Avrupa Birliği'ne Girme Serüveni

Bilindiği üzere 1959 tarihinde beri Avrupa’nın kapısındayız.

Önümüzdeki en büyük engel Kopenhag kriterleridir.

Kopenhag kriterlerini üç başlık altında toplamak mümkün.

1-Siyasi kriterler,

2-Ekonomik kriterler,

3-Mevzuat uyumu kriterleri…

Siyasî kriterler: Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, anadilde eğitim, azınlıkların haklarını garanti altına alan ve insanların hürriyetini garanti altına alan kurum ve kanunların istikrarıdır.

Ekonomik kriterler: Avrupa Birliği'nin piyasasıyla rekabet edebilecek ekonomik bir güce sahip olmak…

Mevzuat uyumu kriterleri: Siyasal, hukukî, ekonomik, idare ve diğer konulardaki bütün bütün mevzuatımızı Avrupa’nın mevzuatına uyumlu hale getirmektir.

Mevzuat (yani müktesebatımızı), yeniden gözden geçirelim. Avrupa’nın ve bütün dünyanın üzerine çıkaralım.

Türk milleti, Kopenhag kriterlerinin bizden istediği demokrasiden daha fazlasını hak etmektedir.

İnsan, hangi renk, kavim, millet, dil ve ırktan olursa, olsun bütün insanlara Avrupa’nın daha üstünde evrensel hakları Türk milletine vermeliyiz.

Türk milleti bunu hak ediyor!

15 Temmuz kalkışmasını malları ve canları pahasına püskürten bu millet, Avrupa’nın bize dayattığı demokrasi, hak ve hukuktan fazlasını hak etmiyor mu?

Bu demokrasi aşığı, hakşinas ve asıl millete güvenin!

Tam demokrasiye geçelim! Hukuku ve hukuk adamlarını vicdanlarıyla baş başa bırakalım. Hukuk ile ilgilenen bütün daireleri ve atamaları TBMM’ye bağlayalım. Hukuk kurumları ve adamları, sadece Meclis tarafından atanmalı! Hukukçular, kanunlar ve vicdanlarıyla hüküm vermelidirler!

Anayasa’yı Türkiye’de yaşayan bütün milletleri kapsayacak bir şekilde değiştirelim. Her dile eğitim hakkı verelim.

Her vatandaşımızı Anayasanın içine koyalım.

Ekonomiyi güçlendirelim.

Bir Türk lirasını 4000 dolar seviyesine çıkaralım!

Asgari ücretle çalışan, Ahmet Efendiye, Mehmet Efendiye Hasan ve Hüseyine 3000 dolar maaş verebilecek seviyeye gelelim.

Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş Hasan amcaya, Fatma Teyzeye 4000 dolar emekli maaşı verebilecek duruma gelelim.

Bakın işte o zaman, Avrupa Birliği bizim kapımızı çalacak! Biz size dahil olalım! Demokrasi, hukuk ve ekonomimizi sizin seviyenize çıkarabilmemiz için bize yardımcı olun!” diye yalvaracaklardır.

Bunları yapmadan bizim Avrupa Birliği'ne girmemiz elbette bizim aleyhimize olacaktır.

Yaklaşık 500 dolar alan bir asgari ücretlimiz, 2000 dolardan fazla ücret alan Avrupa’nın hangi asgari ücretlisiyle rekabet edebilecek???

Dünyanın neresine tatile gidebilecek?

Bu mümkün mü?

Önce Türk milletine değer verelim! Bu milletin hak ettiği demokrasi, insan hakları ve her türlü özgürlüğü kendilerine verelim!

Türk milleti gazi bir millettir.

15 Temmuzda her türlü darbe, inkılab ve kalkışmaya karşı ayaklanmış bir millettir.

Ekonomik zenginlik, tam demokrasi, özgürlük, hak ve hukuk bu gazi milletin hakkıdır!

Sonra ekonomiyi düzeltelim. Bir Türk lirasını 4000 dolar seviyesinin üzerine çıkaralım.

Bu zor bir şey değildir. Çalışmak, milletin önünü açmak ve hayal etmek ile olur.

Bu necip millete demokratik hakları ve ekonomik özgürlüğü vermeden, hamasetle bağırıp çağırmanın hiçbir faydası yok.

Çünkü atalarımız: Lafla peynir gemisi yürümez!” demişler. Ekonomi, demokrasi ve özgürlüklerin seviyesine yükseltelim.

Vesselam...