Bazı bürokrat, general ve amiraller ne yazık ki Silahlı Kuvvetlerde bir çok garnizonda cami yapılmasını engellemektedir. Yıllardan beri birlikte emek verdiğimiz sivil toplum örgütleri de bu cami düşmanlığına bir türlü son verememiştir.

Bazı bürokrat, general ve amiraller ne yazık ki Silahlı Kuvvetlerde bir çok garnizonda cami yapılmasını engellemektedir. Yıllardan beri birlikte emek verdiğimiz sivil toplum örgütleri de bu cami düşmanlığına bir türlü son verememiştir.

İstanbul Çevre Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) olarak yıllar önce yıkılan Heybeliada'nın o tarihteki tek camisi olan Deniz Harp Okulu Camisini bir türlü ihya edemedik. Bu gidişle sanırım ölmeden görmek de nasip olmayacak.

Hükümetimizi ve özellikle Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı bu cami düşmanlığı konusunda göreve çağırıyorum. Çünkü yapılması gereken bütün her şeyi yapmamıza rağmen Sabetaycı bir güruh buna daima mani oldu.

Bu konuda neler yaptık; arz edeyim. Öncelikle Şu yıkılan Deniz Harp Okulu Camisinden bahsedelim.

Bu tarihi cami vakti zamanında 'askeriyede cami mi olur?' zihniyetindeki bazı komutanlar tarafından yıkılmış Heybeliada 2 yıla yakın bir süre camisiz kalmıştı. Halbuki Osmanlı'dan kalma bu tarihi eser niteliğindeki cami, üzerindeki sanat eserleri açısından çok değerliydi.

Defalarca söyledim, tekrar etmekte yarar görüyorum. ABD'nin sanat açısından en ihtişamlı şapeli Annapolis'te bulunan Amerikan Deniz Harp Okulu kilisesidir. Komünist ülkeler hariç bütün dünyada askeri okullarda ibadethaneler bulunmaktadır. Maksat; subay ve astsubay yetiştiren okullarda manevi güç alınmasıdır. Aynı zamanda bu ibadethaneler hangi dine hizmet edildiğini gösteren sembol niteliğinde binalardır.

Nitekim çalıştığım Donanma savaş gemilerinde, özellikle Alman ve ABD yapımı muhriplerde daima papaz kamarası bulunurdu. Halen de Batılı ülkelerde din işlerinden sorumlu subaylar görev yapmaktadır. Fakat bu durumu rakı içmekten beyni sulanmış bizim idraksizlere anlatmak güçtür. Komünistler dahi askerler için ibadethanelere karşı çıkmazken bizim ayyaşlar buna şiddetle karşı çıkmaktadır.

İşin garip ve çirkin bir tarafı da karanlık odalardır. Hakkımda basında yazılar çıkmış 'Yeni Akit Yazarı Vehbi Kara, Deniz Harp Okuluna cami yapılmasını istedi' diyerek şahsıma hakaretlerde bulunacak kadar ileri gidebilmiştir. İsteyenler internet arama motorlarından bu tip haberlere ulaşabilirler.

Demek ki cami düşmanları sadece askeriye içinde değil askeriye dışında da vardır. Fakat şimdilik bu kişi ve kurumlarla ilgilenmeyip seçilmiş idarecilerin emri altındaki askeri kurumlardaki cami yasaklarına değineceğiz.

Her yıl 18 Kasım günü Deniz Harp Okulu kuruluş törenleri yapılır. Bu törenlere birkaç defa katıldım. Törenler esnasında Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu ile görüşme imkanı buldum. Kendisine Heybeliada Deniz Harp Okulu Camisi ile birlikte Deniz ve Hava Harp Okullarına cami yapılması gerektiğini ifade ettim. Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında hiçbir vatandaşımızın ve askeri öğrencilerin ibadet etme haklarının engellenemeyeceğini söyledim. Yasaklamaların bunu en çok istismar eden FETÖ örgütüne yaradığını belirttim. Bana 'haklı olduğumu ve cami taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğini' söyledi.

