Dünyanın şah damarı

Bu milletin ezanıyla, bayrağıyla, kitabıyla, hulasa vatanıyla oynamayacak sabrını sınamayacaksın.

“Zeytin Dalı Harekâtı” Türkiye’nin sabrının sınırıydı ve sınırı aştı.

Sağlığında kıymeti pek bilinmemiş, hakkı teslim edilmemiş vatan sevdalısı…

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun;

“Kan dökmeyi seven bir millet değiliz; ancak söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz” sözü bugünkü manzaranın özeti.

Bugün Ortadoğu’da ödenen bedel, dünkü gafletin bedelidir.

Artık Türkiye “Beyaz Saray”dan yönetilen bir ülke değildir. Uluslararası toplantılarda ve ikili görüşmelerde eli dizinde söz dinleyen değil, bacak bacak üstüne atıp söz söyleyen bir ülkedir.

Maalesef bu coğrafyada elini taşın altına koyması gerekenlerin eli cebinde.

Örneğin Suudi Arabistan.

Dünya Müslümanlarının akın akın hac ve umre için gittiği;

Deste deste yeşil dolarları istifleyen Suud Ailesi, buradan elde edilen gelirin yoksul Müslüman ülkelere dağıtılması teklifini reddeden bencil ve cimri:

Mazlum Müslüman ülkelerine zırnık koklatmayacak, bir damla petrol akıtmayacak kadar pinti.

O çok güvendiğiniz Amerika…

Bir gün sizin de tepenize binecek.

Aslında İslam dünyasının problemi kâfirler değil, onların taşeronluğunu yapan münafıklardır.

İslam dünyasında bu derece birliğe düşmanlık, ayrılığa düşkünlük olduğu müddetçe…

Amerika küresel haraç sistemine, kültürel işgaline, toprakları işgal ederken, zihinleri de işgal etmeye devam edecektir. Bu coğrafyada birlik sağlanmadığı sürece “emperyalizmin don lastiği” yapıları, “yeşilpapa”ları “sınır sürüleri”ni sahaya sürmeye devam edecektir.

Sosyal medyada barıştan demokrasiden dem vuran “bedava insaniyet fedaisi” sözde aydınların, şampuan sanatçılarının ahkâm kesmesine bakmayın.

Kendi toplumunun değerlerinden kopmuş insanlar bilgili yetenekli olabilir. Ama aydın veya sanatçı olamazlar.

Zannedersiniz ki! Uluslararası stratejist mübarekler…

* * * * *

Medar-ı maişetim dışında, bir şeyler yazmakla meşgul olan “Neşriyat âleminin dertli kalemi”

Meram bağlarında bir derviş değilsem de, Mevlâna hayranıyım..

Memleket sevdalısıyım.

Her neyse!

Direksiyonu tekrar Ortadoğu’ya çevirecek olursak:

Ortadoğu sorunu ilmi bir makale mevzusu…

İslam birliği sağlanarak bu coğrafyada yıkıntı ve sıkıntının giderilmesi zor olsa da, imkânsız değil.

Bunun nasıl olacağı;

İşte bu gerçekten ilmi bir makale konusu…

Cihanı parçalayıp yutma heveslisi Amerika; dünya ile beraber, devranında döndüğünün farkında.

Yakında bir yerde karargâh kurmuş ciddi ciddi bizimle savaşa hazırlanıyor. Elindeki maşalarla vekâlet savaşı veriyor.

Siyaset laboratuvarlarında üretilen mikroplarını, şeytani bir planla önümüze paralı askerlerini, kiralık katillerini ve “sınır eşeği” gerillalarını öne sürmekteler.

Türkiye küresel zorbanın baskısına karşı, bir başkaldırıyı başlatmış durumda.

Afrin harekâtı başarıyla tamamlandığında,

Türkiye düşmanlığı yapanların şakağına beton çivisi çakılacak.

Eğer bu harekât başarılı olmazsa, istenilen sonuç alınamazsa;

Beyaz Sarayın zafer kütüğüne bir çivi daha çakılacak.

O zaman bakalım kimler kına yakacak.

Kalın sağlıcakla…