BİR DÜŞÜNCE ARACI OLARAK DİL

Okuma Üzerine diye başladım. Düşünce ve dil üzerine bir giriş yaptım ve oradan yazıya geçeceğimi söyledim. Ama hızlı gitmişim. Düşünce ve dil üzerine biraz daha durmak gerekli.

Dilin temel fonksiyonunu iletişim olarak düşünürüz ama aslında onun kadar önemli, belki ondan önemli bir başka aracı düşünmeyi sağlamasıdır. Burada bir çelişki var gibi. Önceki yazıda dilsiz de düşüncenin mümkün olduğunu söylemiştim.

Ama insanı insan yapan ölçekte bir düşünme, ancak dille mümkün. Görsel yetkinliği çok önde olan bazı arkadaşların heyecanla itiraz ettiklerini 'görür' gibiyim. O arkadaşlara bir not: Görsel yetkinliklerinizi elde etmek için dili kullanmadınız mı?

Size iki tane örnek üzerinden kısaca bir düşünce aracı olarak dilin önemini fark ettireyim: Vahşi çocuklar ve sağır-dilsizin başka bir çağrışımı.

Tarihin çeşitli dönemlerinde hayvanlar arasında ya da bir insanın sebep olduğu izolasyonda büyüyen çocuklar olmuş. Ergenlik dönemlerine yakın insanların arasına karışanları -mesela on yaş sonrası- gerçek anlamda dil öğrenememişler ve toplumsal etkileşimleri kısıtlı kalmış.

Öte yandan İngilizce'de sağır-dilsizleri tanımlamakta kullanılan deaf&dumb teriminin bir anlamı da sağır ve aptal. İşaret dili öğrenme şansı bulamamış sağır çocuklar ne yazık ki gerçekten beyin gelişimlerini de dil olmadan tam anlamıyla gerçekleştiremiyorlar.

Bu iki örnekte de bir olasılık, bu insanların ortalama insanlar kadar zengin bir düşünce dünyasına sahip olup sadece bu düşünceleri aktaramamaları. Ama bana öyle geliyor ki, dilden yoksun olarak büyümeleri, gerçek anlamda insanca düşünmelerini de imkansız kılmış.

Yani dil deyip geçmeyin; düşünmemizi, insana özgü bir şekilde düşünmemizi sağlayan şey, dilimiz. Daha iletişime gelmeden, çıkarımsal ya da mantıksal düşünmeyi sağlama anlamında ve başka pek çok zihinsel süreç açısından dil önemli.

Kimilerine göre, düşünce dilden bağımsız olarak var ve karşımızdakine aktarabilmek için bu düşünceleri önce kafamızda dilsel ifadelere çeviriyoruz. Ama ben ileri formdaki düşüncelerin oluşumunda da dilin doğrudan ortam olarak kullanıldığını düşünüyorum.