Ülkemizin en büyük sorunu olan ve pandemi ile daha da derinleşen işsizlik sorunu ile ilgili bir müjdeli haber olsaydı çok iyi olmaz mıydı? İşsizlik sorununa çözüm getirdik artık ülkemizde işsizler ordusu olmayacak haberi gerçek bir müjde olmaz mıydı?

Son günlerde bir müjde haberi konusu konuşulup durdu ülkede. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Cuma günü bir müjde vereceğini söylemişti.

Bu açıklamadan sonra gündeme oturan müjdeli haber meselesi, neredeyse her kesimden insanın konuştuğu konu oldu. İktidara destek verenler haberi sevinçle karşılarken, muhalefete destek veren kesimler ise bu açıklamanın piyasaların ateşini düşürmek için yapılmış bir taktik olduğunu söyleyerek açıklanacak konunun bir müjde olmayacağı yönünde yorumlarda bulundu. Her konuda olduğu gibi bu konuda da toplum ikiye ayrıldı. Müjdeli haberin mahiyeti konusunda tahminler yapmaya çalışanlar sosyal medyada kendi müjdeli haberlerini anlatmaya başladılar.

Ben de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müjdeli haberine ve bu haberin müjde olup olmadığı konusuna geçmeden önce ülkemizin ihtiyacı olan, topluma iyi gelecek müjdeli haberlerden biraz bahsetmek istiyorum.

Öncelikle ülkemizin en büyük sorunu olan ve pandemi ile daha da derinleşen işsizlik sorunu ile ilgili bir müjdeli haber olsaydı çok iyi olmaz mıydı? İşsizlik sorununa çözüm getirdik artık ülkemizde işsizler ordusu olmayacak haberi gerçek bir müjde olmaz mıydı?

Ya da tüm dünyaya kök söktüren koronavirüs ile ilgili bir müjde de olabilirdi. Koronavirüsün ülkemizde tamamen bittiğini haber veren bir müjde çok güzel olmaz mıydı? Belki koronavirüsün aşısı ya da sonlandıracak kesin bir ilaç haberi de güzel bir müjde oldurdu.

Sanayicisinden asgari ücretlisine kadar herkesin her gün 'bu gün ne oldu'' diye merak ettiği, Türk Lirasının döviz karşısındaki durumu ile ilgili bir müjdeli haberde çok güzel olurdu. Mesela 1 Türk lirasının bir Euro olduğunu haber veren bir müjde süper olurdu. Her sabah bugün borcum kaç lira çoğaldı kabusunun sonunun geldiğini veren bu müjde hepimiz mutlu etmez miydi?

Hele bir de yap-boz tahtasına dönen eğitim sistemi ile ilgili ne çok beklenen müjdeler var. Mesela eğitim sistemi de sınav sistemi de artık değişmeyecek. Her gelen Milli Eğitim Bakanı sistemi değiştirmeyecek. Dünya ile boy ölçüşen standartlarda ve herkese eşit eğitim hakkı verilecek, biri kolejde 15 kişilik sınıfta okurken diğer 60 kişilik sınıfta okumaya çalışmayacak. Sınavlara hazırlanmada fırsat eşitliği sağlanacak herkes hak ettiği okulu kazanacak. Paralı eğitim kalmayacak, kolejler, özel üniversitelerde okumak bir servete mal olmayacak müjdesi nasıl olurdu? Güzel olmaz mıydı?

Her gün 3'üncü sayfa haberlerine yansıyan kadın cinayetleri ile ilgili müjdeli bir haber fena mı olurdu? Cinsiyetçi ayrımcılığa uğrayan, cinayetlere kurban olan anneler, kadınlar artık şiddet görmeyecek, kadın cinayeti haberlerini bundan sonra duymayacaksınız deselerdi güzel bir müjde olmaz mıydı?

Peki kutsal bir meslek olan ve her yıl 24 Kasım'da 'elleri öpülesi'' ifadesi ile hatırlanan öğretmenlere bir müjdeli haber iyi olmaz mıydı? Mesela atanamayan öğretmenler ibaresini tarih olduğunu artık atanamayan hiç bir öğretmenin olmayacağı, hiç bir öğretmenin açıkta kalmayacağı haberi güzel bir müjde olmaz mıydı? Ya da Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Öğretmenleri'nin yaşadığı gelir ve sosyal güvenlik adaletsizliğinin ortadan kalkacağı söylenseydi kötü mü olurdu? Haftada 40 saat çalışıp asgari ücret almaları, buna karşın yüksek düzeyde SGK primi ödemelerinin son bulduğu haberi tam bir müjde olmaz mıydı?

Kader kurbanlarına genel af, kredi kartı borcu batağındaki işsizlere çare, emeklilik yaşına takılanlara erken emeklilik, tarlada mahsulü kalan çiftçiye çare, ekonomik kriz ve pandemi ile mücadele eden kredilerini ödeyemeyen sanayiciye, üreticiye çözüm. Bu liste uzar gider. O kadar çok beklenen müjdeli haber var ki saymakla bitmez. Burada yazdıklarım bana göre geniş kesimleri etkileyen en can alıcı olanlarından sadece bir kısmı.

Anlayacağınız toplum olarak müjdeli haberler duymaya çok ihtiyacımız var.

Gelelim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cuma günü açıkladığı habere. Önce haberi hatırlayalım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müjdeli haberi ''Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz 20 Temmuz'da başladığı Tuna-1 kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda. Hedefimiz 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanıma sunmak'' olarak açıkladı.

Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın günlerdir konuşulan müjdeli haberi buydu. Bu haber Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafında açıklanmadan zaten ne olduğu son gün kesinlik kazanmış hatta Reuters tarafından haber olarak da servis edilmişti. Ancak insanlar bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından duyana kadar tartışmayı sürdürdüler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması sonrası muhalefet kanadında bunun bir müjde olmadığı yönünde açıklamalar yapılmaya devam edildi.

Peki bu haber bir müjdeli haber mi? Bu habere sevinmek gerekir mi?

Öncelikle şu anda hemen ekonomiye ve hayatımıza yansımayacak olsa da, verilen haber Türkiye'nin enerji kaynağı açısından önemli bir çalışma ve uzun vadede Türkiye ekonomisi açısından güzel haber. Her ne kadar bulunan doğal gaz rezervinin ne kadarı, ne kadar sürede, neye mal edilerek toplumun kullanımına sunulacağı henüz belli olmasa da.

Ekonomik verilerin pandemi ile birlikte sürekli kötüye gittiği bir ortamda ve bu kadar müjdeli haber ihtiyaç hissettiğimiz şu günlerde böyle bir haberi müjde saymamak ve sevinmemek haksızlık olur.

Gelin bu güzel ve müjdeli haberi heba etmeyelim.

Bu çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ederek, bu müjdeli haberin ülkemize hayırlı olmasını temenni edelim.