UKRAYNA GEZİ’si başarılı olup ülkede kaos başlayınca, bundan yararlanan Rusya, Kırım’ı ilhak etti ve Kırım Tatarları çok kötü duruma düştü.

Ukrayna’dan, daha fazla toprak kopartmak isteyen Rusya, ülkenin doğusundaki Rusları kışkırtarak o bölümü de ele geçirmek için iç savaş çıkarttı.

Sovyetler Birliği dağılınca bağımsız olmak isteyen Çeçenistan’a saldıran Rusya bu ülkeyi, kan ve ateş ile hükmü altında tutuyor.

Tataristan özerk cumhuriyeti de bağımsız olmak istemişti ama onun bu hakkı kabul edilmemiş ve zorla Federasyon dairesi içinde tutulmuş olup, başlangıçta verilmiş olan özerklik hakları her gün biraz daha tırtıklanmakta ve kısıtlanmaktadır.

Kafkasya patlamaya hazırlanan bir barut fıçısı durumundadır.

Sovyetler Birliği yıkıldıktan, onun yerine kurulan Rusya Federasyonu eski emperyalist ve sömürgeci emellere maalesef yeniden sahip çıkmıştır.

Sonunda Suriye iç savaşına resmen ve fiilen girmiş, hava kuvvetleriyle Müslümanları, Türkmenleri vurmaya başlamıştır.

Rusya, İran ve Esed rejimiyle anlaşmış, ittifak yapmış, Suriye iç savaşını içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.

Türkiye’nin Suriyeli Türkmenleri ve diğer Müslüman mücahitleri desteklemek ve korumak hakkı vardır.

Suriye’deki Türk ve Rus siyaseti ve stratejisi birbirine taban tabana zıttır.

Ülkenin sivil halkının öldürülmesi ve ülkeyi terk etmek zorunda bırakılması, hem savaş hukuku, hem de etik ve hikmet açısından kabul edilemez, asla doğru bulunamaz.

İran’ın ve Rusya’nın, Esed azınlık (Nuseyrî) rejimini ayakta tutmak siyaseti çok yanlıştır.

Türkiye Suriye konusunda hatâ yapmış mıdır?.. Yapmış olabilir ama Esed’in gitmesi ve yerine meşru bir rejim gelmesi konusundaki istek ve emelleri gayet haklıdır, doğrudur.

İran, daha sonra Rusya engellememiş olsalardı, Suriye’de yüzde yetmiş çoğunluğun isteğine uygun, yüzde yüz olmasa bile yüzde yetmiş haklı, âdil ve meşru bir rejim kurulabilir; bu ise bugünkü cehennemî duruma nispetle daha az kötü olabilirdi. Buna izin ve fırsat verilmemiştir.

Suriyenin bugünkü kaos ve anarşiye düşmesinde Büyük Ortadoğu Projesinin BOP’un büyük rolü vardır.

Fransa İslam aleyhtarı siyasetinin cezasını çekmiş ve Pariste kalbinden vurulmuştur.

Şu anda Akdeniz’in doğusundaki General de Gaulle uçak gemisinden kalkan uçaklarla Suriyeyi vurması onu, içine düşmüş olduğu bataktan kurtarabilecek midir?

Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi doğru mu oldu, yanlış mı, bu konuyu tartışmayacağım. Elbette bu konuda beşerî hesaplar yapılmıştır ama galib gelecek hesap Allah’ın hesabı ve kaderidir.

Ortadoğu filminin yeni bir bölümü başlamıştır. Senaryo nasıl gelişecektir? Bu konuda şimdiden kimse kesin bir şey söyleyemez.

Kriz şiddetlenecek midir?

Kostantaniyye, Beni Asfar’ın istilasına uğrayacak mıdır?

Sonra Mehdi Hilafetinin güçleri tarafından istirdat edilecek (geri alınacak) midir?

Türkiye savaşa girecek midir?

Kesin konuşuyorum: Melhame-i Kübra savaşı ve başka büyük savaşlar olacak ve büyük sayıda insan ölecektir.

Doğumuzdaki küçük bir devlet Türkiyeye saldıracak, sonunda mağlub olacaktır.

Batımızdaki bir komşu devlet de Türkiye saldıracak ve sonunda o da mağlub olacaktır.

