30 Mart 2020 tarihi Türk tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. İlk defa bu tarihte devleti temsil eden bir makam halkından “sadaka” istemiştir. Hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığınca buna fetva verilmiştir...

30 Mart 2020 tarihi Türk tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. İlk defa bu tarihte devleti temsil eden bir makam halkından 'sadaka' istemiştir. Hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığınca buna fetva verilmiştir. Diyanet, Türk devletinin halkından 'sadaka' istemesine cevaz verdiğine göre, ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bazı konularda fetva talep ediyorum.

Öncelikle kadından idareci olup-olmayacağı hususunda fetva istiyorum. Mesela kadından vali olur mu?

Veya kadından milletvekili olur mu?

Kadından milletvekili adayı olursa bu durumda oy vermek 'caiz' olur mu?

Yanlış hatırlamıyorsam İyi Parti genel başkanıyla ilgili olarak son seçimlerde 'dünya liderine' oy veren 'dini bütün' vatandaşlarımızın bir kısmı 'kadına oy verilir mi?' sorusunu çok gündeme getirmişlerdi.

Bendeniz bir vatandaş olarak Diyanet İşlerinden bu konuda fetva bekliyorum.

Camilerimiz şu anda bomboş ama elbette önümüzdeki günlerde ibadete açılacağını ümit ediyoruz. Acaba camilerimizde kadın-erkek yan yana namaz kılmaları caiz mi?

Şu günlerde artık tokalaşma ve kucaklaşma yapılamıyor. Ama bir ay öncesine kadar tokalaşmalar oluyordu. Kuvvetle muhtemel bir-iki ay sonra ortalık tekrar düzelecek. Zihnimi kurcalayan bir konu var.

İslam dünyasına 'örnek' olan bir 'dünya liderimiz' var bizim (!). Acaba her kadın her erkekle tokalaşabilir mi?

Yanlış hatırlamıyorsam son genel seçimlerdeydi galiba. AK Partili aday adaylarını Sayın Cumhurbaşkanımız 'parti başkanı' sıfatıyla halka takdim ediyordu. Sıra bir hanım aday adayına gelmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti aday adayı hanımefendiye elini uzattı tokalaşmak için. Kadın milletvekili aday adayı elini göğsüne götürerek sayın Cumhurbaşkanının elini 'havada' bırakmıştı.

Halbuki daha önce defalarca AK Parti'de görev almış çok sayıda kadın milletvekili veya bakan çok sayıda erkek ile tokalaşmıştı.

Şunu biliyoruz: Sayın cumhurbaşkanımız kadından bakan atadığını göre, demek ki, kadınların erkeklerle tokalaşmasında 'beis' yok (!) Ama yine de bu hususta da 'fetva' bekliyorum.

Son genel seçimlerde Ak partiye oy veren 'dini bütün' bir kısım seçmenlerimiz 'kadından yönetici olmaz' fetvasını sürekli gündemde tutmuşlardı.

Geçmişe yönelik 'fetva' verilir mi, bilmiyorum ama yine de sormuş olayım. Bundan sonra 'dini bütün' AK Partili seçmenlerimizin 'işine yarayabilir' (!)

Besmele ile Kilise açılışı yapılır mı, yapılmaz mı, Kur'an-ı Kerim güncellenir mi vs. gibi hususlarda fetva beklemiyorum. Zira bu konular 'netamelidir'.

Bunları geçiyorum.

Tekrar şu 'sadaka' meselesine dönelim.

Devleti temsil eden makamın halkından 'sadaka' istemesi caiz olduğuna göre, seçilmiş belediyelerin halktan 'bağış' talep etmesi niye 'caiz' değil?

Yani 'ulusal' olursa yönetici halktan 'sadaka' isteyebilir mahalli olursa 'caiz olmuyor mu?

Başka bir konu.

2011'de 'kadını güçlendirme' adı altında ve adına 'İstanbul Sözleşmesi' denilen bir anlaşma var. Bu anlaşma 2014'de uygulamaya başladı. Acaba Diyanet'in bu konuda fetvası nedir?

Son bir talebim daha var: KADEM adında bir kuruluş var. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'yakınlarının' etkili olduğu bilinen bu kuruluş boşanmış kadınlarla ilgili nafaka konusunda Hollanda, Fransa ve Avusturya gibi ülkelerin 'örnek' alınmasını istiyor. Acaba bu hususta Diyanet'in fetvası nedir?

Müslüman bir çiftin nafaka konusunda Fransa'yı örnek alması 'caiz mi?'
Evet, ben bu konularda fetva bekliyorum.

Bekliyorum / beklemedeyim...

Vesselam.