2020’nin ilk aylarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kapıları açarız” çıkışı ve ardından mültecilere kapıları açması, Avrupa’yı karıştırmıştı. Fakat aynı döneme Covid-19 kapanmalarının girmesi, bu olayın üstünü örttü ve önünü kesti.

2020'nin ilk aylarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kapıları açarız' çıkışı ve ardından mültecilere kapıları açması, Avrupa'yı karıştırmıştı. Fakat aynı döneme Covid-19 kapanmalarının girmesi, bu olayın üstünü örttü ve önünü kesti. 2 yıldır ise bu konu pek gündeme gelmedi. Türkiye'nin mülteci konusunda çektiği sıkıntıların şu an zirvesini yaşıyoruz, belki de daha fazlasını yaşayacağız. Türkiye'ye her gün ardı ardına gelen mülteci akınının önü hala kesilemiyor. Dünyadaki tüm mülteci yükünün tamamını neredeyse Türkiye çekiyor. Mültecilerin Türkiye'yi tercih etme sebebi ise refahının ayrıldıkları ülkelerden kat kat daha iyi olması ve coğrafi olarak Türkiye'nin Avrupa'ya yakın olması. Yani buraya gelen birçok mülteci Avrupa'ya gitmeyi umuyor. Türkiye de bu durumu fırsata çevirmeli. Türkiye mülteci kozunu tekrar kullanmalı ve Avrupa'yı iyice köşeye sıkıştırmalı. Çünkü bu yük sadece Türkiye'ye ait değil. Türkiye'yi bir mülteci duvarı olarak gören Avrupa'nın, artık gerçeklerle yüzleşme vakti geldi. Avrupa, 'Türkiye'deki Mülteciler için Mali Yardım Programı' adı altında Türkiye'ye destek veriyor. Ama bu destek Türkiye'nin harcadığının kat kat altında kalıyor. Avrupa ne mültecileri ülkesine kabul ediyor ne de Türkiye'ye mali destek veriyor. Buna rağmen mülteciler konusunda da Türkiye'ye kapıları açmaması için yalvarıyor. Göçmenleri ülkesine kabul etmeyen Avrupa, FETÖ, PKK ve YPG teröristleri gibi kaçakları hemen ülkesine almaktan da çekinmiyor. Anlaşılan o ki Avrupa'nın derdi Türkiye. Onlara da anladıkları dilden cevap vermenin vakti geldi de geçiyor. Mülteciler Türkiye için büyük bir sorun olsa da, Avrupa'ya karşı büyük bir koz. Avrupa bu krizi bize yükleyecekse biz de gerekeni yapmalıyız. Eğer bu krizi çözmek istiyorsa da Türkiye'nin bölgedeki operasyonlarına destek vererek mültecilerin hızlı geri dönüşüne destek sağlamalı ve mali yardımlarını arttırmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği talimat ile TSK kontrolünde olan bölgelere briket evler inşa edilmeye başlamıştı. İdlib, Azez, Cerablus ve El Bab bölgelerinde yapımı tamamlanan onbinlerce eve, yüzbinlerce Suriyeli yerleşti. Yapımı tamamlanan briket evlerin bulunduğu alanlarda yaşayanlar için okul, cami, park ve spor sahaları da yapılıyor. Üstelik buralarda Türk bayrağı dalgalanıyor. Türkiye bu ve bunun gibi projeleri arttırmalı. Ülkemizdeki mülteci yükünü bir nebze olsun azaltmalıyız. Bu ve bunun gibi projeler daha fazla desteklenmeli. TSK kontrolündeki bölgelerde dalgalanan Türk bayrağı altında daha fazla briket evler yapılmalı. Sonuçta oraların kontrolü bizde ve geri çıkmayı da düşünmüyoruz.