Daha yeni göreve başladığı için kendisine zaman verilmesi gerektiğini belirterek gerekli notları aldığını söyledi. Bu durumun takipçisi olacağımı kendisine söyledim. Beni basından takip ettiğini ve en kısa zamanda camilerin yapılacağını söyledi. Bu konuyu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER'e de müracaat ederek takip etmeye devam ettim.

Ayrıca her 18 Kasım törenine katıldığımda Okul Komutanı Amirallerle görüşüp Deniz Harp Okulu Camisinin ne zaman ihya edileceğini sorarım. Nitekim 2019 yılında da sorduğumda okul komutanı çok güzel bir caminin fotoğrafını göstererek bu konuda çalışmaların son aşamaya geldiğini Milli Savunma Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığından onay alınması aşamasına geldiğini söyledi.

Fakat ne yazık ki aradan iki yıl geçmesine rağmen hala tek çivi dahi çakılmış değildir. Bu konuda Sabetaycı olduğundan şüphe duymadığım bazı kişilerin cami yapımına engel olduğunu fark ettim. Şimdi de buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanını Hulusi Akar'ı göreve çağırıyorum. Öncelikle 'bu cami yapımına engel olan kimlerdir?' sorusuna cevap vermeleri gerekiyor.

Camiden korkan ve cami yapılmasına engel olan Allah'tan korkmayan bu kişilerin kimlikleri ortaya dökülerek yapmış oldukları fenalıkların engellenmesi gereklidir. Ayrıca zaman geçirilmeden bu kişilerin hem halkımızın vicdanında hem de kanunlar önünde cezalandırılması gereklidir. Aksi takdirde Anayasa'da teminatı bulunan din ve vicdan özgürlüğüne karşı açık bir suç işlenmiş olacaktır. Eğer bu apaçık din düşmanlığına göz yumulmaya devam edilirse hükümet ve Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri de suça iştirak etmiş olacaklardır.

Yazımın kalan kısmında 2007 Yılında İstanbul'da yıkılan veya harabe haline gelen camilerimizi ihya etmek üzere kurulan İSTED'in faaliyetlerine yer vermek istiyorum.

Doktor Erhan Sarışın başkanlığında bir avuç gönüllü ile kurulan bu dernek; CHP idaresi zamanında yıkılan İstanbul'daki birçok caminin ihya edilmesine sebep olmuştur. Özellikle tarihi eserlerin yaşamasına ve yeni eserlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmaya çalışmak önemli bir vatandaşlık vazifesidir. Çünkü çevremiz ve özellikle de İstanbul'a İslam mührünü vuran camilerimizi korumak her şuurlu Müslümanın görevi olmalıdır. Bu eserler ve doğal güzellikler; sadece geçmişten bir miras değil, geleceğe emanettir.

İşte bu nedenle faaliyetlerin bir dernek çatısı altında sürdürülmesi zorunluluk haline gelmiş ve bu maksatla İstanbul Çevre, Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği kurulmuştur. Derneğimiz 20 Haziran 2018' e kadar genelde Suriçi ve Tarihî Yarımada olmak üzere yaklaşık 115 Camii, Mescid, Tekke ve Çeşme ile ilgilenmiş sonuçta bir çok eserin ihyasında önemli görevler almıştır.

Dernek üyesi olarak üç yılını Heybeliada'da ve son yılını da Tuzla'da okuduğum Deniz Harp Okulu için cami yapılması konusunda hala mücadele etmekteyim. NATO standartlarına göre tabur ve üstü birliklerde ibadethane yapılması gerektiği için bu konuda yapmış olduğum girişimlere karşı özellikle askerler kayıtsız kalamadı. Mücadelemde haklı olduğumu fakat bu taleplerimin yerine getirilmesi için zamana ihtiyaç duyulduğu, hükümet ve ilgili bürokratlar tarafından hep dile getirildi.

