Devlet ve rejim..

Arşivlediğim bir haberdir. O günlerin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde denetlediği 21. Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı’nda askerlere şöyle seslenmişti: “Türk askerindeki birlik, beraberlik, vazifeye bağlılık ve fedakârlık devam ettiği sürece vatanı hiç kimse bölemeyecek, rejimi kimse değiştiremeyecek. Türk Ulusu müsterih olmalıdır...”

Emekli bir subay olarak değil, bir vatan evlâdı olarak, bu mesajda yadırgadığım; rejim ile devletin, rejim ile vatanın özdeşleştirilmesi anlayışıdır..

Bu anlayış sakat ve yanlıştır. Bu zihniyet, değiştirilemez ve vazgeçilemez olan vatan ve devlet ile değiştirilebilir, hattâ mutlaka değişmesi, değiştirilmesi gereken bozuk düzenin bir ve aynı tutulması anlayışıdır.

Gelmiş geçmiş hiçbir ilim adamı yahut düşünür devlet ile rejimin aynı olduğunu söylememiştir. Yalnızca totaliter dikta rejimleri bu sakat zihniyetin eseridir. Diktatör kendini devlet olarak görür. Firavunlar, halkı kul (abid) olarak gören, kendilerini tanrı sayan insanlardı..

Kimi zamanda bazı sorumsuz menfaatçi ve dalkavuk kişiler diktatörleri tanrılaştırır. Bizde M. Kemal paşaya ölümünden sonra dahi bu konum verilmiş, kutsanmış özel bir kanunla (5816) korunmuştur.

Her ne kadar bu kanun sadece “hatırasına hakaret” edilmesini men ediyor olsa da tüm kanunlarda olabildiği gibi bazı hakimlerce keyfî yorumlar getirilerek insanlar tenkidlerindeki ağırlık nedeniyle dahi mahkûm edilebilmektedirler... Demek ki bir ölünün bile diktatörlüğü sürdürülebiliyor insanlar sapık olunca...

Demokratik düzenlerde, seçilmiş parlamentolar ve bu parlamentoların çıkardığı hükûmetler devletin rejimi (şekli, biçimi) hakkında kararlar alabilir ve uygulamaya da koyabilirler. Ancak hiçbir hükûmet, devleti ortadan kaldıramaz ve DEVLET POLİTİKASI fevkinde, kendi hükûmet politikasını inşa ve ikame edemez. Etmemelidir!..

Bu söylediğimizi “işte biz de rejim değişmesin” derken bunu kasdediyoruz” diye yorumlayanlar, meseleyi kıçından anlamış rejim ile devlet politikası arasındaki farkı bilmeyen insanlardır..

Rejim gömlek, pantolon, ceket vs. gibidir, eskiyince bozulunca değiştirilir, değiştirilebilir. Rejime muhalefet yapılır lâkin devlete yapılmaz. İsrail terör devleti gibi istisnalar hariç devlet ortadan kaldırılması düşünülemeyecek olan, bütün bir milleti taşıyan gemidir çünkü...

Bir de şu mesele vardır: DEVLET POLİTİKASI sıkça alelusül değişemez, değiştirilmemelidirler. Böyle davrananlara çağdaş dünyada, meselâ ABD başkanı Trump’a denildiği gibi idiot (beyinsiz, ahmak, angut) derler...

Bir devletin tarihinde ARIZALAR (kesintiler, kazalar) olabilir. Bunların sebebi genellikle rejim yahut sistem tıkanması değil bir diktatörün keyfe má yeşâ yaptığı ideolojik devrimlerdir... Zamanı geldiğinde bunların berhava edilmesi şarttır.. Aksi halde halk zulüm altında inlemeye devam eder ve inandığı uğrunda şehidler verdiği hayata asla kavuşamaz!..

AK Parti hükûmetinin, meclis çoğunluğuna rağmen yüz yıldır milletçe arzu edilen bu türden millî hamleleri yapamayışı, bilakis millet ve din düşmanlarına tavizler vermesi asla kabul edilebilir değildir...

Belki “kendilerince” (iktidarları devam etsin diye) gûya haklı sebepleri vardır... Lâkin en azından üzülsünler Zerre kadar samimiyetleri varsa hergün ağlayarak yatsınlar...

17 yıllık bir iktidar olduklarını unutmasınlar ve bozuk düzeni hálâ değiştiremedikleri için esaslı bir şekilde üzülsünler.. Yoksa hem kendileri hem millet fena halde üzülecek... Yok olacağız!..