Bu kadar cesarete ve hıyanete pes doğrusu!
İlgililerin ve sorumluların bu kadar gafletine pes doğrusu!
Devlet bitti galiba…
Gezi kalkışması yapıldı, iktidar devrilmedi.
17 Aralık… İktidar yine devrilmedi…
Birilerinin hesabına göre çoktan devrilmesi gerekirdi ama niçin devrilmedi?
Ülkemizde maalesef çok şey ayağa düşmüştür.
Siyaset ayağa düşmüştür… Dinî konular ayağa düşmüştür… Devlet sırları ayağa düşmüştür… Zaten ayak oyunu olan futbolu bile ayağa düşürdük. Yüz kızartıcı şikeler ve neler neler.
Birileri diktatörlük var diye yırtınıyor… Yahu bu memlekette diktatörlük olsa, devlet sırları böyle ayağa düşebilir miydi?
Bazı temel kurumlara sızan militan gruplar eski Yeniçeriler gibi hareket ediyor.
Bazı hakimler… Bazı savcılar… Bazı bürokratlar… Bazı polisler… Bazı profesörler… Bazı gazeteciler…
Bu Yeniçeriler Diyanet’e de sızmışlar mıdır?
Yıllardan beri devletin sınav soruları çalınıyor, birilerine servis ediliyor.
Sınav sorusunun çalınması ne demektir? Büyük bir adaletsizlik ve zulüm demektir. Bu yolla acaba kaç kişi hangi kurumlara sızmıştır?
En gizli devlet sırları yabancı istihbarat kurumlarına servis ediliyormuş… Gizlice değil, açıktan, internetten. Açık büfe gibi… TC’nin sırlarını öğrenmek için zahmet çekmeye, casus göndermeye lüzum yok. Casuslar bizim içimizde.
Ey Devlet!.. Sen bu hallere mi düşecektin?
Pes pes pes!.. Eyvah eyvah eyvah!.. Vah vah Devlet!..
Söz bitti… Devlet elden gitti…
Suçlular yakalanacak ve yargıya verilecekmiş… Hangi yargıya? Bu gibi davalara Normal Devlet Mahkemeleri (NDM) mi bakar, Özel Paralel Mahkemeler (ÖPM) mi?

(İkinci yazı)
Din ve İman Hizmetleri
(BU yazı dindar imanlı Müslüman kardeşlerim için kaleme alındı. Arzu ederlerse musalla Müslümanları ve gayr-i müslimler de, fikir edinmek için okuyabilir.)
Çok âciz ve biçare bir Müslüman olarak aşağıdaki hususları dikkat bakışlarınıza sunmaya cesaret ediyorum:
1. Bir insan için en değerli nimet iman nimetidir. Allah’a, bize bu ulu nimeti verdiği için şükr edelim; imanımıza zarar verecek sözlerden, fiillerden, görüşlerden, davranışlardan uzak duralım.
2. İmanımızı tashih edelim, yani Allahın, Resulünün (Salat ve selam olsun ona), Kur’anın, Sünnetin, Eimmenin bildirdiği doğru, makbul, gerçek imana sahip olalım.
3. Önce halkımızın, sonra bütün insanlığın imana gelmesi, imanlı olması için gereken tebliğatı, irşadları, davetleri yapalım. Bunu bizzat yapmaya iktidarımız yoksa doğru dürüst yapanları destekleyelim.
4. İman hizmetlerine benlik, dünya menfaatleri, şahsî prestij elde etme hırslarını karıştırmayalım.
5. İman hizmetlerinin ücretini mahlukattan=yaratıktlardan değil, Hâliq’tan isteyelim, bekleyelim.
6. İman hizmetlerinin ücretinin dünyada değil, âhirette verilmesini isteyelim.
7. Önce kendimiz, imanla ilgili bilgilerin özetini, mânasını iyi ve doğru bilerek ezberleyelim.
8. Allah’ın on dört sıfatını sırasıyla ezbere bilelim.
9. Bütün Peygamberlerde bulunan beş sıfatını ezberleyelim.
10. Ehl-i Sünnetin itikatta iki imamı olduğunu, bunların İmamı Eş’arî ve İmamı Mâturidî olduklarını, aralarında usule dair ihtilaf bulunmadığını bilelim.
