Kurallara uyarak, kimsenin hakkına girmeden ve alın teriyle para kazanmak bu ülkede ve mevcut şartlarda mümkün mü?... “Çökmek” diye bir kavram var. Anlamı sana ait olmayan bir malı zorbalıkla bazen resmiyete uydurarak (siyasilerin yardımıyla) üzerine geçirmektir. Biraz bu kavramı açmak istiyorum.

Dürüst olmak ne kadar zor.

Namuslu olmaya itirazı olan var mı?

Kişinin ülkesini sevmesinden daha doğal ne olabilir?

Kurallara uyarak, kimsenin hakkına girmeden ve alın teriyle para kazanmak bu ülkede ve mevcut şartlarda mümkün mü?

Bu soruya cevabınız nedir?

Gönül rahatlığıyla 'evet' diyebilir misiniz?

Ben şahsen 'evet' diyemiyorum ama yüksek sesle 'hayır' diyemiyorum.

Ne olacak bu memleketin bu hali?

Zira burası benim vatanım.

Ben ülkemde para kazanmak istiyorum ve memleketimin kazanmasını/kalkınmasını arzu ediyorum.

'Çökmek' diye bir kavram var.

Anlamı sana ait olmayan bir malı zorbalıkla bazen resmiyete uydurarak (siyasilerin yardımıyla) üzerine geçirmektir.

Biraz bu kavramı açmak istiyorum.

Bendeniz bir işadamıyım veya iş insanı. Bu 'iş insanı' lafı da yeni çıktı. Kadınların istihdamını artırmak için.

Avrupa'nın 'peşindeyiz !' ya.

Neyse bu ayrı bir konu…

Dönelim benim 'iş insanlığıma'.

Ülkemi seviyorum ve işimi geliştirmek istiyorum.

Helalinden kazanmak için kul hakkına girmek istemiyorum.

Mümkün olduğu kadar bu hususa dikkat etmeye çalışırım/çalışıyorum.

Diyelim ki bir firmaya iş yaptınız. Birkaç ay faaliyet gösterdiniz ve alacağınız birikti.

Alacağınız birikince onu tahsil etmek gerekir değil mi?

Olması gereken bu, normal şartlarda.

İşte, böyle olmuyor bizim ülkemizde bazen bu işler.

Mesela alacağınızı tahsil etmek üzere haber gönderiyorsunuz, 'müsait değiliz' deniliyor.

Daha sonra tekrar haber gönderiyorsunuz, 'biz bilgi verelim' deniliyor.

Peşin ödenmesi gereken meblağ birikmiş tahsil edilmesi gerekir,

Aradan geçmiş 1 yıl,

Ödemeler dengesi zaten malum.

Akaryakıt fiyatları , elektrik faturaları ve giderler katlandıkça katlanıyor.

Bizzat kendiniz gidiyorsunuz alacaklı olduğunuz firmaya.

Borçlu firmada karşınıza bir takım 'fedailer' çıkıyor ve sizi darp etmeye teşebbüs ve tehdit ediyorlar.

Sebep ne?

Alacağınızı talep etmek.

Ne olacak bu memleketin hali?

Meseleyi mahkemeye intikal ettirmeye kalksam, biliyorum ki senelerce devam edecek.

Borçlu firma, bana ödeyeceği meblağı ödemeyi tercih etmiyor ama onlarca 'fedai' istihdam ediyor.

Böyle firmalar var ülkemizde.

Böyle 'adamlar' var bu memlekette.

Para kazanıyorlar 'fedailerle!'

Haram ve helal dertleri olur mu bunların?

Daha vahimi nedir biliyor musunuz?

Böyle 'fedailerle' para kazananlar 'milliyetçi' geçiniyorlar, iyi mi?

Bunlar hem 'milliyetçi' hem de mafya ayağıyla 'çöküyorlar'.

Bu usule 'çökme' diyoruz.

Daha bitmedi.

Bu ve benzeri 'milliyetçi' geçinen ve üstelik mafyavari pozlarla ortalıkta arz-ı endam edenler bazı siyasetçilerden destek buluyorlar.

İsim vermeye gerek var mı?

Sosyal medyayı göz ucuyla bakın yeter.

Vatan-millet-sakarya edebiyatıyla ve haksız şekilde emeğin üzerine 'çöküyorlar'.

Siyaseten destek buluyorlar ve siyasette bunlara destek oluyor.

Ne olacak memleketin hali?

Bu halde vatandaş demokrasiye ve hukuka nasıl güven duyacak, hakkını nasıl arayacaktır?

Yıllardır her kesimden 'demokrasi, hak-hukuk mücadelesi veriyoruz, mafyayla savaşıyoruz' diyenler bunları görmüyor mu?

Yani bu memlekette helalinden para kazanmak isteyenlerin zengin olmaya hakkı yok mu?

Siyasetteki 'bulaşık' insanlara bulaşmadan bu ülkede iş insanı olmak mümkün değil mi?

Mevcut kurallara uyarak, kanun ve nizam içinde faaliyet göstermek niye zor bu ülkede?

Ne olacak bu memleketin bu hali?

Sonraki yazılarımızda konuyu daha detaylı ele alacağız.

Vesselam...