BURASI 2018’İN TÜRKİYESİ

Burası 2018’in Türkiye’sidir.

Bir tv kanalında bir ilahiyatçı (halen program yapmakta olan biri) kadınların camiye gitmeleri hususunda canlı yayında “canlı” olarak ve aynı safta kadın-erkek birlikte namaz nasıl kılınabilir gösterdi.

Sanki 1400 seneden beri hiçbir İslam âlimi bunu bilmiyordu.

Sanki ehl-i sünnet İslam anlayışı kadınların camiye girmelerini yasaklamış gibi.

Kadınlar camiye gidebilir fakat bunun şartları vardır.

“Karma” eğitimi okullarda yapıyorsunuz diye camilerde “karma” ibadet yapılmaz/yapılamaz. İbadetlerin nasıl yapılacağını sevgili peygamberimiz göstermiştir.

Milletimiz Kur’an ve sünnetten koparılamayınca Kur’an ve sünnetin bozuk anlatılması hususundaki projelerin devreye girdiği görülüyor.

Burası 2018’in Türkiyesi !

Halen üniversitede ders vermekte olan bir ilahiyat profesörü, Kur’an-ı Kerim’deki bir ayet-i kerimeyi kast ederek “ne yapayım öyle yazıyor” diyor/diyebiliyor.

“Öyle yazıyor” şeklinde ifade ettiği kitap, Kur’an-ı Kerim.

Bu arkadaş üstelik Kur’an tefsiri yapmış.

Azılı İslam düşmanlarının tarih boyunca yapamadığını 2018’de Türkiye’de bir kısım Kur’an tefsiri yazan akademisyenler yapmaya teşebbüs ediyor/edebiliyor.

Burası 2018’in Türkiyesi !

Adam beş vakit namaz kılmıyor. Belki arada-sırada Cuma’ya gidiyor. Sarf ve nahiv diye hayatında bir şey duymamış. Hadis tenkiti yapıyor/yapabiliyor.

Yüzde 90’mı yoksa yüzde 99’mu bilmiyorum ama ekseriyeti Müslüman olan Türkiye’de milyonlarca insanın seyrettiği televizyon kanallarında “Kur’an’ın bu ayetini kabullenemiyorum” diyen bir ilahiyatçı var bu ülkede. Bu ilahiyatçı akademisyen ders veriyor ilahiyat fakültesinde.

İlahiyat fakültesinden mezun olacak olanlar yarın vaiz ve vaize olacaklar. Camilerde imam olacaklar ve bize namaz kıldıracaklar. Müftü olacaklar ve fetva verecekler.

Esas mesele şudur; Kişilerin İslam’a dâhil olmadığı halde kendini Müslüman olarak tanıtmasıdır.

Biz biliyoruz ki, kişiler İslam’ı kabullenmekte serbesttirler. Kabullenirse İslam’a girer. Reddederse İslam’a girmemiş olur.

Fransa’da bir İslam düşmanının “Kur’an’daki bazı ayetlerin değişmesi gerekir” ifadesine milletçe tepki gösteriyoruz. Fakat ülkemizde bir ilahiyatçı akademisyen “bu ayeti kabullenemiyorum” diyerek Kur’an’daki ayete itiraz ediyor/edebiliyor.

Dikkat ediniz; “anlamaya çalışıyorum” demiyor, “kabullenemiyorum” diyor. Fransa’daki İslam düşmanı da aynı ifadeyi kullanmıyor mu?

Bu, İslam’ı mihraptan yıkmaya teşebbüs değil midir?