Biraz kargaşayla, biraz lafla, az biraz virüsle, hafif kışkırtmacayla, çokça medyayla, oldukça yeni teknolojilerle, birazcık maskeyle, azıcık puroyla geliyor yepyeni, sözde adil ve halkçı dünya düzeni.

Biraz kargaşayla, biraz lafla, az biraz virüsle, hafif kışkırtmacayla, çokça medyayla, oldukça yeni teknolojilerle, birazcık maskeyle, azıcık puroyla geliyor yepyeni, sözde adil ve halkçı dünya düzeni. Tabii uyutabilirsen, yutturabilirsen. Tabi yersen bu oyunu, işte size yeni dünya düzeni ve çağdaş köleliğin resmi.

Maske neyi maskeliyor? Maskenin ardındaki gerçek nedir? Yeni bir geleceğin kuruluşunu mu saklıyor ardında. Yoksa insanı virüsten koruyan masum bir maske mi? Taştan ekmek çıkarmak deyimi batı medeniyetinin fırsatçılık ruhunu, fırsatçılık anlayışını en iyi ifade eden deyimdir. Temelde materyalist felsefeye dayanan batı medeniyetinin sözde modern dünyası bu virüs üzerinden bilimsel verilere dayanarak dijital çağ üzerinden yeni bir ahlak anlayışı oluşturmak için çabalamaktadır. Bu nedenle manevi cepheyi kendine hedef olarak seçmiş bulunmaktadır. Sözde bilimsel tekniklerle, tıbbi çalışma ve tıbbi tedavilerle virüse karşı başarılı olduğu teziyle manevi değerleri boşa çıkarmaya çalışmaktadır.

Oysaki asıl olan, temizlemek ve temizlenmek değil kirlenmemek ve kirletmemektir. Asıl olan tedavi etmek değil hastalanmamaktır, sağlığı korumaktır. Bu husus ise dinin veya manevi cephenin en önemli ilkesidir. İnsanlığı ahlak, onur ve şereften uzaklaştıran, her türlü belaya sokup sonra da başına bu olay geldiğinde elbette temizlemek, düzeltmek ve tedavi etmek için uğraşacaksın. Sebep olduğun kazanın ceremesini elbette çekeceksin. Sebep olduğun kazanın zararını, sorumluluğunu başkasına yıkarak içinden çıkacağını mı sanıyorsun?

İşgallerle, çıkardığı savaşlarla, sömürü düzeniyle sebep olduğu ve hatta planladığı açlık, ölüm ve döktüğü kanlarla iyice azıtan zalimlere ve zulümlerine destek veren batı medeniyetine virüsün atılan manevi bir tokat yada sapıtıp azgınlaşan, yoldan çıkan insanlığa gönderilmiş bir helak, bir uyarı olduğunu iddia eden manevi cepheyi hiçe saymak ve iyice çökertmek için çaktırmadan bilinçaltına yeni bir saldırı geçekleştirdiler bu süreçte. Tüketim çılgınlığını daha da hızlandırarak toplumun ekonomisini çökertmek ve özgürleşme yalanlarıyla aileyi parçalamak istemektedir. Çünkü bir toplumda aile bağlarında ve aileyi bir arada tutan değerlerinde bozulma yaşandığında hiç kuşkusuz toplum da çözülür. Dağılan aileyle birlikte toplum da sarsılıp parçalanır. Dijital çağın dönüşümüyle bitlikte yaygınlaşan sanal dünya ve evrensellik, virüsü tehdidiyle de güçlenerek yerelliği, aileyi ve devletleri bölüp küçültmeyi ve ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

Yaratılıştan sahip olunan huy, iyiliği ve güzelliği doğuştan içinde barındıran karakter anlamına gelen ahlak; insanlığı onur sahibi yapan, şerefli kılan davranışlarla üstün bir ruh kimliğidir. Toplumda ise ahlak ahenk ve düzeni sağlayan gerçek bir hukuk ve nizamdır aslında. Dijital çağ bunların hepsini önemsiz duruma düşürmektedir. Ahlaki yapısı zayıflayan insan onurlu duruşunu kaybedip kendi ile toplum ile savaşır hale gelir. En tehlikeli, en öldürücü tehdit ise insanın kendisiyle ve toplumuyla savaşmasıdır. Bunun sonucu ise her zaman felakettir. Bazen virüs vb. şeylerle sonu helak olur. İnsanlık ahlak, onur, şeref ve adaletle temsil edilmelidir ki kendi gelecek sigortasını da sağlamış olsun.

Ahlak yapısı zedelenen toplumların hafızasında travmalar yaşanıp toplumun psikolojik çöküşüne de neden olur. Virüsle birlikte en temel ve en acil ihtiyaç maddesi haline gelen maske satışlarında yaşanan fahiş satışlar da göstermektedir ki, psikolojisi bozulan toplum, ahlaki yapısı sağlam olmadığı için hemencecik yoldan çıkmakta ve fırsatçılık yapıp fahiş fiyata ürün satabilmektedir. Bu olay aslında toplumsal yapımızı faş ederek ne derece bozulmuş ve kokuşmuşluk içinde olduğumuzu da ortaya koymaktadır. Demek ki toplum başka bir durumda, başka şekillerde de benzer davranışları sergileyebilir.

Toplumun gerçek yapısı böyleyken ya da tehlikelere davetiye çıkartan, helaklara neden olan bir şekilde yaşamıyor gibi yaşarken, materyalist batı medeniyeti virüsü bahane ederek, bir fırsat bilerek dinin değil, bilimin virüsü yendiğini, maneviyatın değil maddiyatın yardımıyla salgından kurtulduklarını yaymaya çalışmaktadır. Dijital çağın büyülü verilerinden faydalanarak gerçek sinsi amacını maskelemektedir. Oysaki zaten bu virüse kendilerinin sebep oldukları gerçeğini gizleyerek insanlığı aldatmanın peşinde koşmaktadır.