Milletvekili dokunulmazlığı, yasamanın daha özgür çalışması için getirilen bir sistemdir. Dokunulmazlık zırhı ile suç işlenmesi yolunun açılması değildir.

Milletvekili dokunulmazlığı, yasamanın daha özgür çalışması için getirilen bir sistemdir. Dokunulmazlık zırhı ile suç işlenmesi yolunun açılması değildir. Dokunulmazlık sistemi, her demokratik ülkede farklı şekillerde mevcuttur. Kurulan dokunulmazlık sistemi, milletvekiline suç işlemesi serbestliğini getirmemesi, aynı zamanda yargılama neticesinde, meclis üyelerinin milletvekilliğinin düşürülmesi sonucunda, hükümetin düşürülmesi sonucunun da gerçekleşmemesi gerekir. Yani kuvvetler ayrılığı gereği yasama ve yargının, bir birleri hakkında aldıkları kararlar ile birinin, diğerinin görevini yapamaz duruma düşürmemesi gerekir.

Milletvekili’nin dokunulmazlığının kaldırılıp, diğer vatandaşlar gibi yargılanması durumunda bazı sakıncaları sıralar isek;

1) Tam 276 veya biraz fazla milletvekili ile hükümetin kurulması durumunda, yargılama neticesi iktidardaki milletvekillerinden birinin veya bir kaçının milletvekilliğinin düşmesi durumunda, hükümet düşer. Bu durumda ülkede daima bir belirsizlik ortamı oluşturur. Her an hükümetin yargılama sonucu düşme tehlikesi, ekonomiyi olumsuz etkiler.

2) Milletvekili yargılanırken, bazı durumlarda bizzat mahkemeye gitmesi gerekebilir, bu durumda kritik oylamalarda yasaların geçmesi gecikebilir.

3) Milletvekillerinin tutuklu yargılanması durumunda, yasama çalışmaz hale gelebilir.

Milletvekili’nin dokunulmazlığının kaldırılmaması ve yargıya hesap vermemesi durumunda bazı sakıncaları sıralar isek;

1) “Teröre destek vermek” gibi kamuoyunun gözü önünde alenen işlenen suçlarda vatandaşların, TBMM’ye ve devlete güveni zedelenir. Meclis’teki milletvekillerinin teröre destek vermesi, terörün çoğalmasına ve dolayısıyla güvenliği sağlayamayan bir devlet imajının doğmasına neden olabilir.

2) Terör dışındaki suçları işlediği iddia edilen bir milletvekilinin yargılanmaması, halkın devletin adalet sistemine olan güvenlerini azaltır. Hatta suç işlememiş bir milletvekiline atılan iftiraların yargılanmaması, iftiraya uğrayan kişinin yargıda aklanmasına engel olur. İftira atanın yanına kar kalır. “Çamur at, izi kalsın” yolu açık olur.

Öyle bir sistem getirmeliyiz ki, yukarıda bahsettiğim sakıncaları ortadan kaldırmalıdır.

Dokunulmazlık sistemi önerilerini sıralar isek;

1) Milletvekilleri, yargılama sırasında gıyabında yargılansa bile asla, tutuklu yargılanmamalıdır. Kaçarsa ne olur? Halk gözünde suçlu duruma düşer. Bir kişinin ceza almasında daha önemlisi, bir suçlunun halkı temsil etmemesidir.

2) Milletvekili, mahkemeye hiç gitmeden, vekil avukat yolu ile yargılanmasını devam ettirebilmelidir. Vekil avukatın, tüm giderleri TBMM bütçesinden karşılanabilir. İsterse doğrudan, mahkemeye gitmeden yazılı veya mahkemede sözlü olarak savunma yapabilmelidir. Mahkemedeki yargılamanın, gizli ya da açık olmasına milletvekilinin kendisi karar vermelidir.

3) Milletvekilliği devam ederken, yargılaması bitip, hapis veya başka bir hüküm alan milletvekili olursa, hükmün uygulanması için Milletvekilliğinin normal süresinin bitimi beklenmelidir. Bir daha ki dönem, milletvekili adayı olması engellenmelidir. Ancak buna, teröre destek olma veya terör faaliyetlerinde bulunma durumunda istisna getirilmeli; milletvekilliği, mahkeme hükmü kesinleşince düşürülmeli, milletvekilliğinin normal süresinin bitimi beklenilmemelidir. Her suçun cezası ertelenebilir, ancak insanlık suçu olan terör faaliyetlerine verilen ceza ertelenmemelidir. Terör suçlarında, tüm yargılama bittikten sonra, anayasa mahkemesi tarafından, yargılama kararının anayasaya uygunluğu denetlenerek, milletvekilliği düşürülmelidir. Böylece milletvekilliğinin düşürülmesi, siyasi bir kararla değil, yargılama kararı ile gerçekleş olup; farklı siyasi düşünceleri temsil eden partilerinde, verilen karara karşı muhalefet azalacaktır.

4) Milletvekiline yapılan iftiralar, diğer kişilere yapılan iftiralardan daha çok olabilme ihtimaline karşı, yargılama sonucu aklanan milletvekiline, iftira atılması diğer kişilere atılan iftiralara göre daha fazla cezai müeyyidesi olmalıdır. Yoksa milletvekiline iftira atılması cezası az olursa, atılan iftiralar çoğalabilir. Bu iftira cezaları da hapis olmalı, hapis cezası dışındaki cezalara dönüştürülmesi engellenmelidir. Bir iftirayı atan kişi milletvekili bile olsa ceza alabilmelidir, kürsü dokunulmazlığı kapsamına alınmamalıdır. İftira, cezasız kalır ise çoğalır. Anayasa’da milletvekiline, görevi nedeni ile yapılan iftiraların cezasının, kanunlarda belirtilenin iki katı olması gerektiği gibi bir artırım oranı yazılabilir. TBMM’nin iftiralara karşı kendini koruması gerekir.

Benim düşünebildiğim öneriler bu kadar, daha iyi önerilerin TBMM çatısı altından çıkacağından hiç kuşkum yok. Çünkü onlar aktif siyasetin içindeler. Ümmete naçizane bir katkım olursa ne mutlu bana…

Allah birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozdurmasın. Amin