Benimle Oynar Mısın?

Günümüzde çocuklarımızın bir elinde tablet, bir elinde cep telefonu. Bilgisayar dünyasının oyunlarıyla sanal ortamda büyüyorlar. Bu durumdan aileler de uzmanlar da memnun değil aslında. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmihan Artan ile oyun oynamanın çocuğun gelişimi üzerine etkilerini konuştuk.

Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı “bedensel, ruhsal ve toplumsal iyi oluş” olarak tanımlıyor. Sağlıklı olmak dendiğinde sadece “hasta olmamak” değil genel anlamda bedenin ve zihnin iyiliği anlaşılmalı. Bir çocuğun sağlığı söz konusu olduğunda ise gelişim dönemine uygun gelişimi de akla gelmeli. Prof. Dr. Artan, çocuğun gelişim sürecinde her döneme özgü beklendik beceriler olduğunu dile getiriyor. Örneğin yürüyebilme, kalem tutabilme, sıra bekleyebilme, sıçrayabilme, paylaşabilme, diğerlerinin farkına varabilme, özür dileyebilme, üç küple köprü yapabilme, cinsiyetini söyleyebilme, art arda verilen iki veya üç yönergeyi yerine getirebilme, duygularını jest ve mimiklerle ifade edebilme becerileri çocukların gelişim sürecinde dikkatle izlenmesi gereken beceriler arasında geliyor.
Prof. Dr. Artan, işte tam da bu noktada oyunun devreye girdiğinin altını çiziyor. Oyun, bir çocuğun bahsettiğimiz gelişimsel özellikleri ve sayfalara sığdıramayacağımız pek çok gelişimsel özelliği deneyimlemesini sağlıyor. Bir anne-babanın veya bir yetişkinin yapamayacağını oyun yapıyor. Çünkü çocuklar yaparak, yaşayarak, dokunarak, hareket ederek öğreniyorlar. Bir topu atmadan top atmayı, bir bisiklete binmeden bisiklet sürmeyi öğrenemez. Veya bir yaşıtıyla yan yana gelmeden paylaşmanın ne olduğunu, birkaç çocuk biraraya gelmeden sıra beklemeyi öğrenemez. Bu açıdan bakıldığında oyunun çocuğun tüm gelişim alanlarını desteklediği tartışmasız kabul edilen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Çocuk Özgürdür

Peki oyunun bu gücü nereden geliyor? Prof. Dr. Artan, “Oyun adeta sihirli bir güçtür çünkü oyunda zorlama yoktur, çocuk özgürce istediğini oynar, oyuna istediği zaman başlar, istemediğinde bitirir. Oyun oynarken bir üretim yapmayı amaçlamaz. Oyununda bir ürün ortaya çıkarmayı amaçlamaz ya da bir şey kazanmayı amaçlamaz. Arkadaşımla oynayayım, sonucunda bir oyuncak kazanayım gibi bir düşüncesi yoktur. Oyunda gerçek yaşamdaki kurallar geçerli değildir. Bir çocuk oyunda defalarca ölür, defalarca kalkıp oyununa devam eder. Oyunda özgürdür. Sağlıklı veya hasta, normal gelişim gösteren veya özel gereksinimli, barışta ve savaşta tüm çocuklar oyun oynarlar” diyor.

Oyun Ortamları Hazırlayın

Maalesef hasta çocukların oyun oynama fırsatları normal gelişim gösteren veya sağlıklı yaşıtlarından daha az gerçekleşiyor. Prof. Dr. Artan, önerilerini şöyle sıralıyor: Bu çocukların hastalığı da göz önünde bulundurularak yaşıtları ve kardeşleri ile beraber zaman geçirmeleri için fırsatlar yaratılmalı. Hastanelerde mutlaka oyun odaları olmalı, hastanede yatan çocuklara oyun ortamı sağlanmalı. Çocuğa ve yakınındaki kişilere hastalığı ile ilgili bilgi verilmeli, acil müdahale edilmesi gereken zamanlarda ne yapabilecekleri anlatılmalı. Örneğin şeker hastası bir çocuğu olan anne baba hastalık hakkında bilgilendirilmeli, acil bir durumda kime başvurabileceği, kiminle iletişim kurması gerektiği ve ne yapabileceği sağlık personeli tarafından anlatılmalı. Bu durumda çocuk arkadaşlarından ve oyundan uzak kalmadan yaşamına devam edebilmeli. Sağlıkla kalın.