Türkiye'de bürokrasinin ne derece hantal ve beceriksiz olduğu herkes tarafından gayet iyi bilinmektedir. Görüştüğüm devlet adamları, uğrunda mücadele ettiğim çevre, kültür ve tarihi eserlerin korunması konusunda daima olumlu oldular. Eskiden olduğu gibi 'askeriyede caminin ne işi var' gibi din ve vicdan özgürlüğünü kısıtlayıcı sözleri söylemediler. Bununla birlikte camiye ve dine düşman bürokratları da aşmakta çok zorluk çektiğinin fark etmekte hiç zorlanmadığımızı ifade etmek durumundayım.

Özellikle cami minareleri bazı din düşmanlarını fevkalade acıtmaktadır. İstanbul'un artık asla bir Hıristiyan veya Yahudi kentine dönüşemeyeceğinin bir kanıtı ve mührü olan cami minareleri bazı insanları çok rahatsız etmektedir.

Maksadımız kimseyi üzmek canını acıtmak değildir. Ecdad yadigarı muhteşem sanat eserlerini barındıran bu varlıklarımızı korumak ve gelecek nesillere ulaştırmaktır. Bu nedenle ağlayıp feryadü figan edenlere sadece acımakla yetiniyoruz.

Allah, cami düşmanlarına da iman ve izan nasip etsin dilek ve temennimiz vardır. Ayrıca diğer illerimizde de bizim gibi faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine çok ihtiyaç vardır. Örnek olması bakımından İSTED tarafından yapılan ve yapılacak faaliyetlerimizi arz ediyorum:

İhyasını bekleyen eserler: Heybeliada Deniz Harp Okulu Camii, Arakiyeci Mehmet Ağa Mescidi, Yeniköy Molla Çelebi Camii, Sarayburnu Tıbbiye - Yedekçiler Mescidi, Sinan Paşa Camii, Bektaş Efendi Camii, Fatih Haydarane Mescidi, Aksaray Bostancıbaşı - Cellad Camii, Emir Mescidi - Sirkeci, Tophane Dayezade Camii, Cibali İskelesi Mescidi, Cankurtaran Camii, Balçık Tekkesi Mescidi, Yavuz Mehmet Ağa Mescidi, Saraçhane Mimar Ayas Camii, Laleli Kızıltaş Mescidi - Yusuf Rıza Efendi Mescidi, Ayvansaray Toklu Dede Mescidi, Haydarpaşa Kavak İskelesi Camii, Saraçhane Karagöz Mescidi, Oruç Gazi İsmail Ağa Camii, Yedikule Fatih Camii, İmrahor Camii,

İhyası süren eserler ise şunlardır: Hacı İlyas Camii, Sivasî Tekkesi ve Mescidi, Güngörmez Mescidi/Sultanahmet (1465), Lala Hayrettin Mescidi, Balat Karanlık Mescidi, Eğrikapı Avcı Bey Camii, Aksaray Camcılar Mescidi, Sultanahmet Helvacıbaşı Camii.

Projesi Çizilen Eserler şunlardır: Fındıklı Perizad Hatuniye Mescidi, Voynuk Şucaaddin Camii, Ayvansaray Mescidi, Evliya Mescidi, Arabacı Beyazıt Camii, Aksaray Mercimek Tekkesi Mescidi, Garipçe Kışlası Camii, Sarıyer Kefeliköy Camii, Alaca Mescidi, Baba Hasan Alemi Camii, Üsküdar Salacak İskelesi Camii, Katip Sinan Camii, Vezneciler Camcı Ali Camii, Firuz Ağa Camii.

