Sempatik tavırlı sevecen Japon’lar şaşkın! Abe’nin öldürülmesinden sonra Türkiye de yaşayan Japon’lar dahil tüm Japon’lar şok içerisinde. Böyle bir olay Japonya’da nasıl olabilirdi? Olur olur.

Sempatik tavırlı sevecen Japon'lar şaşkın! Abe'nin öldürülmesinden sonra Türkiye de yaşayan Japon'lar dahil tüm Japon'lar şok içerisinde. Böyle bir olay Japonya'da nasıl olabilirdi? Olur olur. Hem de bal gibi olur.

Nasıl olduğuna bakalım;

Emperyalist güçler Siyasi ve Askerî alanda atılım yapan Japonya'ya ikinci nükleer saldırısını yaptılar. Eski Japon Başbakanı Abe'nin öldürülmesinin altında yatan derin tarihsel geçmişe kısaca göz atalım biraz.

Başkan Abe, Japonyanın kendi Anayasasında bulunan ve saldırmazlığı içeren "pasifist" 9 maddesinin karşıtlarından birisiydi. Japonyanın silahlı kuvvetlerinin kendini müdafaa emelinin dışında da güçlendirilmesini savunuyordu. Bu madde neyi ifade ediyor?

. Savaş karşıtlığı

. İç dinamiklerde anarşizme karşıtlık

. Ulusal güvenliğin tehdidine karşı, barışçıl çözüm aramak

Savaş tehdidi altındayken, diyalog yönteminin benimsenmesi

. Uyuşmazlık karşısında, bürokratik yöntemlerle uyum sağlamak

Ancak Japonya ve tarihi buna çok müsade etmiyordu. Japonya'nın ikinci dünya savaşıyla birlikte büyük değişime girdiğini biliyoruz. Bölgesel rakibi Çin'e karşı son yıllarda gerek siyasi gerek askerî açıdan büyük hazırlıklar içine girdiler. Dahası Japonya, küresel dünyanın değiştirdiği normların içinde kendisine pay alabilmek ve 'buradayım' diyebilmek adına sahneye çıkma hazırlıkları yapmaya başlamıştı.

Tarafı az çok belli olmuştu aslında. Anti-emperyalist, Anti-Çincilik politikalarıyla yerini belirmeye başlamıştı. Türkiye ve Rusya ile yakınlaşarak Doğu bloğunun başka bir parçası olma hedefide yadsınamaz. Başkan Abe, Çin'in Doğu Türkistan'a uyguladığı insanlık dışı yaptırımlara sert ve net bir tavır alarak dış siyasette Çin'e karşı olduğunu ve doğu bloğunun alternatif paktının rotasını çizmeye başlamıştı. Abe son günlerde bu rotayı daha da belirginleştirmek adına siyasi turlarını artırmaya başlamıştı.

Ancak gelinen nokta öyle olmadı. Geçtiğimiz günlerde tüm dünyanın gözü önünde bir başkan, politik manifestosu sırasında öldürüldü! Ayrıca bu suikastin Hollywood filmlerindeki sahneleri aratmıyor olması da ayrı bir konu.

Başkan Abe Japonya'nın pasifiz (Polyanacı) politikasını şiddetle eleştiriyor ve bunu Japonların imparatorluk tarihine yakıştıramıyordu. Başkanlığı sırasındaki düzenlemeler ve verdiği son demeçlerde de bundan sıkça söz ediyordu. Şiddetsizlik ilkesinin Japonya'nın kadim tarihine ve dünyadaki itibarına gölge getireceğine inanıyordu. Fakat sonuç olarak Abe şiddetsizliğin savunulduğu, barışçıl ve uzlaşmacı ahlaki değerlere sahip politika yürütülen Japonya'da halkın ve dünyanın gözünün önünde katledildi! Japon'lar değil bütün dünya şaşkın.

Abe Şinzo Kim;

- [ ] Abe ikinci dünya savaşı sonrasında Tokyo'da dünya ya gelen ilk siyasi isimlerden birisi. ABD işgalinin yürüttüğü politik yasaların gölgesinde ailesi ile birlikte yaşam süren bir isimdi.

- [ ] Abe'nin Japon imparatorluğu altında gerek kendisi gerek ailesi siyasi ve askeri alanda büyük hizmetler vermiştir.

- [ ] İkinci dünya savaşı sırasında kendi aile mensupları, gönüllü askerlerden oluşan donanmaya katıldığı biliniyor.

- [ ] Abe'nin babası Japon Kamikaze uçaklarında pilot olmak için başvur yapmış ancak eğitimini devam ettirirken savaş bitmiştir.

Abe Şinzo Neden Öldürüldü?

. ABD Pasifik'te yeni bir güç, aşırılık istemiyor.

. Abe'nin dış politikasını şiddetle eleştiren emperyalist güçler onu 'tehlikeli milliyetçi' diye sıfatlandırıyordu.

. Kuzey Kore ve Çin'den sonra Japonların askeri alandaki gelişimsel atakları kabul edilmiyordu.

. Abe her ne kadar siyasetten uzak kalmışsada son yıllarda yaptığı siyasi manifestolarıyla batı nezdinde tekrar güçlü bir tehdit olmaya başlamıştı.

Her ne kadar Abe'nin suikastçisi; -'onu sevmediğini ve öldürmek istediğim için öldürdüm' dese de, işin siyasi iç yüzünün öyle olmadığı aşikar. Seçim hazırlığı içinde olan Japonya'da sağ politika ve dünya siyasetinde üst rol almak isteyen bu politikayı güden herkese göz dağı verildi. Diğer dünya ülkelerinide kapsayan bu göz dağı anti-emperyalist düşüncede politika yapan liderlere açık bir tehdittir.