Başkan Biden'ın Avrupa'ya seyahatinde; ABD'nin, demokrasi ve otokrasi arasındaki küresel mücadeleye liderlik etmeye hazır olduğunu göstermek de hedeflerden biri.

ABD Başkanı Biden ilk yurtdışı temasları için Perşembe sabahı Avrupa turuna çıktı. Başkan Biden dünya liderleriyle sekiz günlük toplantılara katılacak. İlk durak İngiltere, G7 toplantısı.

Burada konu global ticaret. Dünya liderleri, büyük şirketlerin denizaşırı ülkelerde daha ucuz fiyatlara alışveriş yapmalarını önlemek için en az yüzde 15 vergi almayı kabul etti.

Biden, 'Oraya vardığınızda asıl hedefiniz nedir" sorusuna 'İttifakı güçlendirmek, Putin'e ve Çin'e; Avrupa ve ABD'nin sıkı olduğunu ve G7'nin harekete geçeceğini net göstermek' şeklinde cevap verdi uçağa binmeden önce.

Biden uzun süre Senato Dışilişkiler Komite Başkanlığı, Obama dönemi başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu.

İngiltere ilişkileri bir derece daha kolay ilerleyebilir. ABD-Avrupa ilişkilerindeyse temel konu Trump dönemi gelen gümrük tarifeleri. Avrupa'nın Çin ile yatırım anlaşması ise bir diğer önemli gerilim.

Avrupa ABD'yi yapay zeka (AI) konusunda kurraları belirleyen bir anlaşmaya davet ediyor. Bu bir diğer konu. AB'nin en yüksek mahkemesinin, ABD ile Gizlilik Kalkanı adlı bir veri akışı anlaşmasını iptal etmesinin üzerindense neredeyse bir yıl geçti.

Dünya için bir aşı stratejisi ise Biden'ın turunda bir diğer başlık. Aşı patentleri ve Kuzey Akım konuları masada.

İlaç lobisinin ABD'deki etkinliği ve Avrupa'daki ilaç fiyatlarının düşüklüğü bir diğer konu.

Biden Putin ile de görüşecek ve sanal saldırılar konusunu da tartışacak.

Biden'ın Putin görüşmesinde hedefleri ve nasıl başarılı olabileceği tartışma konusu.

Dünyada demokrasinin gelişmesine öncülük

Başkan Biden'ın Avrupa'ya seyahatinde; ABD'nin, demokrasi ve otokrasi arasındaki küresel mücadeleye liderlik etmeye hazır olduğunu göstermek de hedeflerden biri.

Ancak Biden dışarıda bu liderliğe oynarken içeride, oy kullanma hakları konusunda Amerikan demokrasisi açısından önemli bir mücadeleyi kazanamayacak gibi görünüyor.

Demokrat Senatör Joe Manchin'in Senato'da %50 oranında bir temsilin olduğu ortamda oy hakları yasasına itirazı yasanın geçmesini imkansız kıldı.

Yasa iki partinin ortak desteği olmadan geçemeyecek gibi görünüyor.

Bu konuda oy verme kayıtlarının basitleştirilmesine itiraz eden bazı eyaletler yerel hukukta oy vermeyi zorlaştıracağı ileri sürülen düzenlemeleri geçirdi bile.

Bazı eyaletlerde aynı gün kayıt olup oy vermek mümkün. Colorado, Maine gibi eyaletlerde bu nedenle oy kullanım oranı çok yüksek. Ancak Amerikalıların hepsi sandığa eşit erişime sahip değil.

İşte Biden bu haklara dair ulusal bir düzenlemeyi geçirmeye çalışıyor.

Anayasa Mahkemesi ise Arizona'da 2020 seçimine dair bir örneği ele alıyor.

Perşembe günü ilerici Senatörler DC'de Anayasa Mahkemesi önünde bir protesto gösterisi düzenlediler.

Biden'ın demokrasi konusunda görüşlerinin; Harvard profesörleri Steven Levitsky ve Daniel Ziblatt'ın yazdığı 'Demokrasiler Nasıl Olur' kitabından etkilendiği ifade ediliyor.

Kitap demokrasilerin; hükümetin devrilmesinden ziyade; kurumların istikrarlı bir şekilde zayıflamasıyla çöktüğü konusunda uyarıda bulunmakta.

Bu ortamda ABD Adalet Bakanlığı'nın eski başkan Trump'ı bir gazeteci kadının açtığı taciz davasında temsil etmeye devam etme kararı alması son derece manidar.

Biden böylece kendi döneminde Beyaz Saray'ın kurumlara müdahale etmediği, yargıya karışmadığı mesajını veriyor.

Yine oy haklarına karşı çıkan demokratik senatör Manchin'e de baskı uygulamadığı aktarılmakta. Bu da aynı mesajı güçlendiriyor.

Son anketlere göreyse seçimlerin Trump'tan çalındığına inananların sayısı artmakta.

Biden içeride durum buyken dünyada demokrasileri güçlendirme liderliği için uğraşacak...

Böyle bir dönemde yakın gelecekte başka ülkelerin seçim sonuçlarının tartışılması da anlamını kaybetmiş oluyor.

Erdoğan-Biden görüşmesi

Cumhurbaşkanı Biden ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında önümüzdeki hafta NATO zirvesi oturum aralarında Brüksel'de yapılacak görüşme, sorunlardan bazılarında uzlaşmaya varmaları halinde her iki ülkeye de yeni bir başlangıç sağlayabilir.

Ankara 14 Haziran toplantısı için olumlu olsada S-400 alımı konusunda uzalaşma uzak görünüyor. Suriye bir diğer önemli konu. Afganistan ise işbirliği yapılabilecek temel alan olarak duruyor.

Biden'ın Erdoğan ile ilk telefon görüşmesi üç ay önceydi ve 1915 Ermeni Büyük Felaketi'nin soykırım olarak tanınmasını da içermişti.

Foreign Policy Biden'ı Erdoğan'a insan hakları konusunda baskı yapmaya çağırıyor. ABD elçiliği çalışanına dair yargılama süreci, HDP'nin kapatılması gündemi sıralanmakta.

Ak Parti daha fazla Kürt kökenli isme kendi kadroları içerisinde yer verecektir.

Bu durumu okuyan yeni kurulan partiler Suriye Kürtlerinin otonomisi de dahil olmak üzere mesajlar vermeye başladı bile.