Dünyada koronavirüs kabusu devam ederken koronavirüs sonrası dünya düzeni üzerinde uzman olanlar olmayanlar herkes bir şeyler söylüyorlar. Koronavirüste olduğu gibi herkes bir şey söylüyor da kimsede söylediğinin gerçekliğine kendisini de inandıramıyor....

Dünyada koronavirüs kabusu devam ederken koronavirüs sonrası dünya düzeni üzerinde uzman olanlar olmayanlar herkes bir şeyler söylüyorlar.

Koronavirüste olduğu gibi herkes bir şey söylüyor da kimsede söylediğinin gerçekliğine kendisini de inandıramıyor. Çünkü, söylenenler hemen hemen birbirini pek tutmuyor.

Hiç konuşulmasa olur mu; elbette konuşulacak. Koronavirüs üzerine de koronavirüs sonrası dünya düzeni üzerine de konuşulacak.

-Gerçekten koronavirüs sonra yeni bir dünya düzeni mi olacak?

Dünyanın dengesinin bozulduğu gerçeğini kabul etmekle birlikte sonrasının ne olacağını bugünden söylemek sadece ihtimalden öteye gitmez.

Varsayalım ki yeni bir dünya düzeni dünyayı etkisi altına alacak. Yani, düzen değişecek!

-Düzen değişecekte ne olacak?

Soruları sorularla cevaplayalım:

-Zulmedenler zulümlerinden geri duracak mı?

-Zengin ülkeler fakirlerin yaşadığı ülkelerin zenginlik kaynaklarını sahiplerine iade edecek mi?

-Yani sınırsız sömürü duracak mı?

-Müslümanlara yönelik vahşet duracak mı?

-Küçük kız çocukları, uyuşturucu ticaretine dur denilecek mi?

-Dünyadaki sömürünün en önemli aracı DOLAR'ın gücü kırılacak mı?

-ABD, Rusya Suriye ve Irak'tan çekilip ülke topraklarını sahiplerine terkedecek mi?

-ABD ülkemizin ve Ortadoğu'nun en önemli çıbanbaşı İncirlik Üssünü boşaltacak mı?

-Savaş gemilerinin marinası haline gelen Akdeniz boşaltılacak mı?

Kötülük o kadar çok ki, hangi birini sayayım. Yukarıdaki sorulara herkesin cevabının hemen hemen aynı olduğunu düşünüyor hatta biliyorum.

Yeni bir dünya düzeninde dünyanın ağababası ABD değil de ÇİN, Hindistan oldu, diyelim.

Çünkü, artık yeni dünya düzeninin ağasının ÇİN olacağı ciddi ciddi konuşuluyor ve gündeme getiriliyor.

-ÇİN olduğunda çok mu iyi olacak?

İster ABD ister ÇİN isterse Rusya veya Hindistan hiçbir şey değişmeyeceği gibi daha da büyük felaketlere yol açabilir.

Dünyanın yarı nüfusuna sahip iki ülke ÇİN ve Hindistan çok mu masum ülkeler? Bunlarda zalimlerin ta kendileri!

Dünyanın düzeninin değişmesi değil esas olan, bu düzenin neresinde bulunduğumuzdur. Müslümanların hakim olmadığı adı ne olursa olsun hiçbir düzen insanı mutlu edemez ve huzur içinde yaşatamaz!

Dünya insanının İslam'a hiç olmadığı kadar ihtiyacı var; ancak, İslam'ı düzeni sağlayacak Müslümanlar bu şuurdan uzak! Hiç uzağa gitmeye gerek yok alın size ülkemiz Müslümanları!

-Etrafınıza bir bakınız, dünyaya hakim olacak bir güvene sahip misiniz?

Artık bu iş bitmiştir, bundan böyle Müslümanlar dünya düzenine yön veremez, ümitsizliği içinde olmamalıyız.

-Peki nasıl sorusunu soruyorsunuz elbet. Doğrusu ben de bilmiyorum; bildiğim tek şey dünyanın huzurunun İslam olmadan mümkün olmadığı gerçeğidir.

Aslında insanlık her zaman azgınlık içinde Allah(cc)'a isyan etmişler ve yıkılamaz görünen güçlere sahip olmalarına rağmen hiç beklenmedik olaylar neticesinde yerle yeksan olmuşlardır.

Azıcık, Peygamberler Tarihine bir göz atarsak bunları görürüz.

Onun için Allah(cc)'a karşı ümitsizlik içinde olamayız; eğer kendimize ümidimiz varsa.

Bizim temel sıkıntımız düşmanın gücü değil, düşmanı kendimizden güçlü görmemiz ve düşmanın tuzaklarına karşı tuzaklarımızı kuramamamızdır.

İster coronadan isterse başka sebeplerle dünya düzeni değişecek ve bu kaçınılmazdır. Çünkü, bu zulüm ve sömürü düzeni gırtlağa dayandı ve patlama noktasına geldi. Öyle veya böyle değişmesine değişecek, başka seçenek yok!

Sorun şurada:

-Düzen değişecek ama değişmeyen düzen değişecek mi?