DİL YARASI

Ruhun gıdası müziğiyle milletin dert ortağı Orhan Gencebay’ın Dil Yarası şarkısının nakaratındaki ilk iki dize şöyle:

Dil yarası, dil yarası en acı yara imiş; dudaktan kalbe bir yol var ki sevgi ve şefkattenmiş(!)

Vesayet anlayışıyla yıllarca müziği TRT’den uzak tutulan bu sanatçıya halkın teveccühü engelenebildi mi? Halk ona Orhan Baba demedi mi? Recep Tayip Erdoğan da siyasette halkın dert ortağı! Yapay tepki ve müdahalelere rağmen Reis unvanını aldı gönüllerde. Dudağından kalplere yol açıp duruyor 17 yıldır. Kimileri diyor ki sert ve ayrıştırıcı sözler ediyor. Ancak kültürümüzdeki babacanlık algısını unutuyorlar. Kime sert çıkıyor? Sevgi ve şefkati hissetmeyip tek kurtuluş yolu gördükleri şiddetle ruhlarını yoğurmuş olanlara değil mi? Huylu huyundan geçmez atasözünü unutup çözüm süreciyle onlara da sevgi ve şefkat açılımını görmedik mi? Hatta bu yüzden ağır eleştiriler altında değil mi? Millet yaşadığı 17 yıllık süreç sonunda onun sert çıkışlarını adeta millete saldırısavar görüyor artık. Nasıl?

Yaşadığım bir örnekle izaha çalışayım: STK ileri gelenleri ve yerel medya mensupları aracılığıyla halkın sesini duymak, incelemelerde bulunmak üzere gittiğim ilim Ordu’da Ak Parti mitingine katıldım. Nerede? Protokol arasında değil, sürekli yer değiştire değiştire halkın içinde. Reis, İdris Naim Şahin’i ima ederek ona güven, sevgi ve şefkatle verdiği makamları sıraladı. Ardından da sürekli paralel yapı uyarısına hiç aldırmadan 15 Temmuz’da terör örgütü olduğu ayan beyan ortaya çıkanların yanında gövde gösterisine dikkat çekip sert çıktı. Baktım sağ yanımda bir ihtiyar “Vay be!” nidasıyla gözyaşlarına boğuldu. Sanki “Döndüm baktım sağ yanıma Mehmedim can veriyor!” ağıt türküden etkilenmiş gibiydi. Dolaşa dolaşa gözledim alandaki insanları. Gözleri yaşarmış, acısı yüzüne yansımış onlarca insan gördüm. İşte bu milletteki Reis algısı bu! Daha önce de çok vurguladım, tekrar ediyorum: Destanlaşmak bu, destansı liderlik bu! Azarlaması da acıklı bir ders oluyor insanların çoğuna! Ona karşı asla sarsılamaz bir itimat işlemiş halkın ruhuna!

Kendinde onun benzeri bir liderlik görüp de dil yarası açmasın muhalefet liderleri diyorum hep ama aldırış eden yok hiç. Hanımların siyasette başarısını istediğim için ortaya çıkınca yazıyla kutladığım Akşener de milletimizin destanlarına inat, davasını böldüğü yetmiyormuş gibi şimdi de CHP liderine uyup onunla yan yana Denizli’de yeni bir dil yarası açtı. Dedi ki Teröristler nasılsınız? Şoka girdi halk sanki, dondu kaldı öylece! Ne diyor bu yağ demiş bazı insanlar(!) Güya telmih (hatırlatma) yaptı.

Telmih, ünlü bir olay ya da durumu hatırlatma yoluyla anlatımı etkili kılma sanatıdır. Örneğin “Beni salona almayanlara, bekleyin de hemen kürkümü alıp geleyim dedim.” sözüyle ünlü Nasrettin Hoca fıkrası hatırlatılır. “Gençler nedir bu kavganız sizin, darbe öncesini özleyen karanlık güçlere mi alet olacaksınız yani?” derseniz 70-80 arası karanlık tarihi hatırlatmış da olursunuz.

Akşener de bu ince söz sanatıyla Reis’in halka terörist dediğini hatırlatmaya kalktı. Konuştuğu yer de güneydoğu değil-orada da denmez ya- Denizli’ydi. Kimseye inandırıcı gelmediği gibi insanlar şaştı kaldı. Neydi yüzlerden okunan? Allah Allah! Bir lider böyle konuşur mu?

Halkın huzurunda, Reis lakaplı liderin “Oy verenleri değil yöneticileri kastediyorum.” açıklamasına rağmen böyle bir telmih yapılırsa nasıl bir duruma düşülür? Siyasetçi ne konuşulacağından çok ne konuşulmayacağını öğrenmeli önce. Sonuç ne? Suç duyurusu, dava, gerilim, çatışma…siyasî tarihimiz bu yoldan gidenlerin hezimetiyle dolu değil mi? “Paşalardan kormadım, senden mi korkacağım, hodri meydan!” tepkisiyle ucuz kahramanlığa soyunması da daha büyük hata! Karşındaki, milletin destanlaştırıp devlet Reisi yaptığı lider. Sana diyor ki ucuz kahramanlık yapma, demediğimi iddia etmekle yasa önünde suçlu duruma düşersin. Uyarı niteliğindeki bu sözü, Reis’i devleti koruma görevinde gören millet nasıl algılar?Defalarca söyledim: Muhalefet, Reis ile boy ölçüşmemeli. Onunla atışmak yanlış oldu, oluyor. Polemiğe girenler kazanmadı ki, hep kaybetti. Hizmet projeleri dışında laf çekişmeleri üretmeye gerek yok hiç. Halka hizmet için ne yapacağınız anlatın kardeşim! Size bu kez yeni iki mode gösteriyorum:

Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu ikilisinin rekabeti güzel bir model! Çatışmıyorlar; geçmişte olan oldu diyor, bundan sonra daha iyisini nasıl yaparız derdinde ikisi de. Milletin dikkatini çok çekti bu ikili. İnancım odur ki ikisini de ödüllendirecek. Ekrem Bey’in kazanması sürpriz olur bence. Çünkü milletin aklı gözündedir. Binali Bey’in unutulmaz hizmetlerini gördü, biliyor ve ahde vefa gereği unutmaz. Ancak Ekrem Bey de efendiliğiyle CHP tarihinde görülmemiş oy alarak özlem duyulan politikacı modelliğiyle CHP’nin başına geçme mesajı alacak milletten. Zamanla dil yarası açma durumuna düşmezse tabi.

Muharrem İnce de çok iyi başlamıştı ama sonradan polemiklere girip dil yarası açtı. Dil yarası en acı yaradır, dostlar arasında açılırsa zamanla geçer belki ama siyasette hiç geçmez. Yılan başından çıkar gibi çatallanır dil ve uzar gider, gün gelir döner, kıvrıla kıvrıla ayağa dolanır ve bütün bedeni sarar sarmalar. Dil yarası açmayı terk et ey muhalefet!