Zaman zaman hicvetmek, sallamak ve örselemek amaçlı sosyal medya hesaplarım üzerinden atıflar yaparım botokslu ve jakoben tiplere. Giyim, kuşam, hal, tavır, eda, duruş, oturuş, kalkışlarından tutun da araçlarından inişlerinden binişlerine varıncaya kadar her halleri küstah tiplerdir botokslu vekiller.

Zaman zaman hicvetmek, sallamak ve örselemek amaçlı sosyal medya hesaplarım üzerinden atıflar yaparım botokslu ve jakoben tiplere. Giyim, kuşam, hal, tavır, eda, duruş, oturuş, kalkışlarından tutun da araçlarından inişlerinden binişlerine varıncaya kadar her halleri küstah tiplerdir botokslu vekiller.

Hele hele milletin gözüne gözüne sokuşları yok mu? Bilmem kaç bin dolarlık çanta, etek ya da ceketlerini, bu halleri ile irite duvarını aşıp sonradan görme müsvedde tiplemesinin pik yaptığı haller ele avuca sığar gibi değildir.

Sözüm ona milletin vekilleri olan bu irite botokslular, gerek hak etmedikleri kallavi maaşları ve elbette iktidar, muktedir, hükümran ve hükümdar olmaktan mütevellit iş takibi yapmaktan kaynaklı hesapsız kazançları (!) dolayısıyla, millet ile aralarından ki köprüleri hepten yıkmış tiplerdir.

Millet ile görsel, eşitsel, dilsel, tinsel, duygusal tüm bağlarını koparmış olan bu botokslu salon şempanzeleri, baloların ve resepsiyonların yandan çarklı, her tarafı defolu ve dökülen, pot kırmamak için kırılmadık şey bırakmayan kişilik fukarasıdırlar aynı zamanda.

Bir çoğunu ve elbette evveliyatını bilir ve tanırım. İçerisinde bulunduğu durumun kendisine tam yetmiş yedi beden büyük gelmesi dolayısıyla sırıtık bir palyaço olan bu botokslular, dindar / muhafazakar mahallenin sonradan görüp yüzüne gözüne bulaştıran cemiyet fukarası zavalıllardırlar.

Miadını doldurmuş, makyajı suratından akan gerçek dışı vaatlerin ve bilmem kaç kat süründükleri envai tür boyalara rağmen meymenetsiz hallerine engel olamayan bu botokslular, hem kendi mahallesinin, şehrinin ve hem de içerisine girdikleri ortamın ayrık otlarıdırlar.

Ne yaparsanız yapın, ne kadar eğitirseniz eğitin hep sonradan monte edilmiş olmaları dolayısıyla binbir türlü pot kırışları dolayısıyla yan sanayi ve dolayısıyla işlevsiz, çakma ve yakışıksız modüllere süper (!) örnektirler.

Ucuzdurlar ve ipleri tamamen çürüktür. Hep bir gölge ararlar sığınmak için. Kimlik ve kişilik fukarası dahi olamayan bu edilgenler, döküm döküm dökülen deforme kişiliklerini envai tür boya, badana ve botoks ile kapatmaya çalışıyor olsalarda sırım sırım sırıtıyorlar oldukları yerde.

Satsanız ederleri yok tutsanız elinizde kalırlar. Tam bir cüzzamlı muamelesine tabi tutulması gereken bu tipler, tahayyül edemeyecekleri yerlere getirilince, bir saattir bahsini yaptığım sırıtık düşmeler, pot kırışlar, el ve yüzlerine sürüşler, kültürden yoksun varoşlardan kendileri ile taşıdıkları iğreti özellikleridir.

Aslında bahis mevzuu ettiğim mahalleleri ve varoşların çocukları oluşları elbette değil. Kim ve ne olduklarını, kimlerin neleri olduklarını, hangi mahalle ve semtin müdavimi olduklarını, neye ne kadar malik olduklarını unutup sağa sola caka satışlarındaki rüküş halleridir midemi bulandıran.

Dedim ya bir çoğunu yakinen tanır, tüy siklete denk düşüşleri dolayısıyla nice acımsayan yürek yakışlı bakışlar atmışımdır yüzlerine. Haddin ve sınırın bu ve bunu aşmaman da hayati önem var diye haykıran vücut dilimin adrese teslim gidişlerine rağmen kör ve sağır kalışlarıdır bu satırların gerekçesi.

Geldik mi acıma duygumun dahi öldüğü evreye. Ölüyorum, bir damla su diye haykıran o koca topluluğun bir tekine dahi bir damla su veriyor olmanın büyük zulüm olacağı inancımın kabuk bağladığı evrenin son demlerindeyim.

Bizi ve tüm değerlerimizi iğfal eden, duygu dünyamız, umutlarımız, inanç ve güven hissiyatımız ile alay edip aşağılayan güruh! Sanmayın ki yanınıza kar kalacak ve ettiğimiz ile cenneti bir ön safhaya taşıyacaksınız.

Kan kusturduğunuz koca bir milletin gazabı üzerinize olacak...