Bazı yakıştırmalar düşüncesizce... Holiganlık mıdır nedir artık her neyse... Meselâ cumhurreisimiz için “İkinci Atatürk” denilmesi hadisesi...Zehi gaflet ve hattâ dalâlet.. Yahu Erdoğan’ın nesi Atatürk’e benzer?

Bazı yakıştırmalar düşüncesizce... Holiganlık mıdır nedir artık her neyse... Mesela cumhurreisimiz için 'İkinci Atatürk' denilmesi hadisesi...

Zehi gaflet ve hatta dalalet.. Yahu Erdoğan'ın nesi Atatürk'e benzer?

1) Erdoğan, Atatürk gibi diktatör değil. (Öyle olsaydı muarızları bunca hakareti yapabilirler miydi?)

2) Tipi desen hiç ama hiç benzemez.. M. Kemal sarışın, Tayyip reis esmer.

3) Erdoğan, paşanın Atatürk olduktan sonra yaptıklarının hemen hiçbirini beğenmez, hatta kabul dahi etmez… Harf inkılabı, şapka… alenen tenkid eder... 10 Kasım münasebetiyle yaptığı konuşmada yine söyledi.

4) Sayın Erdoğan hála 5816'yı kaldıramamıştır ama gönlü bu bekleyiştedir.

5) Anıtkabir törenlerine çok kere bahane uydurup gitmemiştir, Atatürk gibi içki de içmez, kokteyller, resepsiyonlar düzenlemez.

Gelelim sayın Kılıçdaroğlu'na...

1) Bu milletin güzellikle, hoşlukla laikleşeşip onların dinine gireceğine, çıplaklık çağdaşlığını benimseyeceğine umudu yoktur, bu yüzden de sertlik yanlısıdır, iktidar olduğunda diktatör olacağı da kesindir...

2) Kılıçdaroğlu Atatürk devrimleri bila kayd ü şart benimsiyor, toptan 'amenna ve saddakna' diyor...

3) Kılıçdaroğlu da tip olarak paşaya benzemez ama yaşantısı ile benzer en azından… Hanımı da, Emine hanım gibi baş örtülü değildir...

4) Sayın Kılıçdaroğlu, belki Dersim yüzünden paşaya kırgındır o kadar.

5) Cuma namazına gitmez ama Bayram seyran Anıtkabir'e koşarak gider. 10 Kasımlarda iştahı kesilir, suyu bile zoraki içer…

Sayın Kılıçdaroğlu da, Atatürk konusunda yüzde yüz samimi olmayabilir ama kim tam tekmil samimi ki? 5816 sayılı Demokles Kılıcı yerinde durdukça kimsenin samimiyetine inanmam zaten.

Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'un başına bela ettiği İmamdaroğlu 10 Kasım'da Sultan Ahmet Camii yoluna Atatürk'lü Cumhuriyet takları kurmuş, 'ben İkinci Atatürk payesine Kemal'den daha layığım' demeye getiriyormuş.

'Git işine adam' diyeceğim ama adam iş sevmiyor... Ulu paşa onun kadar tembel miydi Allah aşkına? Adamın hála bir tek elle tutulur hayırlı işi yok İstanbul için!.

Hem baksanıza canım, isimler bile iddiamızı teyid ediyor.

Recep: İçinde Ramazan da bulunan 'üç aylar'ın ilki.. Peygamberimizin ifadesiyle, Allah'ın ayıdır... Tayyip: Temiz, pak, abdestli... Erdoğan: Erkek olarak dünyaya gelmiş kişi... Mert...

Kemal: Aslı Kamal (Atatürk nüfus cüzdanına böyle yazdırtmış) Ve bu ismi ulu paşa mekteb-i iptidaide iken aynı isimdeki hocasının karışıklık çıkmasın diye eklediği ikinci isim... (Bu palavrayı uyduranın IQ'sünü tahmin zor değil...) Kılıçdaroğlu: Nice sarıklı İslam ülemasının idam kararını vermiş İstiklal Mahkemeleri reislerinden Kılıç Ali havasında!..

Erdoğan reis için 'Cennetmekan II. Abdülhamid'in günümüzdeki örneği, ikinci Abdülhamîd'i sànîdir' denilse eyvallah... Doğru söze can kurban...

II. Abdülhamid büyük siyasetçiydi dünya lideriydi Erdoğan da..

M. Kamal Paşa yalnızca iç siyasette başarılı, dış siyatte ise Ege adalarını, yendiği Yunan'a bırakacak kadar siyaset fukarası idi.

Gerçi Kılıçdaroğlu ne iç ne dış siyasetten anlıyor... Fakat sonuçta 'İkinci Atatürk' payesine layıksa yine o layık, Erdoğan değil...