ÇİFTE STANDARTLI SİYASET

Türkiye'nin en büyük siyaset problemlerinden biri de çifte standartlı siyaset uygulamasıdır. Bunu aşağıda detaylı irdeleyeceğim.

Malum, bugün yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri var. Bu seçimlerin, çifte standartlı ve kemiksiz siyaset anlayışından kurtularak rasyonel, pozitif, sağduyulu, anti emperyalist ve proje siyaset anlayışına yol açan yeni dinamizm olmasını diliyorum.

YSK İstanbul seçimlerini, seçim sonuçlarını etkileyecek boyutta yolsuzluk ve usulsüzlükler yapıldığı gerekçesiyle iptal etti ve 23 Haziran'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrar yapılmasına karar verdi. Daha önce de Artvin Yusufeli, Kırıkkale Keskin ve Denizli Honaz' da yapılan Belediye seçimlerinin yenilenmesine karar vermişti. Yani Yüksek yargı toplandı, yapılan hukuki başvuruları değerlendirdi ve hukuki ve teknik kararını verdi.

İstanbul seçimlerinin iptali bağlamında bazı şarkıcı, türkücü, oyuncu ve şaklabanların birilerini "her şey güzel olacak" başlığı ile desteklemesine ilişkin bir tespitte bulunmak istiyorum. Daha sonra yukarıda bahsettiğim hukuki karara tekrar dönecegim.

Sahte demokratlara göre, "Sanatçı Hükümeti desteklediğinde yalaka ve yandaş, Muhalefeti desteklediğinde çağdaş; köylü Hükümeti desteklediğinde yobaz ve cahil, Muhalefeti desteklediğinde Milletin efendisi; hukukçu Hükümeti desteklediğinde hukuk bilmez, yalaka ve yandaş, Muhalefeti desteklediğinde ise bilgin ve aydın" öyle mi? Hadi oradan! Bıktık sizin

KİBRİNİZDEN,
JAKOBENLİĞİNİZDEN,
FAŞİZMİNİZDEN,
GERİCİLİĞİNİZDEN,
YOBAZLIĞINIZDAN,
TEPEDENCİLİĞİNİZDEN,
ELİTİZMİNİZDEN,
SAHTEKARLIĞINIZDAN,
SOYTARILIĞINIZDAN,
SOYSUZLUĞUNUZDAN,
DANGALAKLIĞINIZDAN,
AYRIŞTIRICILIĞINIZDAN,
BARBARLIĞINIZDAN,
ŞIMARIKLIĞINIZDAN,
AZGINLIĞINIZDAN,
HALK VE DEĞERLER DÜŞMANLIĞINIZDAN,

BEN MÜKEMMEL DEMOKRASİ, MÜKEMMEL YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI VAR DEMİYORUM. EKSİKLER TABİKİ VAR.
GEÇMİŞTE HAKİM VE SAVCILAR EMEKLİ OLUNCA BUGÜNKÜ ANA MUHALEFETE GİRERDİ, HAKİM VE SAVCILAR GENERALLERDEN BRİF ALIR VE KARŞILARINDA EL PENÇE DİVAN DURURLARDI. GÜNÜMÜZDE İSE BÖYLE BİR ŞEYDEN BAHSEDİLEMEZ.
KILIK KIYAFETİ YÜZÜNDEN EĞİTİM HAKKI ELİNDEN ALINANLARIN OLDUĞU, DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ENGELLEYEN CEZA KANUNUNUN 141, 142,143 VE 169. MADDELERİ MEVCUTKEN NE KADAR DEMOKRASİ VAR İDİYSE,
GÜNÜMÜZDE DAHA ÇOK DEMOKRASİ, DAHA ÇOK HUKUK, YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI VAR.
HELE HELE MAKARNACI VE PATATESÇİLERİN ATM'LERDE, MARKETLERDE KUYRUK OLUŞTURDUĞU, DARBECİ TANKLARI ALKIŞLADIĞI, SELA OKUYAN İMAMA SALDIRDIKLARI 15 TEMMUZDAN SONRA İSE DEMOKRASİ VE YARGI DAHA DA GÜÇLENMİŞTİR.

BU MİLLETİN ARTIK CUMA GÜNÜ CAMİDE, PAZAR GÜNÜ KİLİSEDE AYİNDE OLAN, SEÇİMDEN ÖNCE VATANSEVER GÖRÜNÜP SEÇİMDEN SONRA " APONUN HEYKELİNİ DİKECEĞİZ, PKK BİZİM CANIMIZDIR BİZ ONLARSIZ NEFES ALAMAYIZ, DEVLETE MAL..." DİYEN PKK'NIN UŞAĞI İNSAN MÜSVEDDESİNE GÜZELLEMER DÜZEN İMAMBAYILDI GİBİ FIRILDAKLARLA;
RAMAZANDA PİLAJDA BİRA YUDUMLAYIP, SEÇİMLERDEN ÖNCE HER GÜN CUMA NAMAZI KILAN, CAMİLERDEN ÇIKMAYAN, SEÇİMLER BİTİNCE DE CAMİLERDE BİR DAHA GÖRÜNMEYEN, KENDİNİ UYANIK SANIP HALKI İNCEDEN İNCEYE KANDIRMAYA ÇALIŞAN OYNAKLARLA,
HİÇ İŞİ OLMAZ.


