Cumhuriyetin ilanının 93. Yılını kutlamaya hazırlanırken başkanlık sistemi iyiden iyiye gündemimize girdi.
Cumhuriyetin ilanının 93. Yılını kutlamaya hazırlanırken başkanlık sistemi iyiden iyiye gündemimize girdi.
93 yıl önce 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı da bir sistem
tıkanıklığı üzerine gerçekleşmişti.
Cumhuriyetin ilanına 28 Ekim 1923 Pazar gecesi, Çankaya Köşkünde
karar verilmişti.
O sırada Büyük Millet Meclisi Reisi sıfatını taşıyan Mustafa Kemal
Paşa o günkü yemekli toplantıya katılacakları sanki özenle
seçmişti. İsmet Paşa, Kâzım (Özalp), Kemalettin Sami, Ruşen
Eşref’in de aralarında olduğu güvendiği isimler…
Ortada Gazi’nin, radikal bir değişime kapı aralamak için sun’i
biçimde ortaya çıkmasını sağladığı bir siyasi kriz vardı.
Rauf (Orbay) Bey’in Hükümet Başkanlığından ayrılmasından sonra
İçişleri Bakanı Ali Fethi Bey Başbakanlığı da üstlenmişti.
Ali Fethi Bey, bir süre sonra İçişleri Bakanlığı görevini
bıraktı.
O sırada uygulanan sisteme göre bakanlar Meclis tarafından
seçiliyordu.
Bu arada Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, 24 Ekim 1923’te ordu
müfettişliğine geçmek üzere Meclis İkinci Başkanlığı görevinden
istifa etti.
Halk Fırkası grubunda boşalan bu iki makam için seçim yapıldı.
Grup, muhalif kimlikleri ile öne çıkan eski Başbakan Rauf Bey’i
Meclis İkinci Başkanlığına, Sabit (Sağıroğlu) Bey’i de İçişleri
Bakanlığına önermişti.
Bu durum, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı rahatsız etti.
Önerilen adaylarla ilgili Meclis’te seçim yapılmadan önce Başbakan
Ali Fethi Bey’den hükümetin istifasını isteyerek yapay bir hükümet
bunalımı ortaya çıkardı.
27 Ekim’de hükümet istifa etti.
Gazi Mustafa Kemal ayrıca, Ali Fethi Bey ve bakanlardan yeniden
aday olmamalarını da istemişti.
Muhalifler aday çıkaramayacak, seçilmesi muhtemel isimler ise aday
olmayacaktı.
Gazi bu suni krizle “olmaz”ı göstermiş oluyordu.
Sistem kilitlenmişti.
Kilidin nasıl açılacağı, o akşam yemeğinde planlandı.
Gazi, pat diye anahtarı açıklayıverdi:
“Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
İsmet Paşa’ya görev verdi ve bir anayasa değişiklik teklifi
hazırlandı.
Devletin idare şekli Cumhuriyet olacaktı. Meclis Cumhurbaşkanını
seçecek, Cumhurbaşkanı da Başbakanı görevlendirecek, o da bakanları
seçerek hükümeti kuracaktı.
Teklif ertesi gün Meclis gündemine getirildi.
Fırsat bu fırsattı. Rauf Bey, Kazım Karabekir gibi muhalif kesimin
önde gelen isimleri o sırada Ankara’da değillerdi.
Bir anlamda bu fırsattan da istifade ile konu apar topar Meclis’te
ele alındı. Grup ve Komisyon toplantıları falan derken oylama akşam
saatlerini buldu.
Meclis’te sadece 159 kişi bulunuyordu. 1921 Teşkilatı Esasiyesinde
Anayasa’nın nasıl, kaç oyla değiştirileceği gibi bir düzenleme
olmadığı için milletvekili sayısı 286 olarak görünmesine rağmen
kendisi için oy kullanmayan Mustafa Kemal Paşa’nın dışında 158
üyenin oy birliği ile Cumhuriyet ilan edilmiş; Gazi, cumhurbaşkanı
seçilmişti.
***
Cumhuriyetin ilanından 93 yıl sonra da Cumhurbaşkanını halkın
seçmesi ile parlamenter sistemde yaşanması muhtemel yetki
kargaşasına son vermek için başkanlık sistemi öneriliyor.
Konunun beklenmedik bir zamanda gündeme gelmesinde MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’nin hamlelerinin payı büyük.
Bahçeli’nin başkanlık sistemi ile ilgili son sözünü açıklamadan
önce kaleme aldığımız bir önceki yazımızda referandumda “hayır” oyu
vermek yerine MHP kitlesinin iradesinin özgürce ortaya koymasına
imkan sağlamanın daha doğru olacağını belirtmiştik.
Bahçeli tavrını daha net ve kesin koydu:
“Meclis'te evet dersek, milletin huzurunda da evet deriz. Özümüz
de, sözümüz de birdir.”
***
Sistemin bize özgü olacağı belirtiliyor.
ABD’deki gibi federatif sistem ya da çift meclisli yapı
öngörülmüyor.
Yürütme yetkisi başkanda olacak. Bakanları başkan atayıp, görevden
alacak. Başbakan olmayacak. 5 yıllık süre ile görev yapacak olan
Başkanla birlikte Başkan Yardımcısı da seçilecek. İki dönem seçilme
imkanı olacak. Başkanlık seçimi ile TBMM seçimi birlikte yapılacak.
Başkan adayı en az yüzde 5 oranında oy almış siyasi partiler ya da
en az 100 bin seçmen tarafından gösterebilecek.
Ayrıntılar ortaya çıktıkça “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” üzerinde
yeniden duracağız.