AVRUPAYA DEMOKRASİ Mİ GELDİ

Günlerdir Avrupa’nın tam ortasında orantısız güç kullananları, etrafı yangın yerine çeviren sarı yelekli demokrasinin savunucularını izliyoruz.

Sözüm ona yakıp yıkarak demokrasi hakkı arayanlar, kim bilir kimlerin adamları. Fransa da benzine yapılan zam geri çekildi. Lakin gösteriler devam ediyor bu da manidar!

Yoksa bazı Avrupa ülkelerine sarı yelek demokrasisi geldi de dumanlardan biz mi göremedik…

Acaba kimler yaptırıyor? Akıllara ülkemizdeki gezi hadiseleri geliyor…

Emperyalizm ve kapitalizmi benimseyen ülkelerin samimi bir ittifakı olmamıştır. Hatta birinci Dünya savaşında itilâf (anlaşma) adı altında birleşmişlerdir.

Şimdilerde ise birbirlerinin kuyularını kazmaktalar, açık göstergesi de Fransa, Hollanda ve Belçika da ki sarı yelek yangınıyla aşikârdır…

Aslında Fransa da bu kadar uzun sürmesi benzine yapılan zam değildir. Perde arkasında Dünya’yı yöneten küresel güçlerin Avrupa ülkelerine ayar vermesidir…

Biz bu tabloyu gezide gördük. Maksatları üç beş ağaç olmadığını ve hangi küresel güçlerin yaptırdığı gün gibi aşikârdır. Çok şükür süreci fazla zarar almadan atlattık.

Bu süreçte bize ne demişlerdi batılılar polis orantısız güç kullanıyor, demokrasi ve insan hakları yok gibi söylemleri vardı…

Fakat biz kimseyi sömürmedik. Sadece ülke yönetimi olarak arı kovanına çomak soktuk, oyunlarını bozduk ve sömürü düzenlerine dur dedik…

Fransa da başlayan protestolar Belçika’ya geçti. Akabinde Hollanda’ya geçmeye ramak kaldı.

Sizler dolara ve euro ’ya alternatif para kullanmayı mı düşünüyorsunuz? Karmaşası yaşanıyor şu anda Avrupa da…

Kavganın aslı buradan çıkıyor benzine yapılan devede bir kulak misali verilen zarar milyon dolarlar… Anlaşılan hükûmeti düşürmeye yönelik projeler mi var?

İktisattaki makro ve mikro konular vardır. Buradan yola çıkarsak Fransa Cumhurbaşkanı Makron’u - mikrona yani genelden bireye çevirdiler…

İşte Dünya’yı sömüre sömüre artık sömürecek kaynaklar da tükendikçe birbirlerine düşmenin büyük resmidir Avrupa’nın şu andaki yangın yerinin oluşu…

Mazlum coğrafyalara demokrasi götürme bahanesiyle kan ve gözyaşı götürenlerin halleridir…

Fransa’nın İnsan haklarından ve demokrasiden bahsetmesine aldanmayın sömürdükleri Afrika ülkelerinde katlettikleri insanlar ve halen sömürü vergisi aldığını biliyor musunuz?

1958’lere kadar fiziki olarak sömürdüler. Sonrasında ise 14 Afrika ülkesini sömüren Fransa halen bu sömürüyü terk etmiş değildir. Şimdi ise mali noktadan sömürüye devam ediyorlar…

Yıllık mali sömürüden 500 milyar dolar gelir elde ettiği söylemleri vardır…

Sarı yelek Belçika’ya neden sıçradı toplama bir ülkedir. Avrupa’nın üvey evladı … Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkeleriyle illiyet bağı var çünkü Avrupalılar kurdu.

Kendilerine özgü bir dilleri dahi yoktur. Bölgelere göre Flamanca , Fransızca ve birazda Almanca konuşuluyor…

18 Haziran 1815’de Fransa’nın diktatörü Napolyon’un Birleşik Hollanda, İngiliz ve Prusya kuvvetlerine yenilmesi üzerine toprak dağılımında paylaşılmakta ihtilafa düşülen bir yer olduğu için 1830’lar da kurulan toplama ülkedir Belçika…

Hollanda’ya gider mi sarı yelekliler? Büyük ihtimalle gider. Sosyal medyadan organize olunma çağrısı yapıldı…

Hollanda deyince ilk aklıma gelen Srebrenitsa katliamı… Barış gücünde görevli Hollandalı askerlerin Bosnalı Müslümanları sırp’lara teslim edip silahlarını bıraktırıp binlerce Müslümanın katlettirilmeleri aklımdan hiç çıkmaz.

Hollanda 15. yüzyılın sonlarında deniz ticareti, bankacılık, mücevherat adı altında gittiği Avrupa ülkelerinde ve Hindistan, Güney Afrika, Endonezya, Asya gibi ülkeleri de boş bırakmayan Emperyalizm zihniyetlilerin kapitalist sistemini kurup sömürerek büyüyen bir ülkedir.

Elhasıl bakın bunlar demokrasi ve insan haklarını savunurlar lakin gittikleri yerlerde ne hikmetse hep zülüm kan ve gözyaşı hâkim olmuştur…

Huzurlu yerleri huzursuzluğa çevirmişlerdir o ülkelerin öz kaynaklarını sömürmüşlerdir…

Bu ülkeler sütten çıkmış ak kaşık değiller herkes ettiklerini çekeceklerdir zalim zülüm ettiğiyle kalmaz…

Darb-ı mesel olmuş bir atasözümüz vardır “men dakka dukka”

Çalma kapıyı çalarlar kapını… Vesselâm