BU MİLLETİN TARAFI
VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ VE MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞI,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NİN ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ,
VATAN, MİLLET, DEVLET, BAYRAK, EZAN, İSTİKLAL VE İSTİKBAL,
ULUS-DEVLET VE ÜNİTER DEVLET YAPISININ EBEDİYETE KADAR SÜRDÜRÜLMESİDİR...
EĞER HAK, HUKUK, ADALET DİYORSAK; TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİ İSE VE HERKESİN İDEALİ DE BU İSE HUKUKA VE KANUNLARA SAYGILI OLMAK, ONU EKSİKSİZ UYGULAMAK HER TÜRK VATANDAŞININ EN ASLİ GÖREVİ VE SORUMLULUĞUDUR. BU KAÇINILMAZ BİR ZORUNLULUKTUR.
AKSİ DURUMDA KAOS ÇIKAR, İÇ SAVAŞ MEYDANA GELİR, MİLLET YOK OLUR, DEVLET ÇÖKER, ONUN YERİNE VATANA KELİMENİN TAM ANLAMI İLE İSLAM VE TÜRKİYE DÜŞMANLARI ÇÖKER.
EN NİHAYETİNDE EVLATLARIMIZIN İSİMLERİ YORGİ, HANS, TONİ, CONİ... OLUR MAZALLAH......

Geçmişte demokrasi ve hukuk katledilirken, çatır çatır kul hakkı yenirken ...muz gibi susanlar şimdi seçimler iptal edildi diye demokrasi, insan hakları, hukuk ve kul hakkından bahsediyorlar. Çok komik!

Bir tane zat, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararını alan YSK'daki hakimlere hunharca çete ve satılmışlar suçlaması yapıyor. Bu durum açık bir suçtur ve düşünce özgürlüğü yargı mensuplarına veya hiç bir kimseye küfür ve hakaret hakkı vermez.

Burada bir örnekle yargı kararları karşısında takınılan tutum bakımından seviye/seviyesizlik, medeniyet/medeniyetsizlik, çağdaşlık/çağdışılık farkını ortaya koymak isterim. Refah partisi kapatıldığında eski Başbakan Erbakan, karar karşısında huzur ve sükunete riayet edilmesi, provokasyona gelinmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Kimseye küfür, hakaret, tehdit savurmamış; yargı mensuplarına, Hakimlere ağız dolusu çete ve satılmışlar dememiştir. Yargı kararını saygıyla karşılamıştır.

Terör örgütü PKK'lı teröristlere "arkadaşlar" diyen, "YPG/PKK terör örgütü değildir, bize saldırmazlar" diyen, buna karşılık acılı şehit yakınlarına " PKK'lı terörist" diyen, darbe olursa ilk ben tankın üzerine çıkarım deyipte 15 Temmuz işgal, istila ve FETÖCÜ terörist darbe girişiminde tankların arasından kuyruğu kıstırıp sıvışanlar, FETÖ terör örgütüne çete ve satılmışlar diyemeyen, ordu göreve diyenlere sesini çıkarmayan, hakim ve savcılar darbeci generaller karşısında el pençe divan durup cübbelerinin önünü iliklerken ve hukuk ile yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı katledilirken ...muzca ve sinsice susanların; 31 Mart 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali yönünde karar alan YSK üyelerine, Gazi Mustafa Kemal ve Arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Hakimlerine hunharca çete ve satılmışlar suçlamasını yöneltmelerinin ALÇAKLIK ve HAİNLİK olduğunun BÜYÜK TÜRK MİLLETİNCE bilindiği ve tarihe not edildiği, herkes tarafından idrak edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.


28 Şubat'ta yapılanlar, Refah partisi kapatılırken, Ak Parti'ye kapatma davası açıldığında, ordu göreve denildiğinde, 367 kararı alındığında demokrasi ve hukuk vardı da; YSK, dünyanın her yerinde olduğu gibi, seçim yenileme kararı alındığında mı demokrasi ve hukuk yok oldu, kıyamet geldi???
Geçin bunları Azizim, YEMEZLER!
İstanbul seçimleri birilerinin kaybetmesi nedeniyle değil, birilerinin seçimde hırsızlık, yolsuzluk ve usulsüzlük yapması nedeniyle iptal edilmiştir.
Asıl YSK' nın bu kararı demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü kriterlerinin onurunu kurtarmıştır.

İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararı GUGUK kararı değil, HUKUK kararıdır ve buna herkesin saygı duymak ve uymak mecburiyeti vardır.

Türkiye bu çifte standartlı, irrasyonel, kemiksiz, emperyalizm budalası, Batı kuklası, mandacı ve himayeci siyaset anlayışından bir an evvel kurtulmalı; çürükleri, hainleri ve teröristleri kendi içinden temizlemeli, siyaseti özgürleştirerek Milli ve Ülkenin ortak meselelerinde buluşabilen sağduyulu ve proje bazlı işleyen, yıkıcı değil yapıcı, negatif değil pozitif siyaset sistematiğini inşa etmelidir.
İyilik ve güzellikler herkesle olsun!