevasından konuşmaz”.

Unutulmamalıdır ki, sevgili peygamberimizle müşerref olan herkes şereflidir. Bu dünyada bu şerefe denk başka bir makam yoktur. Bu makamın adı “Eshab-ı kiramlıktır”.

Eshab-ı Kiram’a hürmet Ehl-i sünnetin temel şiarıdır.

Sevgili peygamberimize hürmetin göstergelerinden biri ve en önemlilerinden biri: Eshab-ı Kiram’a hürmettir.

Biz millet olarak sevgili peygamberimize hürmeti tarih boyunca esas kabul ettik ve bu hürmetin bereketiyle cihan devletleri kurduk.

Hz. Hatice annemiz, sadece Eshab-ı Kiram değildir. Aynı zamanda sevgili peygamberimizin zevcesi ve bizim annemizdir.

Seviyesiz birilerinin Hz. Hatice annemiz için “üç çocuklu, iki kocadan arta kalmış” şeklinde pespaye bir ifade kullanması, bu kişinin şuuraltı boşalması olarak görülmelidir.

Hz. Hatice validemiz için “iki kocadan arta kalmış” gibi edepsizce sözleri söyleyenleri, bu edepsiz sözlerin söylendiği programları icra edenleri iyi tanımamız gerekir.

Şu hususun daima hatırda tutulmasında fayda vardır: Bizim milletimiz sadece Müslüman değildir. Aynı zamanda bin yıl İslam’ı temsil etmiştir. Ve Ehl-i sünnetin kalesidir.

Biz millet olarak Ehl-i sünnetin kalesi olmayı devam ettirmek azmindeyiz.

Son 15-20 yıldan beri bazı mezhepsiz, Eshab- ı Kiram düşman ve kripto tipler “manidar” şekilde desteklenmekte ve teşvik edilmektedir.

Unutulmamalıdır ki, bu ülkede birlik ve beraberliğimizin temelinde sevgili peygamberimize olan lekesiz sevgi bulunmaktadır.

Dünyada hiçbir Müslüman ülkede olmayan bir sevgi anlayışı, Türk Silahlı Kuvvetlerinde her bir askerimize “Mehmetçik” şeklinde formüle etmiştir. “Mehmetçik”, sevgili peygamberimizin güzel ismi olan “Muhammed (SAV)” adının Türkçesidir.

Her ne kadar bazı ilahiyatçı-yazarlar sevgili peygamberimize salat-ü selam getirmeyi “yağcılık” olarak görseler de biz asla öyle düşünmüyoruz.

Edep mahrumu olanlara milletimiz gerektiğinde edep öğretir.