Son günlerde özellikle baktığımız zaman Ortadoğu’da güçler dengesi bir hayli artmış durumda.

Son günlerde özellikle baktığımız zaman Ortadoğu’da güçler dengesi bir hayli artmış durumda. Artık herkes bütün kartlarını açıktan oynuyor. Ortadoğu’da bir yandan Neo-con’ların yani Derin Amerika’nın faaliyetleri devam ederken, bir yanda da İngiltere ve İsrail’in çalışmaları da devam etmekte. Küresel kaoscuların ise bütün planlarının merkezinde ise Türkiye bulunmaktadır. Hal böyleyken bölgede Türkiye’ye alternatif yaratmak isteyen bazı derin güçler ise İran kartını sahada diri tutmak için çalışmalar yapmaktadır.

Hal böyleyken Türkiye son dönemde pek çok olayda yalnızlaştırma içine sokulmuştur. Bir yandan Uluslararası arenada sözde Ermeni soykırımını ısıtıp ısıtıp gündeme getirenler, bir yandan da Derin Dünya Yöneticileri ile birlikte olan içimizdeki hainler korosu… Bu bağlamda dikkatli bakıldığında Türkiye’de istedikleri şartları oluşturmaya çalışan kaos düzeninin mimarları bir yandan da Türkiye’ye acil bir durumda destek olacak ülkelere de ayar vermeye çalışıyorlar. Bunu da özellikle Finansal hareketlerle yapıyor. Türkiye’yi tam manası ile kapana sıkıştırmaya ve kolay lokma haline getirmeye çalışıyorlar. Ama özellikle bakıldığında, küresel gücün ve sermayenin, parası var, bankası var, finans kuruluşları var ama bir ordusu yok! Turuncu devrimde Soros gibi kişilerin büyük maddi desteği vardı ama sonuç bir yerden sonra kurulan hükümet gidiyor. Bu bağlamda baktığımızda analiz gayet yerinde… İstediğin kadar ekonomik gücün olsun, eğer ordun yoksa kalıcı olamazsın! Bu yüzden politikaların bu bölgede ordular üzerine olması da tesadüf değildir. Bu kadar taşeron örgütün bu bölgede olması da bu bağlamda dikkate değerdir.

Bu bağlamda Türkiye’ye bölgede alternatif oluşturacak bir devlet ile ABD geçtiğimiz günlerde çok önemli bir anlaşma yaptı. Bu Devlet İran’dır. İran bu anlaşma karşılığında iyi niyet göstergesi olarak Boeing firmasından 100 tane uçak siparişi vermiştir. Bu sipariş basına yansırken maalesef yapılan anlaşma basında doğru düzgün yansımamıştır. Bölgede Vatikan’ın da destek verdiği Büyük İran Hayali hayata geçirilmeye çalışılıyor. Vatikan geçmişten bu yana İran ile çok sıcak ilişki içindendir. İran’ın da en iyi anlaştığı devletlerden biri Vatikan’dır. Humeyni devrimini araştıran biri Papa II. Jean Paul’un yani Vatikan’ın rolünü daha iyi görebilir. Vatikan, İslam’ı kuşatmak ve yaralamak için Şii İran’a her zaman politik ve lojistik destek vermiştir. Son dönem de Papa I. Francis’i ziyaret eden Ruhani ise yapılan görüşmede bunu fazlası ile göstermiştir.

Dünya’da güç dengeleri büyük bir değişime uğruyor. İttifaklar sistemi iyice belirginleşmeye başlamıştır. İngiltere’nin AB’den çıkması Rothshild ailesinin büyük bir hamlesi idi! Rockefeller ailesinin de yakın zamanda Petrol piyasasından çekilmesi tesadüf değildir. Dünya’da güç dengeleri değişirken 2016 Economist’in kapağını da iyi incelemek lazım. Burada görebilenler için çok önemli mesajlar var. Kapak da önemli bir isim yok. Bu önemli isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Derin Dünya Yöneticileri büyük bir planı sahnelemek için önümüzdeki günlerde Türkiye’de korkunç bir psikolojik savaş başlatacaklar. Çok önemli bir iddiayı da belirtmeden edemeyeceğim: ‘’Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçiminde Derin Dünya Yöneticilerinin desteklediği Hillary Clinton, New York ön seçimlerinden önce çok önemli bir söz sarf ettiği bana gelen bilgilerdendir. Neydi bu söz peki? Türkiye’de bir bayan siyasetçi ile bayan bir politik merkezde daha uyumlu çalışabileceğini umduğunu söylediği kulağıma gelen önemli bir iddiadır. Acaba Türkiye’de hangi bayan siyasetçiyi kastetti? İşte burasını siz değerli okurların yorumuna bırakıyorum. Economist dergisinin kapağında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yer verilmemesinin sebebini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Derin Dünya Yöneticileri Türkiye’de planlarını hayata geçirmek için çoktan çalışmalara başladı. Kasım ayında Türkiye’de de önemli bir gelişme olacak. Türkiye tarihinin en büyük referandumu ile karşı karşıya kalacak. İşte Türkiye’nin ve bölgenin kaderi de buradan çıkacak sonuçla netleşecek. Bu referandum tabii ki Başkanlık seçimi referandumu olacak! O zaman Derin Dünya Yöneticilerinin üstte de bahsettiğim içteki işbirlikçileri bu süreçte devreye çokça sokulacak. Bu ekip malum siyasi düzendeki eski ekiptir. Bunlar bu süreçte, CHP veya MHP’den daha çok muhalefet gösterecektir. Bunu da hep birlikte göreceğiz. Kimleri kastettiğimi umarım anlamışsınızdır. Bir zamanlar Ak Parti içinde olup da şimdi olmayanlardan bahsediyorum…

Bakalım gelecek dönemde yeni düzende Dünya’yı, Ortadoğu’yu ve özellikle Türkiye’yi neler bekliyor hep beraber göreceğiz. Benim şahsi kanaatimi merak edenlere ise şunu söyleyebilirim: ‘’Aldığım bilgiler ve saha da yaptığım araştırmalar neticesinde Türkiye’de Kasım ayı itibari ile büyük bir değişim yaşanacak. Bunu hep birlikte göreceğiz. ‘’ Şüphesiz en iyisini Allah bilir.

Ve son söz: ‘’ Derin Düşünmeyen Devletler, Sığ Sularda Boğulmaya Mahkûmdur’’