DÜNYA SAVAŞI -4

  1. Tevrat’ın Bab 16, 17, 34. Sayılarında belirtildiği üzere Tanrının İsrailoğullarına vaad ettiği ifade edilen toprakların İsrail egemenliğine geçmesinin sağlanması. Bölgedeki bütün planlar bunun için yapılmaktadır. Bu vaad edilmiş topraklar Kenan ülkesidir. Kenan ülkesi de Mısır, Filistin, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Irak ülkelerini içine almaktadır. Tevrat’ın ilgili bablarında Tanrının Kenan ülkesini Hz İbrahim’in zürriyetine verdiği belirtilmektedir. Yahudiler bu maddeyi bilinçli bir şekilde yanlış yorumlamakta ve kendilerine yontmaktadırlar. Bu topraklar sadece israiloğullarına verilmemekte, Hz İbrahim’in soyundan gelenlere verilmektedir. İsrailoğulları ile birlikte Araplar da Hz. İbrahim’in soyundan gelmektedir. Yahudiler İshak’ın, Araplar da Hz. İsmail’in soyundan gelmektedir. Dolayısıyla bu topraklarda Yahudilerin tek başına hak iddia etmesi mümkün değildir. Belirtilen toprakların sahipleri Araplar ve diğer yerli halklardır. Bunun içindir ki bugün, İsrail devleti kurulduktan sonra Tevrat’a dayanarak hem topraklarını genişletmek, hem artan nüfusu nedeniyle su ihtiyacını karşılamak için su kaynaklarının bol olduğu, Batı Şeria ve Gazze, Güney Lübnan, Suriye’nin Golan Tepelerini işgal altında tutmaktadır. İsrail’in su ihtiyacını karşıladığı Teberiye gölünü besleyen Litani ırmağı Lübnan’ın güneyinden çıkmaktadır. Yani buraların işgal altında olmasının görünür ve maddi nedeni su kaynaklarının bolluğudur. Ama ana neden manevidir.

  • Önce Irak ve Suriye’yi bölmek, parçalamak ve sömürmek; daha sonra aynı şekilde Türkiye’yi halletmek ve İslam Dünyasında liderliğe soyunarak Müslümanları kalkındırmasını ve güçlendirmesini önlemek. Dünya Siyonist Örgütünün yayın organı Kivunim (Yönelim) dergisinde, 1982 tarihli 14. Sayısında, Irak’ın üçe bölüneceği, Basra’da Şii devleti; Bağdat’ta Sünni devleti; Musul’da ise Kürt devleti kurulacağının hedeflendiği yazılıyordu. (Ortadoğu çıkmazı, Cengiz Çandar)

  1. Körfez savaşı, 2. Körfez savaşı 2003 Amerikan işgali ve 2005 Irak Anayasası ile nihayetinde günümüzde 2014’te, 2003’te Amerika tarafından kurulan, DEAŞ işgali sonucunda bu hedef gerçekleşti. Mossad-Molla Mustafa Barzani ilişkisi ortaya çıktı. Mustafa Barzani 1950’de İsrail’e gitti. Daha sonra orada uzun yıllar kalmasının ardından tekrar geldi. 1968 ve 1973 yıllarında tekrar iki defa daha İsrail’e giderek görüşmelerin ardından İsrail’in işbirliği ve yoğun desteği alındı. İsrail Iraklı Kürt ayrılıkçılığını yoğun bir şekilde askeri, eğitim, lojistik, mühimmat bakımından destekledi. (7 Ocak 1993 Cumhuriyet Gazetesi, Uğur Mumcu)

Uğur Mumcu, Mossad-Barzani ve Türkiye’deki ayrılıkçı Kürt hareketleri arasındaki ilişkiyi açıklayan yazısını kaleme aldıktan 17 gün sonra faili meçhul bir cinayete kurban gitti. İsrailliler, 1. Körfez savaşı ve 2003 Irak’ın Amerikan işgalinden sonra yoğun bir şekilde demografik ve ekonomik-ticari faaliyetlerini arttırdılar. Kuzey Irakta yoksul Kürtlerin topraklarını satın almaktalar, Irak’ta 18 İsrail firması faaliyet göstermekte ve Amerikan işgalinden sonra Amerikan ordusu komutasında Bağdat içinde ve yakınlarında iki İsrail tugayı konuşlandırılmıştır. (Mısır-El Ahrar Gazetesi-21 Kasım 2005)

Bu tugayların Irakta ne işi var? İleriye dönük büyük hedefi yönelik taşları mı döşüyorlar? Bugün de bu askeri unsurlar gizli bir şekilde varlığını devam ettirmektedirler.

Devam edelim. Suriye ise 2011’den itibaren devam eden iç savaş nedeniyle, katil rejim, özgürlük mücadelesi veren ÖSO, terör örgütleri DEAŞ ve PYD-YPG-YPJ-SDG arasında, bugün zaten dörde bölünmüş durumdadır. Devlet diye bir şey kalmamıştır.