BÖYLE HALK KÜTÜPHANESİ OLUR MU? -3

İl Halk kütüphanesi çocuk bölümünde görünür konumda olan kitaplardan sondaj usulü seçtiğim kitapların tahliline devam ediyorum. .

4.Üzeyir Gündüz’ün kaleme aldığı “Emoş ve Memoş” isimli kitabın ilk sayfasındaki resimde “memoş” evin eşiğinde oturuyor. Türk-İslam terbiyesinde eşikte oturulmaz. Evin eşiğinde oturmayı görgü kuralı olarak öğreten veya öğretmeyi hedefleyen bir kitap Türk milletine hangi adab-ı muaşere vermiş oluyor?

Bu kitabın isimlendirmesi de problemlidir. “Emoş” ne demektir? “Emine” isminin argosu mudur? Şayet “Emoş”, Emine isminin argosuysa çocuklarımıza argo konuşmayı mı öğretmiş oluyoruz? “Memoş” ismine gelince; bu adlandırma ne anlama geliyor? “Mehmed” isminin argosu mu oluyor? Hatırlamak gerekir ki, Türk milleti sevgili peygamberimize olan derin sevgisinin bir nişanesi olarak “Mehmet” ismini çok yaygın olarak kullanmaktadır. Askerine “Mehmetçik” ismini veren cihanda sadece Türk milletidir. Mehmet ismini “memoş” haline getirmek, şayet bilerek yapılmamış ise gafletin en yükseğidir.

“Emoş ve Memoş” isimli kitabın arka kapağında şu ifadeler yer alıyor; “Öncelikle amacımız; eğitsel hijyen ve duru bir Türkçedir”.

Türkçemizin bozulduğunu ve kirletildiğini biliyoruz. Lisanımızın katledilmesi Osmanlı’nın son dönemlerinde başlamış ve 1930’lu yıllarda zirve yapmıştı. İlmî zeminden mahrum olsa da Güneş Dil Nazariyesi adı verilen Avusturyalı bir lisaniyatçının geliştirdiği teori sayesinde dilimizi o yıllarda kurtarmıştık. Daha sonraki yıllarda “Öztürkçe veya Arıtürkçe” şeklinde devam eden bir cereyanla lisanımız fakirleştirilmeye devam edildi. Anlaşıldığı kadarıyla “Emoş ve Memoş” isimli kitapta da Türkçemizin tahrip ve tahribatının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kullanılan kelimeler yaşayan ve yaşatan olmalıdır. Yaşayan yani an itibariyle toplumu teşkil eden fertlerin birbiriyle anlaşabilmesi demektir. “Yaşatan” demek ise kullandığımız kelime ve kavramlar bize atalarımızdan kültür ve irfan taşımalıdır.

“Emoş ve Memoş” isimli kitapta çocuklarımıza atalarımızdan “hijyen” kelimesi mi kültür ve irfan taşıyor? “Hijyen” yerine “temiz” veya “tahir” denilemez miydi?

5.Alexandre Dumas’ın kaleme aldığı “Monte Cristo Kontu” isimli eserin ilk sayfasının ilk paragrafının ilk cümlesi şöyle; “Artık Dantes’in intikamı almıştı”.

Körpe beyinlere “intikam” hissinin idealize edilmesi değil midir bu? Eserin yazarının yabancı olması ayrı bir problemdir.

İçindekiler kısmından bazı seçmeler şöyle:

“Hapisten kaçış”

Kurtarıcı Dantes”

“Monte Cristo hapiste”

Antrea Monte Cristo’nun oğlu takliti yapıyor”

Fernand kendini vuruyor”

Minnacık beyinlere “hapisten kaçış” ifadesiyle ne verilebilir? Hapis, mahkum ve suçlu olanlar model insanlar mıdır?

“Taklit” yapmak ve intihar etmek idealize edilebilir mi?

Bahse konu kitapta bu başlıklar var.

Netice olarak İl Halk kütüphanesi toplumun güvendiği ve güvenmek istediği okuma merkezlerinden biri ve en mühimlerindendir. Toplumun temayülü dikkate alınmalı ve istikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıklı ve sağlam bir terbiye zemininde yetişmesi hedeflenmelidir. Unutulmamalıdır ki, toplumların üç direnç noktası vardır; doğru dil, doğru tarih ve doğru inanç.