Bakmak ve Görmek!!!

Son günlerde bu iki kavramı milletçe sık sık sorgular olduk..

Bu kavramları bize sorgulatan ise ülkemizin dış politikada son günlerde maruz kaldığı aleni durumdur. Bu durumu kendilerince gerekçelendirerek açıklamaya çalışanlar, saldırgan tavırlarını farklı şekillerde katıldıkları bütün platformlarda dünya kamuoyuna sunma gayreti içerisine girmişlerdir….Peki başarılı olmuşlar mı ya da oluyorlar mı?

Evet diyenleri de Hayır diyenleri de duyar gibiyim aslında..

Objektif olarak baktığımızda, cevapta birlikteliğin olmaması bile başarılı olduklarının göstergesidir. Çünkü, biz toplum olarak görmek ve bakmak arasındaki ince nüansı milli sorunlarda anlamamakta ısrar etmeye devam ediyoruz. Şöyle ki, “bakmanın bir göz hareketi görmenin derinliği ifade eden bir şuur faaliyeti” olduğunu teorik olarak bilmemize rağmen ülkemizin maruz bırakıldığı sorunlarda neden bakmak ile yetinmeye çalıştığımızı ya da baktıklarımızı görememekte ısrar ettiğimizi anlamış değilim. Acaba görmek işimize mi gelmiyor….!

Son günlerde ülkemize yaşatılmak istenen ekonomik anlamdaki sorunlara bakıp arkasındaki gerçekleri görmemekte ısrar edenler veya etmek isteyenlerin vatan, devlet, bayrak, bağımsızlık vb. algıları olamayan paralı misyonerlerden unutmayalım ki hiçbir farkı yoktur. Bu işleve sahip olan misyonerlerde tarih boyunca yok olmaya mahkum olmuşlardır. Bu nedenle tarih boyunca her zaman biz de var olan “görme” algısını yok etmeye çalışanlara karşı, milletçe ortak tema etrafında birleşip tepkimizi en demokratik biçimde vermekten çekinmemeliyiz. Bizi Rohingyalılar (Bangladeş-Burma sınırında yaşayan topluluk) gibi vatansız, devletsiz ve kimliksiz bırakmaya çalışanlara karşı dün gösterdiğimiz mücadeleyi bu günde göstermekten korkmamalıyız.

Her zaman bakınca sevip görünce hayran olduğumuz ülkemizin karşı karşıya kaldığı saldırılarda, elinde bulunan en büyük sermayenin Bağımsız Güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunun bilincinde olan her bir vatan evladı, bu saldırıları gerçekleştirenlerin her zaman en büyük korkusu olmaya, dün olduğu gibi bugünde onların amaçlarının ne olduğunu görmeye devam edecektir.