Camiden “kadın” kovmaya ceza teklifim..

KARAR gazetesinden Yıldız Ramazanoğlu hanım, “Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz?” başlıklı yazısında Fatih Camiinde yaşanmış ibretamiz bir olayı anlatıyordu...

(......) İmam öyle bi bağırıyor ki dayanamadım ‘bu nasıl bir üslûptur ben de ilâhîyatçıyım’ dedim. Demez olaydım. ‘Peygamberim desem ne olacakmış. Üsküdar’dan geldim biraz oturup gideceğim..

‘Fark etmez biz Almanya’dan geleni almıyoruz dedi. (......) İmam bağırmaya devam ediyor.. “Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz?”

Harbiden, uzatmadan ve suale cevaben doğrudan söylüyorum:

Maalesef bu imam ve diğer sözde sıkı Müslümanlar yalnızca cehillerini isbatlamaya çalışmıştır... Fakat galiba, onu bile tam becerememişler!.

Câhil dediğin biraz inatçı olur, cesur olur değil mi? Atasözü bile var “câhil cüretkâr olur” diye.. Demek ki bunlar tırsık cahillermiş..

Keşke kadını kovarken tartaklamış da olsalardı!. O zaman bütün Müslüman erkekler töhmet altında kalmamış olurdu...

Sonra arkadaşlarıyla gelip topluca namaz kılmışlar... Erkeklerin arka tarafında fakat bu sefer caminin en arkasında değil, inadına orta yerinde..

Neyse ki diğer imam, kadınlardan özür dilemiş.. Bu, belki de birçok kadını dinden çıkmaktan kurtarmış oldu.. Allah razı olsun, tebrik ediyorum.

***

Evet, bizim hanımdan da bilirim, Yıldız hanım yerden göğe haklı..

Müslüman erkekler kadar Müslüman kadınların da camilere gelip stres atmak, huzur bulmak en tabiî haklarıdır.

Hele o selâtin camilerinin (sultanların yaptırdığı tarihî camiler) ezoterik, muhteşem ve büyülü aurasında namaz kılmak ne büyük saadettir.

Çağdaşçı sosyete hanımlar için stres atmak belki yalnızca alışverişle mümkün.. Lâkin bizim kadınlarımız en ziyade camilerde huzur buluyor..

Ne güzeldir meselâ Üsküdar’da, Aziz Mahmud Hüdaî hazretlerinin medfun olduğu camide sabah namazını kılmak, zikirlerle mest olmak.. Ne güzeldir bir Cuma sabahında Eyüp Sultan’da olmak...

Ne güzeldir Sultan Ahmet’te (blue mosque) vakit namazı kılarak, ziyarete gelen ecnebi hanımlara İslâm adına muhteşem bir misâl olmak...

Acaba, Yahya Kemal (Beyatlı) “Süleymaniyede Bayram Namazı”nı yazarken arkada namaz kılan hanımlardan rahatsız olan var mıydı?

Acaba o sözde imam, hanımlara “efendim arzu ederseniz camimiz hakkında bilgi vereyim” dese ve kovalamak yerine, “siz hanımefendiler için ecdad yadigârı kafesli bölgede namaz kılınması en güzelidir. Nasıl ki sultanları korumak için “hünkâr mahfilleri” yaptırılmışsa, kafesli mahfiller de sizin hürmetinizi korumak için tahsis edilmiş deseydi..

O zaman Yıldız hanımefendi yine “avizenin altında azıcık yürümek isteseniz yüz kızartıcı suç işlemişsiniz gibi...” der miydi? Fakat aksi yapıldı ve Yıldız hanım hadiseyi köşesine böyle taşıdı... Suç kimde?

Çoğu imamımız zır câhil. Bunlara önce Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Çarşafa ve Peçeye Dair” isimli risalesini okutmak lazım, hattâ ezberletip sınavını bile yapmalı. Kovalayan imamın cezasına gelince...

#HARBİDEN: Açığa almak mı? Hayır doğru değil... Teklifim, âilelerine zarar vermek yerine bunlara vakit aralarında KADINLARA ZORUNLU CAMİ REHBERLİĞİ vazifesi de verilsin... Hattâ çay poğaça servisi falan da yapsınlar... Ciddîyim. CUMANIZ MÜBAREK OLSUN. 23.03.2018