Üçüncü dünya savaşı yıllar boyunca sürmeyecek, birkaç ay içinde dünya nüfusunun büyük kısmı yok olacaktır.

En sonunda Müslümanlar beklenen Mehdi’nin riyasetinde birleşecektir.

Önce Mehdi zuhur edecek, ondan sonra İsa aleyhisselam nüzul edecektir.

Öyle bir zaman gelecektir ki, Hıristiyanlar ve Batılalar akın akın hidayet bulup İslama girecektir.

Bütün bu konularda sahih hadisler bulunmaktadır, lakin hadiselerin ne zaman olacağına ve teferruata (ayrıntılara) dair kesin tarihler verilmemiştir.

Evliyanın âhir zaman hadiseleriyle, Mehdinin zuhuru, İsa aleyhisselamın nüzulü ile ilgili keşifleri vardır.

Bu konularda insanlara kesin bilgiler ve tarihler verilmemiştir.

Gaybı Allah bilir.

Resulullah (Salat ve selam olsun ona) âhir zamanda Mehdi zuhur edecek, İsa aleyhisselam nüzul edecek demişse, doğru demiştir, çünkü o hevasından konuşmaz. Mütevatir ve sahih hadisler vahy-i gayr-i metluvdur.

Çok vahim hadiseler, gelişmeler oluyor. Krizler daha da büyüyecek ve artacaktır.

Akılları fikirleri para, zenginlik, maddî menfaat, lüks ve konforlu hayat, seks, ahlaksızlık, gurur kibir, gösteriş olan beyinsizler büyük gaflet ve sapıklık içindedir.

Başları futbol topuna benzeyen sefihlere lâf anlatmak mümkün değildir.

Din sömürüsü yapan sahte hocalar İslam’ı temsil etmez ve onlar İslam hakkında konuşamaz.

Beyinleri betonlaşmış, kalpleri taşlaşmış olanları uyarmak, aydınlatmak çok zor, belki de imkânsızdır.

Resulullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona) iman edenler, onun âhir zamanla ilgili mütevatir ve sahih hadislerine kulak vermeli, akıllarını başlarına toplamalı ve büyük hadiselere hazırlıklı olmalıdır.

İsa aleyhisselamın zuhuru hakkında Ehl-i Sünnet cumhur-i ulemasının icmaı bulunmaktadır. Bu icmaı inkar edenlerin imanı tehlikeye girer.

Allahın sıfatlarını ve nice sahih hadisleri inkar eden Mutezileye kulak verilmemelidir.

Fazlurrahman’ın Tatiliye ve Tarihsellik sapık mezhebine bağlı olanların, ne âhir zaman, ne de diğer konulardaki sözlerine, inançlarına, görüşlerine itibar edilmez.

Ehl-i Sünnet müctehidleri, imamları, müceddidleri, allameleri, uleması, fukahası, kamil mürşidleri ne diyorsa onlara itibar edilmelidir.

Dünyayı sahte bir Cennet haline getirmek isteyen ve dinin nice muhkemat ve zaruriyatını çiğneyen sapıklar, laf dinlemezler, Mehdi çıkmayacak, İsa aleyhisselam nüzul etmeyecek derlerse, onların terk edilmesi gerekir.

Ehl-i Sünnet Müslümanları başlarının çaresine baksınlar, necat ve felah sebeplerine tevessül etsinler.

Beş vakit namaz kılınsın… Farz namazlar ehliyetli, liyakatli, muttaqi, zâhid, alim, fâdıl imamların ardında eda edilsin… Şeriata ve fıkha uygun olarak zekat ve sadaka verilsin… Tevbe edilsin… Dua edilsin… Azgınlık yapılmasın… Gıybet edilmesin… Ömürleri ölümlerine imanla bitişecek olanlar, inşallah kurtulacaktır.

Kimse kuyruğuna dünya kabakları bağlamasın. Bu kabaklarla sığınağa girilmez.

Âhir zaman tufanlarında mânen ve maddeten boğulmamak isteyenler Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselamın gemisine binsin. Bu gemiye, gerekenden fazla mal ve navlun alınmaz.

Deccalların, Kezzabların, Nemrud’ların, Firavun’ların, Süfyan’ların, mel’unların, Allah Kur’an Resulullah düşmanlarının gemisine binenler!.. O gemi batacaktır, terk ediniz, ilahî koruma altında olan batmayacak gemiye bininiz.