Diyanete değil, İslâm’a...

1968 Paris öğrenci, veya Mayıs hareketleri, 1789 İhtilâli gibi, bir kırılma noktası oldu ve yalnız Fransa’yı değil, dünyayı da etkiledi..

Meselâ bu hareket öyle şeyler üretti ki, insanların ruh sağlığı bozulmuş, din gerilemişti...

1970’lere gelindiğinde CİNSEL ÖZGÜRLÜK ve FEMİNİZM adeta resmîleşti..

Komünizm, itibar kaybetti, dindar sayısında ciddî azalma görüldü..

Ne dünya, ne Türkiye bir günde evrilmiyor.. Her şeyin mazisi var… Mazi meçhulse, ati meçhul, fikirler de salakçadır..

Çare ve çözümler için tá 1789’lara, en azından 68’lere kadar git, sonra öt.. Nikâh tartışması ezbere, langur lungur konuşulacak şey mi?

* *

Elinde son model “akıllı statü telefonu” var. Yememiş, içmemiş almış.. Cihazı akıllı, kendi akılsız!..

Ve artık sosyal medya var.. Bilen de bilmeyen de, argo tâbirle ağzı olan ötüyor.. Garibim mahalle baskısıyla “bu çağda?” diyor!..

“Akıllı düşman, ahmak dosttan yeğdir” demişler..

Efendiler…Erkek ve kız çocuklarımızın buluğ çağını 9 yaşlara düşüren sizin karma eğitimli, bozuk, lâikçi vesayet düzeniniz değil mi?

İlköğretimde bile sevgili yapmayan çocuk ayıplanıyor!. Liselerdeki aşk cinayetleri ilköğretime düştü.. Azıcık kızardı mı çehreniz?.

Ne gezer, “Liselerde mescid”, “İlköğretim çocukları Cuma namazında..” türü manşeter atmaya devam ettiniz..

* *

Önce “Kanal D” enkırmeni (çemkırmen diyesim geliyor) Ahmet Hakan öttü.. Sonra köşesinde de yazdı. “Ey Diyanet!..” diye kükreyince millet korkacak, neticeyi alacaklardı..

Gerçi “Dini Kavramlar Sözlüğü” alel acele yok edildi amma…

“D.İ.B, fetvalarını kafasına göre vermez.. Din İşleri Yüksek Kurulu’nda, Kur’ân’a, Sünnet’e, İcmâ ve Kıyas’a, yani İslâm’ın sahih kaynaklarına göre sorular incelenir, İslâm’a uygun cevaplar verilir. (.....)

“Diyanet’ten kanunlara göre mi, yoksa İslâm’a göre mi fetva istiyorsun? Diyanet’in uyacağı tek kanun Allah’ın kanunudur.” dedi Bekir Bozdağ..

Zát-ı âlilerini tebrik ediyorum.. Yoksa ne yalan söyleyim, hutbe ve vaazı dinlerken, Allah affetsin, ben de “çark ettiler..” diye düşünmedim değil..

Hattâ, merhum Kayahan’ın, “Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi.. Fareden korktu kedi, Kedi pırr uçuverdi..” şarkısı bile geldi aklıma..

* *

Ahmet, köşesinde muhatabının “emret komutanım” diyeceğinden emin bir zabit gibi emirler sıralamıştı…

− Bütün camilerde “Deli misiniz? 9 yaşındaki kız çocukları evlendirilir mi?” diye hutbeler okut..

− “Kim ki kafayı minnacık kız çocuklarının evlendirilmesine….” diye fetvalar ver.

Bunlar 15 yaşındaki kızlarla her haltı yer, modernliktir... Nikâh, hele hele dinî nikâh varsa, çocuk istismarıdır..

Ne demişti Ziyâ Paşa? “Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât. Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde..”

#harbiden: Şimdi isteyen Ahmet Hakangillere kızar, isteyen de onlara bu cüreti verenlere.. Akıl baliğ, reşit olup olmamak, çocukla nikâh değil mesele, siz hálâ anlamadınız mı? 08.01.2018