BÖLÜYORLAR BİZİ VE BÖLÜNÜYORUZ

Bölüyorlar bizi hem de bölük pörçük bölüyorlar. Lime lime ediyor zerre haline getiriyorlar bizi. Ülke olarak, halk olarak bölüyorlar. Biri diğerinden farklı ve albenisi olan argümanlar ileri sürerek bölüyorlar. Irk diyorlar mesela. Mezhep, meşrep, dil diyorlar ve bölüyorlar bizleri.

Bölünmelerimiz yetmiyor onlara ve böldüklerini bir daha ve bir daha bölüyorlar. Evvela Irk diyerek belli bir Irk’ı bütünden koparıyor ve sonra kopardıkları Irk’ı bir de kendi içinde bölüyorlar. Bu bölünmelere, alıcısı olan özel ve güzel ! tezler ileri sürüyor yine bölüyorlar bizleri.

Vakıf, dernek, cemaat diyor bölüyorlar bizleri. Birbiriyle farklılaştırdıkları vakıf, dernek ve cemaati bir de kendi içlerinde bölüyorlar. Ve yine alışılagelen geçer akçe paradigma devreye giriyor yine bölünüyoruz.

İçi boş ve hatta bomboş olan tez ve paradigmaları yiyor, oltaya takılıyor, bölme hareketine kendi ellerimizle katkı vererek bölünüyor küçücük parçalar haline getiriliyoruz.

Bölünmeyerek bütün kalalım diyoruz, sonra bir başka uyanık devreye giriyor ve bütün üzerinden bir başka hesap içine düşüyor. Bütün kalsak bir dert bölünsek başka bir dert diye düşünürken, düşüncede, inanışta ve davranışta bölünüyoruz.

Yeknesak olamıyoruz. Senkronize bir ses veremiyor, birimizin sesi diğerini bastırıyor ve birimizin istekleri diğeri ile didişiyor ve aynı filmi bir kez daha izliyor ve bölünüyoruz…

Öyle bölüyorlar ki bizi, dede ve nine yok artık hayatımızda. Çekirdek aile diye bir kavram dahi çıktı gündemimizden. Aile dediğimiz şey Anne, Baba ve çocuklardan müteşekkil mi sanıyorsunuz ? Hayır hayır, her çocuk kendi odasına, kendi alalına çekiliyor ve yine bölünüyoruz.

Parça parça ediyorlar bizleri. Ferdin özgürlüğü diyor böyle kandırıyor ve tek başına getirdikleri bizleri, birer çubuk gibi çıtır çıtır kırıyorlar.

Döküm döküm dökülüyor parça parça ediliyoruz.

Hepimize, ayrı ayrı statü! vererek kandırıyor, hepimize ayrı bir karakteristik yapı kazandırarak! söndürüyorlar bizi.

Bölmek, parçalamak ve yalnızlaştırmak için neler demiyorlar ki? Kadını erkekten ve erkeği kadından ayırıyor ve bölüyorlar bizi. Aile denilen mefhum anlamsızlaştırılıyor, değersizleşiyor ve sonra yine bölüyorlar bizi.

Ayrılan sadece eşler mi?

Sağa sola savruluyor çocuklar. Küçücük ve çekirdek sayılan aile bir kez daha paramparça oluyor ve bölünüyoruz. Uzaklara savrulan çocuklar kardeşlerinden kopuyor/koparılıyor ve bölünüyoruz.

Bölüyorlar bizleri bölüyorlar!

İnanç olarak, yaşam olarak, kültür olarak, düş, hayal ve insan olarak bölüyorlar bizleri. Bölüne bölüne yok oluyoruz ve yok ediyorlar bizleri. Tek başımıza, yapayalnız ve çaresiz düşüyoruz ağlarına. Bile isteye terk ettiğimiz kişilere seslenecek yüzümüz de kalmıyor ve kendi içimizde bile bölünüyoruz.

Bölümlere ayrılmış, bölük pörçük yaşıyoruz. Birimizin diğerinden farkı yok ve sorumluluktan yana ayrı düşüyor, anlam, değer ve erdemden yana da bölünüyoruz.

Çok az kaldık bölünmemiş ve direnen. Çok az kaldık vahametin farkında olan. Çok az kaldık tükendiğimizin bilincinde olan.

Farkında olan bu bir avuç zümre, hadi toplamaya ve toparlanmaya başlayalım mı?