Tescil Olan Eserler şunlardır: Çakırağa Camii, Beyoğlu İmam Emir Ali Camii, Saraçhane Kırkçeşmeler, Aydınoğlu Camii, Beyoğlu Pürtelaş Hasan Efendi Camii, Şehremini - Ereğli Camii, Sirkeci Garı Daye Hatun Camii, Beyoğlu Asma Mescidi / Asmalı Mescid, Yenikapı Malkoç Süleyman Ağa Camii, Beyazıt Hatice Usta Mescidi, Ördek Kasap Camii, Nazmi Tekkesi Camii - Yavaşça Mehmet Ağa Camii, Himmetzade Tekkesi Camii, Hoca Hayreddin Mescidi, Fatih Ebekadın Camii, Üsküdar Fıstıklı Mescid, Halil Attar Mescidi, Fatih Keskin Dede - Efdalzade Mescidi, Fındıklı Perizad Hatun/Hatuniye Mescidi, Papazoğlu Mescidi, Fatih Sarı Güzel Mescidi, Rumeli Hisari Nalbûrî Tekkesi Mescidi, Eyüpsultan Emir Buhari Camii, Beyoğlu Tozkoparan Mescidi, Başakşehir Baruthane Camii, Halil Paşa Camii, Fındıklı Selime Hatun Camii, Fatih Öksüzce Mescidi, Cezayirli Hasanpaşa Kulesi, Galata Yeni Valide Camii, Abayi Mescidi, Alaca Tekke Yanık Minare Mescidi, Deniz Abdal Camii, Şeyhu'l-Harem Camii, Karacaahmet Miskinler Tekkesi Mescidi, Hubyar Camii, Sultanahmet Kabasakal Mescidi, Eminönü Balık İskelesi Tekkesi Mescidi, Sultanahmet Cezaevi Camii, Heybeliada Bahriye Mektebi Camii, Samatya Etyemez Tekkesi Mescidi, Tophane Çivici Limanı Camii, Hıfzıssıhha Revani Çelebi Mescidi

Tescil için başvurulan eserler: Fatih Çürük Elma Camii, Sultan Camii/Hanım Sultan Camii/ Osman Şah Validesi Camii, Fatih Yahya Efendi / Yolgeçen Mescidi, Tophane Ocağı Mescidi, Sarıyer Kireçburnu Camii, Kepenekçi İshak Mescidi, Hacı Hasan Efendi (Zeytûnî) Camii, Muhasebeci Ahmet Efendi Mescidi, Eyüp Vezirtekke Minare Ve Mescidi, Fatih Hatuniye Mescidi, Fatih Perkapı-Kandiligüzel Mescidi, Fındıkzade Nuri Dede Mescidi, Kapalı Çarşı Terlikçiler Mescidi, Taksim Kışlası Camii, Fatma Sultan Camii, Silivri Ali Bey Camii, Sultanahmet Üçler Mescidi, Kumkapı Musalla Mescidi, Çapa ve Cerrahpaşa mescidleri..

Kayıp ve bilgisi eksik eserler: Aksaray mercimek tekkesi Mescidi, Karaköy Camii, Sekbanbaşı İbrahim Ağa Camii, Sinan Paşa Camii, Millet Kütüphanesi Mescidi.

Tamamlanan ve hizmete sunulan eserler ise şunlardır: Piri Mehmed Paşa - Soğukkuyu Mescidi, Bereketzade Ali Mescidi, Paşababa Tekkesi, Kasap Halil Camii, Haliç Kapı Üstü Mescidi, Seydibey Camii, Gürcistandaki Tarihi Camiilerin Yenilenmesi, Galata Bereketzade Tünel Restorasyonu, Fatih Parmakkapı Mescidi, Galata Bereketzade Çeşmesi, Beşikçizade Mescidi, Esekapı Mescidi, Şeyhu'l-İslam Camii, Çavuş Mescidi, İtfaiye Camii, Kürkçübaşı Camii, Akşemsettin Tekkesi.

Ecdat yadigarı bu eserler ile ilgili olarak görsel bilgilere http://isted.org.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. Tarihi eserlerimizi korumak adına farkındalık meydana getirmek ve bürokratları harekete geçirmek üzere bütün okuyucularımı gayrete davet ediyorum, vesselam…