Beton Duvarlar Arasında Bir Çiçek

Merhum şair Erdem Beyazıt’ın “Birazdan Gün Doğacak” isimli şiiri “Beton duvarlar arasında bir çiçek açtı” diye başlayıp “Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu diye” bitiyor.

Beton duvarlar arasında açan çiçek ibaresi bence en çok çocukları anlatıyor. Çocuklar beton duvarlar arasında doğuyor ve en kötüsü de onları beton duvarlar arasında büyümeye mahkûm ediyoruz. Güneş yüzlü çocuklarımızın sayısı çok azaldı. Çocuklarımız ana okulundan itibaren evden okula servisle gidip geliyor okulda ise gün boyu dışarı çıkamıyorlar.

Şunu kabullenmek gerek; çocuklar büyükler kadar durağan değil. Bizim gibi aynı işi saatlerce yapamıyorlar. Saatlerce evde kalmalarını sağlamaya çalışırsak başımıza teknoloji bağımlısı bir nesil çıkar. Çıkıyor da.

Bir öğretmen arkadaşım çocuğunun günde en az 5 saat tablet bilgisayar ile oyun oynadığını ve bu konuda neler yapabileceğini sordu. Çok yardımcı olamadım. Konuyu biraz araştırmak için zaman istedim. Araştırıp dönünce neler yapabileceğimizi tekrar konuştuk. Benim yardımlarım etkili oldu mu bilmiyorum ama arkadaşımın bana verdiği bazı bilgiler herkes için faydalı sayılır.

Arkadaşım 10 yaşındaki erkek çocuğu ile pazara çıkmaya başladığını söyledi. Başta çocuğun pazara ilgi duymayacağını düşünmüş. Sonra çocuk her hafta kendisiyle gelmeye başlamış. Çocuk semt pazarı aracılığıyla bir miktar sosyalleşmiş. Tablete ilgisi azalmış. Annesinin pazarlık yaptığını görünce “Anne biz fakir miyiz” “Neden indirim istiyorsun” şeklinde ilginç diyaloglar da geçmiş aralarında…

Bence muazzam bir taktik. Son günlerin popüler ifadesi ile “anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz”. Özellikle havaların ısınmaya başladığı şu günlerde çocuklarımızı kapalı alışveriş merkezleri yerine semt pazarına götürelim. Sosyalleşsinler, oksijen alsınlar, güneş ışığı alsınlar.

Çocuklarımızın tablet ve telefonla oynamak dışında yapmayı sevdikleri bir iş mutlak vardır. Özellikle açık alanda yapmayı sevdikleri işleri keşfetmek gerek. Park ve yeşil alanları bu konuda değerlendirebiliriz. Deniz, piknik veya kamp her çocuğun ilgisini çeker.

Çocukları evden daha çok çıkaralım. Onları doğa ile tanıştıralım. Unutmayalım ki açık hava en iyi öğretmendir. Çocuklarımız dışarıda insan görüyor, belki yeni bir oyun arkadaşı ile tanışıyor ve bizi de tanıştırıyor birileri ile… Kuş, kedi-köpek görüyor, yağmuru, güneşi ve rüzgârı hissediyor. Gözlem yapmayı öğreniyor. Özgürce bağırıp çağırıyor, sesinin sınırlarını öğreniyor ve birikmiş enerjisini atıyor.