Ülkemizde şu an itibariyle kurulmuş kaç parti olduğunu biliyor musunuz? Bilmiyorsanız önemli değil; ancak, bilgi edinmek açısından merak edenlere söyleyeyim 90’nın üzerinde siyasi parti bulunmaktadır.

-Ülkemizde şu an itibariyle kurulmuş kaç parti olduğunu biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız önemli değil; ancak, bilgi edinmek açısından merak edenlere söyleyeyim 90'nın üzerinde siyasi parti bulunmaktadır.

Şöyle parti isimlerine bir baktım aklınıza gelen veya gelmeyen isimlerle karşılaştım.

Yeni parti kuracaklar acele etsin bu gidişle uygun isim bulmak çok zor olacak!

Her yıl parti sayısı 10-15 civarında artış göstermektedir. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda 150'yi bulacak gibi görünüyor.

Sokağa çıkıp parti ve genel başkan adı sorsanız 10 tanesinin ancak bilineceğini göreceksiniz.

-Son 40 yılda ülke yönetiminde yer almış Anavatan, Doğru Yol, Demokratik Sol partilerinin bugün sadece tabelaların olduğu gerçeği görüldüğü halde sürekli parti kurulması düşündürücü değil mi?

-Yüzde 1 bile oy alamayan partiler yığınlar halinde karşımızda dururken niye bu kadar çok parti kuruluyor?

Çok parti çok demokrasinin göstergesi desek her gün her yerde hemen hemen herkes ülkede demokrasi olmadığından şikayet ediyor!

Demek ki, çok parti çok demokrasinin göstergesi değilmiş!

-Öyleyse her önüne gelen özellikle de partilerinden ayrılan milletvekili ve bakanlar niye parti kuruyorlar?

Eskiden bu kadar çok parti kurulmuyordu, benim bildiğim kadarıyla bu minval üzerine kurulan partilen tamamına yakını da başarılı olamamış parti çöplüğünde yerini almış ve sırada birçok partinin olduğunu da görür gibiyim.

Parti kurulmasın demiyorum; ancak, kurulan partiler kişilerin istikbali için değil, ülkenin ihtiyacı için kurulmalıdır.

Genel olarak kişiler kendi istikbali için parti kurmaktalar ki, zaten sıkıntı da burada!

Elbette ki, kötü niyetli değillerdir; ancak, aynı partide ülke yönetiminde bulunmuş kişiler bile ayrı ayrı partiler kurup birlikte hareket edemiyorlarsa sıkıntı var demek.

-Bu durumu nasıl açıklayabiliriz?

Çok kötü ama herkes küçük olsun benim olsun anlayışı içinde hareket ediyor.

Öyle olunca sayısını bilmediğimiz parti kuruluyor ve kapanıyor.

Ayrıca, kurulan partilerin büyük çoğunluğu seçime girme şartlarını sağlayamadığı için seçime de giremiyor.

Bu yazıyı partilerin kurulmasına karşı olduğum için yazmıyor, bir çarpıklığı ortaya koymaya çalışıyorum.

Bu çarpıklık iktidarı ve muhalefetiyle ülkenin yönetilmesi sürecinde bir takım olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.

Bunun en bariz göstergesi de bir seçim biter bitmez gelecek seçimin sürekli gündeme gelmesi veya getirilmesidir.

Ayrıca, bu durum toplumun siyasi, ideolojik kutuplaşmasına neden olmakta toplum gerçek sorunları konuşmaktan uzaklaşmaktadır.

Siyasilerin konuşmalarında toplumu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı sözlerini görüyoruz.

Bir ülkede seçimin sürekli gündemde kalması o ülkede sorunların çözümünde gerçekçi adımların atılması zorlaştırı.

Nitekim birçok sorunu çözmediğimiz gibi iyice karmaşık içinden çıkılamaz hale getirdiğimiz ortadadır.

Mesela, üniversiteli işsizler sorunu.

Hükümet çözemiyor, muhalefette konuşmanın ötesinde bir çözüm yolu sunamıyor.

Sunamaz; çünkü, bu sorunun çözümü bugün itibariyle mümkün görünmüyor.

Bugün itibariyle birikmiş öğretmen, mühendis, kamu yönetimci, işletmeci ve diğer birçok bölüm mezunu nasıl ve nerede istihdam edilecek, biri bana söylesin!

Üniversiteye giriş barajını düşürdük ki, hem üniversitelerin boş kalan kontenjanları dolsun hem de üniversiteli işsizler çoğalsın!

Boş durmak yok, parti kurmaya devam!