11. Müteşabihatı aynen kabul edelim, lakin onları Allah’a noksan sıfatlar izafe edecek şekilde te’vil ve tefsir etmekten kaçınalım.
12. Su-i hâtimeden çok korkalım; Cenab-ı Hakk’tan ömrümüzü ölümümüze imanla bitiştirmesini yalvararak isteyelim.
13. Dünyayı Kur’ana, Sünnete ve Şeriata göre imar etmekle, dünya hizmet ve vazifelerimizi yapmakla birlikte âhirete dönük olalım.
14. Yurt içinde ve bütün dünyada İmana, İslama, Kur’ana, Şeriata davet, irşad, tebliğ hizmetleri için ciddî müesseseler kurulmasını arzu edelim. Bu hizmetleri yürütecek kıymetli ve vasıflı elemanlar yetiştirelim.
15. Allahın, Peygamberin, Kur’anın, Sünnetin, Şeriatın, İslam ahlakının kötü gördüğü yol ve metotlarla hizmet edilemeyeceğini bilelim.
16. İman, İslam ve Kur’an hizmetlerinin zekat parası ve malıyla yapılamayacağını iyi bilelim. Bu hizmetler için başka meşru ve helal kaynaklar arayıp bulalım.
17. İman, İslam, Kur’an hizmetlerini cemaat, tarikat, dernek, hizip, fırka, vakıf holiganlığına, militanlığına ve taassubuna alet etmeyelim.
18. Cemaatlere, tarikatlara, hizip ve fırkalara değil; İmana, İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Ümmet birliğine, râşid bir İmama biat ve itaate dâvet edelim.
19. İmana, Kur’ana, Sünnete, Şeriata davet hizmetlerinde kesinlikle rekabet etmeyelim, müsabaka edelim, yani kardeşçe yarışalım.
20. Din ve iman kardeşlerimize asla düşmanlık etmeyelim.
21. Din ve iman hizmetlerini yaparken nefret ettirmeyelim.
22. Güçleştirmeyelim, mümkünse kolaylaştıralım.
23. İman, Din, Kur’an hizmetlerini cemaat ve tarikat planında değil, Ümmet planında yapalım.
24. Bu hizmetler için günde iki milyon tirajı olan günlük gazete, haftada bir milyon tirajı olan dergi, ayda bir milyon tirajı olan ikinci bir dergi yayınlayalım.
25. Bu gazetenin ve dergilerin tirajı taşıma suyla abone şeklinde olmasın, bayi satışı şeklinde olsun.
26. İman, Din, Kur’an, Sünnet, Şeriat ve İslam ahlakı hizmetleri için gerçek İslam mektepleri açalım. Bu mekteplerde beş vakit namaz (1868’ten 1912’ye kadar Galatasaray lisesinde olduğu gibi) bütün talebenin katılımıyla okul camiinde, okul imamının ardında cemaatle kılınsın. Bu mektep, İngilterede 1440’tan beri eğitim veren Eton Kolejinden daha kaliteli ve yüksek olsun.
27. Din, İman, Kur’an, Sünnet ve Şeriat hizmetlerinin doğru dürüst, etkili bir şekilde yürütülebilmesi için Ümmetin en ehliyetli, liyakatli, âdil, râşid, muktedir, müdebbir, firasetli, muhlis, mütevazı, mürüvvetli, müeyyed min ‘indillah büyüğünü başımıza imam yapalım ve ona biat ve itaat edelim.
28. Bir Ümmet Şurası tesis edilsin… İcazetli ve ehliyetli fukahadan oluşan bir Ümmet Fetva heyeti kurulsun… Bir meclis-i Meşayih kurulsun… İslamî hizmetler, faaliyetler zabt u rabt ve kontrol altına alınsın.
29. İçimize sızmış olan bid’atçileri, din sömürüsü yapan eşkıyayı, Allahın ayetlerini ucuza pahalıya satan rezilleri. Münafıkları, müraileri, İbn Sebe’leri kusalım.