Beyinsizleştirildiğimizin farkında mıyız?

Başlığı şöyle de okuyabilir veya anlayabilirsiniz: “SOSYAL MEDYA – TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”

Aslında “sosyal medya” internetin evlerimize ilk girdiği 90’lı yıllardan bu yana var.. Fakat eskiden sosyal iletişim yalnızca e-posta ve chat (çet) denilen basit anlık yazılı iletişimlerle sınırlı idi... Yani muhatabınız o anda sizinle birlikte bilgisayar başında olmalıydı.

Oysa şimdilerde bırakın sâbit PC bilgisayar ve dizüstü notebook’ları akıllı (!) cep telefonları ile dahi İnternet ağları üzerinden facebook, instagram, twitter, whatsapp gibi sürü sepet programlarla hızlı içtimâî (toplumsal) iletişim yapılabiliyor...

* * *

“Tehlikenin farkında mısınız?” sloganı Cumhuriyet nam gazetenin reklâmlarıyla gündemimize girdi lâkin belki tıpa tıp aynı şekilde olmasa da, hemen her sahada herkesin kulandığı bir ifade idi.

Size bir sır vereyim mi? Bu söz aynı zamanda tek kurtuluş kaynağı ve tek huzur reçetesi olan yüce dinimiz İslâm’ın kutsal kitabı, kelâm-ı kadîmin yani ezelî yâni başlangıcı olmayan Allah’ın sözü Kur’ân-ı Kerîm’in de teşri-i hikmeti dairesinde bir sözdür...

O hâlde önce Kur’ân’ın teşri-i hikmeti deyince ne anlamalıyız, buna bakalım... Allah’ın Kur’ân ile yani Hak katından inzal olan ana yasamızın âyet ve sûreleri ile meydana koyduğu kanunların sebeb-i hikmeti demektir... Hukuk lisánıyla, kanunların niçin va’z edildiğidir.

Meseleye buradan bakarsanız, Kur’ân ile Allah (c.c) biz kullarına 6666 âyet boyunca sürekli olarak “tehlikenin farkında mısınız?” buyuruyor!.. Kur’ân’ı size üzerinizdeki tehlikenin farkına varın diye gönderdim diyor!

“Tehlikenin farkında mısınız?” her gün ziyandasınız (Asr Sûresi)

“Tehlikenin farkında mısınız?” Günahta ısrar eder, Peygamberi (sallallahü aleyhi ve sellem) dinlemezseniz ahirette sizi büyük bir azab bekliyor... (çok sayıda âyet mündemicatıdır..)

“Tehlikenin farkında mısınız?” İnsan ve cinden düşmanlarınız size savaş açmışlardır. Bunların başındaki lâ’netlenmiş Şeytandır. Sürekli olarak sizi hak yoldan çıkarmaya, bir birinizle kavgaya zorlar. Bütün Müslümanlar kardeştir, (Şeytan’a uymayın) dargınların arasını bulun ki, rahmete nail olasınız (Hucurât, 10’uncu âyet ve nice âyet-i celîlede..)

“Tehlikenin farkında mısınız?” içinizdeki birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden toptan helâk edilebilirsiniz. (A’raf 155.’inci âyet). Belâ yalnızca kötülerin değil kötülüğe mani olamayanların da üzerine iner..

Sosyal medya, içinde yaşadığımız çağda işte tam da bunu yapıyor.. Televizyonun insanoğlunu beyinsizleştirdiği artık kesinleştiği için en azından bir kısmımız büyüsünden kurtulduk. Fakat internet ve hasseten sosyal medya hakkında bunu söylemek için henüz çok çok erken...

Sosyal medya yalnızca Müslümanlar değil bütün insanlığı mahvediyor. Beyinsizlerin sayısı hızla artıyor. Adam veya gepegenç bir çocuk elineki telefona baka baka hızla akan otoyola giriyor ve ezilip ölüyor.. Veya Mavi Balina denilen lâ’net oyun ile intihar ettirilerek öldürülüyor! Öldürülüyor ama katilinden şikayetçi bile olamıyorsunuz...

Ve bilgi kirliliği hiç bu kadar yaygın olmamıştı.. İslâm, bilgi kirliliğine HURAFE diyor!.. Allah bize hurafelere değil, gönderdiği sağlam kulpa (Kur’ân’a) yapışmamızı, elçisine (salat’u selâm olsun ona) uymak suretiyle kurtuluşa erenlerden olmamızı öğütlüyor..

Allah bize “adaleti, iyiliği, (hususiyle) akrabaya ihsan etmeyi emreder. Taşkın kötülük(ler)den, münkerden, zulm ve tecebbürden nehyeder. Bize (bu suretle) öğüd verir ki iyice dinleyib ve anlayıb tutalım..”

“Tehlikenin farkında mısınız?” Sosyal medya bize bu (her Cuma hutbesi sonunda okunan) Nahl 90’ıncı âyetle emredilenlerin de tersini yaptırıyor!..

Akrabayı ziyaret edip ihtiyaçlarını sormuyor, whatsapp ile ya da facebook üzerinden “na’ber” diyerek adeta öz ana ve babamızla dahi dalgamızı geçiyoruz.

Bir birine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerimiz de oluyor ama çoğunluk bir birine düşmanlık ediyor, haset besliyor, hattâ tartışıp mahkemelik olanlar bir birini öldürenler oluyor... Demek ki Allah’ın öğüdünü dinletmiyor bu lâ’net sosyal medya. “Tehlikenin farkında mısınız?”