Bu hafta Cuma günü Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ’ın okuduğu hutbe içeriği epey tartışıldı ve tartışılmaya da devam edilmektedir. Hutbeye tepkiler olduğu gibi özellikle sosyal medya olmak üzere yoğun destekte geldi.

Bu hafta Cuma günü Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ'ın okuduğu hutbe içeriği epey tartışıldı ve tartışılmaya da devam edilmektedir. Hutbeye tepkiler olduğu gibi özellikle sosyal medya olmak üzere yoğun destekte geldi.

Tepki gösterenlere tepki koyanların gerekçelerine katılmakla birlikte bazı durumlar beni düşündürmektedir.

-Niye düşündürmektedir?

Destek verenler, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kendi fikirlerini değil: Allah(cc)'ın emri olan hususları dile getirmiştir, demektedirler.

Başkanın dile getirdiği hususlar yüzde yüz doğru ve Allah(cc)'ın emridir. Hutbe uzun olmakla birlikte kısaca bazı bölümlere değineceğim. Hutbe de:

'İslam, neyi haram kıldıysa onda kötülük ve insana zarar; helal kıldığı şeylerde de temizlik ve insana fayda vardır.

Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım.

Ey insanlar! Bu virüsten bir kişi ölmesin diye seferberlik halindeyiz. Sadece ülkemizde bir günde 300'ü aşkın, dünyada bir günde 20.000'i aşkın kişiyi öldüren sigara virüsüyle topyekun ne zaman mücadele edeceğiz?

Ey insanlar! İslam sarhoşluk verici ve uyuşturucu maddelerin içilmesini haram kılıyor. Çünkü her yıl yüzbinlerce insan bu yüzden hastalanıp, ölüyor. Yüzbinlerce insanın aklı zarar görerek sarhoşluk halinde ve uyuşturucu aldığı esnada, cinayetler işliyor, kazalar yapıyor. Geliniz, sarhoşluk verici ve uyuşturucu maddelerle topyekûn mücadele edelim.

Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu Hiv virüsüne maruz kalıyor. Geliniz, bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim.'

Hutbede çok önemli konulardan bahsedilmekte olup bu feryada harfiyen katılmakta ve desteklemekteyim. Bir Müslümanın bunları desteklememesi düşünülemez!

Bu konu içerikli 'Toplumsal Felaket Zina', 'Zinayla Mücadele Nasıl Yapılmalı', 'Gençler Kimi Takip Ediyor' başlığı altında yazılar yazarak daha önce defalarca ben de feryadımı dile getirdim.

Ne kadar feryat edersen et, söylenenlerin söylendiği gibi kalacağını bir müddet tartışıldıktan sonra unutulacağını, değişen bir şeyin olmayacağını gayet iyi biliyoruz.

Hutbede tepki çeken bölüm ise 'Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor' ifadesidir. Yani, eşcinsellere ayrımcılık yapılıyormuş gibi gerekçeler öne sürülerek İslam'a saldırılmasıdır.

İslam'a sadece bunlar değil; farklı şekillerde dolaylı veya dolaysız sürekli saldırılar yapılmaktadır. Hem de hoca tiplemeli şaklabanlar tarafından!

Ankara, İzmir Baroları ve diğer tepki gösterenleri kızmaya bile değer bulmuyorum; çünkü, bunlar cibilliyetinin gereğini yerine getirmektedirler.

Burada esas olan bunlarla tartışmak yerine gereğini yapması gerekenlerin gereğini ne kadar yapıp yapmadığıdır.

Hutbe de yer alan sigara, uyuşturucu, alkol, zina ve eşcinsel sapkın ilişkilerin haramlığı ve zararlarını Diyanet İşleri Başkanlığı vazifelerinin gereği olarak dile getirmeli; ancak, kendilerini sorgulamalarının gerektiğini de düşünüyorum.

-Aynı Diyanet İşleri Başkanlığı İhsan ŞENEOCAK Hoca'ya Allah(cc)'ın emrini söylediği için hakkında soruşturma açtırıp cezalandırılarak görevinden ayrılmak zorunda bırakmamış mıdır?

-İslami cemaatlerle ilgili Doğu Perinçek'e sunulan gizli raporu unutmadım!

Müslüman ülkemde sadece Diyanet İşleri Başkanlığı değil; yönetenlerden yönetilenlere kadar herkes sorumluluğu nispetinde kendisini sorgulamalı başını önüne eğip derin derin düşünmelidir!

-Ülkemin televizyonlarının kahir ekseriyeti magazin programlarında hemen hemen her gün sanatçıların gayri meşru ilişkilerini aşk diye sunarak zinayı teşvik etmiyorlar mı?

-Ceza yasalarımızda zina serbest değil mi?

-İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın LGTB'yi yani eşcinselliği teşvik ettiği tartışılmıyor mu?

Ya arkadaş biz neyi tartışıyoruz, biraz gerçekleri görelim artık!

Eşcinsel tavırlar sergileyen Kerimcan Durmaz denen ne olduğu belirsiz şaklabanı sosyal medyada 3 milyondan fazla kişi özellikle de gençler takip ediyorsa buna sebep olan sistemi de sorgulayalım ki, utanacak yüzümüz varsa gelin hep beraber utanalım!

-Ülkem de devlet tarafından izin verilmiş eşcinsellerin derneğinin olduğundan haberiniz var mı?

Söylenecek o kadar çok şey var ki, zülfiyare dokunur diye söyleyemiyor içime atıyorum!

Atı alan Üsküdar'ı geçmiş biz hala vıdı vıdının peşindeyiz!