Satranç haram değil diyen kişiler, satrancın haram olduğuna dair getirilen hadisi şeriflerin, uydurulmuş hadis olduğunu kabul etmektedirler.

İkinci iddia

Satranç haram değil diyen kişiler, satrancın haram olduğuna dair getirilen hadisi şeriflerin, uydurulmuş hadis olduğunu kabul etmektedirler. Çünkü onlara göre satrancın haram kılınması akla aykırıdır, dolayısıyla satrancın haram olduğuna dair rivayetler akla aykırı olduğu için reddedilmeli, uydurma olduğu kabul edilmelidir. Satrancın helal kabul edenlerin, hadisleri reddetmek konusundaki temel kriteri, akla aykırı bir sonucu getiren her hadisi şerif uydurmadır, demeleridir.

İkinci iddianın birinci savunması…

Yukarıda özet olarak verdiğim, akla aykırı olan her hadis reddedilmelidir, anlayışı ilk bakışta çok doğru bir kriter olarak kabul edilse de önemli bir hata yapılma ihtimalini de kendi içinde barındırmaktadır. Örneğin, abdestin alınmasında ve bozulmasında, akla aykırı görünen birçok akla aykırı görünen durum var. Abdest alınmasındaki temel amacı temizlik olarak kabul ettiğinizde, ayağınızın üstünü değil altını mesh etmeniz gerekir. Vücudunuzun bir yerinden çıkan pislik için kirlenmeyen ağzınızı yıkıyorsunuz. Kirlilik kaynağı başka yeriniz, ancak siz başka bir yerinizi yıkıyorsunuz. Namaz kılmak Allaha saygı göstermek için yapılır, fakat vaktinden bir Dakka önce kılınan namaz saygıyı yerine getirmek olarak kabul edilmiyor. Dünyanın en iyilik sever insanı, Allahın varlığını kabul etmeyince cennete gidemiyor, fakat bir katil Allaha inandım dedikten sonra en sonunda cennete gidebiliyor. Bu saydıklarımın hepsi ehlisünnet tarafından doğruluğu kabul edilen kurallardır. Ancak ilk bakışta hepsi akla aykırı görünür. Bu kurallar doğru olduğuna ve Allah doğru olarak bize kabul etmemiz emrettiğine göre bu kurallarda, biz insanların anlayamadığı bir akli açıklamalar ve hikmetler var. Bir hadisi şerifin ilk bakışta akla aykırı olarak görünmüş olması, o hadisi şerifinde gerçekten uydurma olduğu, yanlış olduğu anlamına gelmez. İşte satrançla ilgili yasaklayıcı olan hadisi şeriflerde bu şekilde, ilk bakışta akla aykırı olarak görülebilir. Bunların gerçekten uydurma rivayetler olduğunu anlamak cerh ve tadil çalışması da gerektirir.

İkinci iddianın ikinci savunması…

Bu hadis uyduran kişiler, satrancın haram olduğuna dair yalan hadis uyduruyorlar da, niye diğer bazı kişiler helal olduğuna dair uydurma yapmamışlar. İnsan yalan uyduracaksa, nefsinin istediği şeyleri helal kılmak için yalan uydurmazlar mı? insanlar nefsinin hoşuna giden şeyleri yapmak için yalan uydururlar. Hem bu kadar faydalı zeka geliştiren bir oyun sahabe tarafından niye hiç oynanmamış. Ya da oynandığına dair bir bilgi, bir iz niçin bırakmamışlar?



Gelelim kendimin, satrancın helal olduğuna inanma hususuna. Hanifi mezhebi içindeki içtihat sahibi bazı alimler ve şafilik mezhebindeki alimler satrancı helal kabul etmektedirler. Mukallit bir insan olarak, satranç konusundaki helal fetvalarına uymakta bir beis görmüyorum. Bu zamanın insanlarına helal daireyi genişletecek fetvalar verilmesi, islamın uygulanabilir bir din olduğu inancını artırır. Bu nedenle kolaylaştırıcı fetvalar öne çıkarılmalıdır. Ancak imamı azam gibi alimlerin haram demesinin de dikkate alınması gerekli bir içtihat olarak görüyorum. O nedenle ilimle uğraşmayı, satranca göre daha önemli görüyorum.

İslam toplumlarında satrancın çok yaygınlık kazanmamasının da helalliği konusunun tartışmalı olmasına bağlıyorum. Ancak Müslümanları kurduğu devletlerin gelişmemiş olmasının satranca olan ilginin az olmasından kaynaklanmadığını düşünüyorum. Dünyada en çok satranca önem veren politikalar izleyen sosyalist Rusya, göreceli olarak Amerika daha az satranca az önem vermesine rağmen, Amerika kadar teknolojisini ve ekonomisini geliştirememiştir. Her satranca önem veren ülkenin gelişeceği ve dünyaya hükmedecek derecede teknoloji geliştireceği anlamına gelmez.

Saatlerce oynanan satrançla, saatlerce oynanan bilgisayar oyunlarının,insanlara vermiş olduğu manevi ve psikolojik zararlar aynı olsa gerek. Allah bizlere ilim ve zikir ile mutlu olmayı nasip etsin. Amin.